Sürdürülebilirliğin Tüketim Boyutu

Bilinçli tüketim ve eko-verimlilik, çevresel dengeyi sağlamak ve daha iyi bir yaşam kalitesi sunmak için önemlidir.

Günümüzde tüketimin boyutu, yaşamın sürdürülebilirliğini tehdit eder hale gelmiştir. İnsanoğlu, toprağı, suyu, havayı yani doğayı acımasızca tüketmiştir. Sonuç olarak, dünyamıza küresel ısınma, iklim değişiklikleri ve çevresel sorunlar olarak geri dönmüştür. Birleşmiş Milletler raporları, bu tükeniş ve tahribatın en önemli sonucu olan "küresel ısınma"nın son 50 yılda insan eliyle yaratıldığını ve yüzyıllarca süreceğini ortaya koymuştur. Bunun yanında, ekonomik krizler "sürdürülebilir kalkınma"yı zorunlu hale getirmiştir.

Sürdürülebilir kalkınma anlayışı doğrultusunda sınırsız ve dengesiz tüketim ile üretim anlayışının birlikte değerlendirilmesi gerekliliği, "sürdürülebilir tüketim ve üretim" zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır. Bireylerin, bilinçli bir şekilde kaynakları yönetebilmesi ve sürdürülebilirliği sağlayabilmesi için 3R'den söz edilmelidir. Bunlar; azaltmak, yeniden kullanmak ve geri dönüşüm yapmaktır. Sürdürülebilir tüketim, dünya üzerindeki eşitsizliği gidermeyi de amaçlamaktadır. Eğer gelecek kuşaklara da yaşanılabilecek bir dünya bırakmak isteniyorsa bireyler tüketim düzeylerini yeniden düzenlemelidir. Bilinçli tüketici, israfın önlenmesini sağlar.

Tüketici Hakları, 1985 yılında BM Genel Kurulu'nda Evrensel Tüketici Hakları' nın oy birliğiyle kabul edilmesiyle önemli bir aşama kaydetmiştir. Tüketim, 2. Dünya Savaşı sonrası artmıştır. Sanayi Devrimi ile kitlesel üretime geçilmiştir. Post-fordist dönemin önerisi ise tüketici açısından anlamlı yeni yaşam biçimleri önermektir. Ürünlerin kullanım süreçleri kısalmış, ancak model çeşitliliği artmıştır. 20. yüzyılda "kullan-at" toplumları yaratılmıştır. Bu düzleme, sosyal medyanın eklenmesiyle birlikte medya başta olmak üzere toplumda tüketim çılgınlığı ortamı oluşmuştur. Bu süreç, hastalıklara dahi yol açmıştır.

Küreselleşme bağlamında, yeni kapitalizm, kapitalizm mantığıyla ürünleri pazarlamak için devasa bir reklam ağı oluşturmuştur. Sadece gazete, dergi, bilboard değil; izlenen film ve dizilerde de moda, marka, imaj adı altında tüketim mesajları verilmektedir. Bu düzendeki çarkın dönmesine en büyük katkıyı biz sağlıyoruz. İhtiyaç artık bir nesneye duyulan ihtiyaçtan çok, farklılaşma ihtiyacı haline gelmiştir. Eko-verimlilik, tüketici pazarı açısından rekabete yönelik avantajlar getirmektedir. Eko-verimlilik, temiz üretim demektir ve bilinçli tüketicilik argümanı bu konuda önemlidir.

Sürdürülebilir Tüketim, OECD 2002 raporunda, gelecek kuşakların gereksinimlerini dikkate alarak daha iyi bir yaşam kalitesi sunma olarak açıklanmıştır.