Sputnik Sevgilim
Haruki Murakami'nin kaleminden, son derece etkileyici bir kitap daha
Murakami'nin, şimdiye kadar okuduğum her eseri beni büyülemişti. Dünyamızı algılayış ve tasfir edişni, fantastik dokunuşlarını, esprili ve akıcı dilini gerçekten o kadar seviyor ve eşsiz buluyorum ki. Uzun zamandır Murakami Bey'in herhangi bir kitabını okumamış olmanın özlemiyle de, Sputnik Sevgilim'e başlar başlamaz bayıldım ve bir çırpıda okudum. Şimdi de biraz kitaptan bahsedeceğim.
Ana karakter olan Sumire, en yakın arkadaşının ağzından anlatılmaktadır. Bu kişinin ismi yok; kendisine özel adıyla sadece bir kez hitap ediliyor, o kısımda da Sumire ondan 'K' olarak bahsediyor. Açıkçası çok şaşırmıştım çünkü kitabın ortasına kadar K'nin bir isminin olmadığını farketmemiştim.
Olay örgüsü de kısaca şöyle: K, Sumire ile üniversitedeyken tanışmış ve ona aşık olmuş. Sumire de, en büyük isteği yazar olmak olan, eksantirik birisi. K ile en büyük ortak noktaları da edebiyata olan düşkünlükleri. Evet, aşk mevzusuna geri dönelim. K'nin aksine Sumire, ona karşı ne romantik hisler besliyor ne de cinsel arzu duyuyor. Hatta o, hayatı boyunca kimseye karşı bunları hissetmemiş bir karakter. Ta ki Myu ile tanışıncaya kadar. Kelimenin tam anlamıyla ilk bakışta Myu'ya aşık olur, ona kapılır ve peşinden gider. Devamında ise, birtakım garip olaylar gelişir. Buradan sonrasından bahsedersem büyüsü kaçar, o yüzden sizleri okumaya teşvik ediyorum.
Sputnik Sevgilim hem uzun değil hem de Murakami'nin imza kitapları kadar tuhaf ve fantastik değil. Yine de en az diğer bütün eserleri kadar etkileyici (öyle ki, sanırım favorim oldu). Yazarı merak edenler, ilk kez okuyacak olanlar için fikir oluşturmak açısından da gerçekten güzel bir kitap diyebilirim.