Suratına Tiyatro: Birbirinden Çarpıcı 3 Öneri
Suratına tiyatro geleneğinde sarsıcı ve etkileyici üç farklı oyun önerisi...
Suratına tiyatro ya da yüzevurumcu tiyatro (İngilizce'deki orijinal adıyla "In-Yer-Face"), 1990'larda Birleşik Krallık'ta ortaya çıkmış, şiddet içeren ve şoke edici ögeleri kullanımıyla karakterize olmuş bir tiyatro akımıdır. Özellikle döneminin genç oyun yazarlarını çatısı altında toplayan bu akım, toplumun gerçekçi bir izdüşümü olarak gördüğü seyirciyi pasif izleyici rolünden çıkarmayı ve görmezden gelinen toplumsal sorunları toplumun yüzüne vurarak kalıcı bir etki bırakmayı hedefler. 80lerde başlayan ve 90larda son hız devam eden tüketim kültürüne eleştirisiyle yaptığı savaş karşıtı propogandayı aynı potada eriterek izleyicisini rahatsız eden suratına tiyatro, çıktığı dönemde eleştirmenler tarafından reddedilse de zamanla kendine tiyatro geleneğinde önemli bir yer edinmeyi başarmıştır. Suratına tiyatronun konu edindiği diğer konulara akıl hastalıkları, intihar, korku, fantezi, travma, yalnızlık ve bağımlılık örnek verilebilir. Eğer siz de geleneksel olmayan, sansürsüz ve cesur bir tiyatro deneyimi arıyorsanız, işte size okuyabileceğiniz veya izleyebileceğiniz üç suratına tiyatro oyunu önerisi!
1. Sarah Kane - Blasted
Blasted, Britanyalı Sarah Kane'in Bosna Soykırımı'ndan esinlenerek yazdığı bir tiyatro metni olarak savaş suçlarının gerçekçi ve sansürsüz gösterimini içerir. Tarzının en çarpıcı örneklerinden biri olarak sert dili, ve doğrudan anlatımı, ve sarsıcı sahneleriyle sadece savaşı değil aynı zamanda cinsel şiddeti ve yamyamlık gibi tabu temaları da kurduğu savaş düzleminde konu edinir. Oyun, özel alanın savaş alanına çarpıcı dönüşümünü resmedişiyle sadece savaşın yıkıcı etkisini anlatmakla kalmaz, aynı zamanda savaşın vahşi aniliğini de seyirciye hatırlatır. Özel alanla kamusal alan arasındaki çizginin sarsılmasının savaş gibi ekstrem durumlarda nasıl kolay olduğunu göstererek izleyicisini bilinçlendiren metin, bunun uzantısı olarak medeniyetten medet uman modern özneye savaş gibi olguların varlığında uygarlığın hiçbir anlam ifade etmediğini akla kazınacak şekilde anlatır. Suratına tiyatro ilginizi çektiyse, Kane'in bu ünlü eserini şüphesiz birinci sıraya koyarak öneriyorum.
2. Mark Ravenhill - Shopping and Fucking
Shopping and Fucking, oyunculuk, gazetecilik ve oyun yazarlığı kimliklerini harmanlayan Mark Ravenhill'in ilk yazdığı uzun tiyatro metni olma özelliğini taşır. Kara mizahı ve cinsel şiddeti hikayesinin ortasına yerleştiren bu oyun, özünde tüketim kültürüyle ahlaki çöküş arasında bir paralel çeker. İlk olarak 1996 senesinde sahnelendiğinde eleştirmenlerden hem olumlu hem olumsuz yorumlar toplamış olsa da, toplumdaki çürümeyi ve popüler kültürü gerçekçi gösterimi yıllar içerisinde türünde önemli bir eser sayılarak kendine önemli bir yer edinmesini sağlamıştır. Özellikle 90lar sonrası toplumunun postmodern bir eleştirisini okumak veya izlemek isteyenlere Ravenhill'in bu oyununu tavsiye ediyorum.
3. Philip Ridley - Mercury Fur
Mercury Fur, Londra'nın kurduğu kıyamet sonrası atmosferiyle metaforik şekilde toplum eleştirisini barındıran güçlü bir eserdir. Çete şiddeti, uyuşturucu, bağımlılık gibi konu maddeleriyle karakterize bu oyun, iki uzun saat boyunca anarko-kapitalist bir sistem düzenini eleştiriyor da denebilir. Bu türdeki diğer oyunların geleneğine ayak uydurarak aynı şekilde genç karakterler üzerinden kurulmuş olsa da, bu hikayenin performansında diğer iki oyundan farklı olarak seyirciye interaktif şekilde iki seçenek sunan Mercury Fur'un sahnelediği rahatsız edici suçları aracılığıyla, geleceğe yönelik distopik bir evrene izleyiciyi daha kapsamlı bir şekilde dahil ettiği söylenebilir. Medeniyetin çok yönlü şekilde ele alındığı ve eleştirildiği bu oyunu önerilerimde üçüncü sıraya koyarak değerlendirmemi sonlandırıyorum.
Bonus: A Clockwork Orange - Anthony Burgess
Aslında orijinal metni ilk olarak 1962 senesinde roman olarak yayınlanmış olsa da, romanının sahneye uyarlanması yönündeki sürekli bir istekle karşı karşıya kalan Anthony Burgess hikayesini müzikalleştirerek bu talebi cevapsız bırakmamıştır. Müzikal olarak yayınlanışından bu yana çok kez sahnelenen A Clockwork Orange'ın bu adaptasyonu da ekstra olarak size önerir ve keyifli seyirler dilerim.