Suskun Kalabalıklar 

Görünmeyen emekçilerin bayramı.


1 Mayıs. “İşçinin emekçinin bayramı ” olarak aklımıza kazınan gün. Meydanlarda coşkulu sloganlar, sendika flamaları, grev gömlekleri… Bir yanıyla umut, bir yanıyla mücadele. Ama bu kalabalıkta göremediğimiz birileri var. Görünmeyen ama olmazsa olmazlar. Bayramı kutlayamayan, hakları konuşulmayan işçiler. 

Evde kalanlar mesela. Bugün de başkalarının evinde temizlik yapanlar. Sabahın köründe yaşlı bir kadının bezini değiştiren göçmen bir kadın. Sessizce yerleri silen gündelikçi. Bir apartmanın merdivenini üçüncü kez yıkayan yaşlı bir temizlik görevlisi. Saatlik ücretlerle güvencesiz sömürülen öğrenciler. Ne sendikaları var, ne haklarını savunacak örgütlenmeleri. En temel güvenceden yoksun, çoğu zaman kayıt dışı çalışan, sosyal sigortası dahi olmayan insanlar. 

Bakım emeği, temizlik emeği, ev içi görünmeyen işler… Kadınların omzuna yüklenmiş, tarihsel olarak “fedakârlık” adı altında kutsanmış ama hiç kıymet verilmemiş işler. Emeğin değeri piyasa tarafından belirleniyorsa, bu emeklerin bedeli neden yok? 

Sınıf dediğimiz şey sadece fabrika işçisinden mi ibaret? Hayır. Bugün sınıf, temizlik şirketlerinin kadrosuz, günübirlik işçileridir. Göçmen kadınlar için durum daha da ağır. Hem dil bilmezler, hem yasa. Ne haklarını bilirler ne de şikâyet edebilecek bir yerleri vardır. 

Tüm bu görünmez emekçilerin çoğu kadın. Sınıfsal eşitsizlikle toplumsal cinsiyet eşitsizliği burada birbirini besliyor. Kadınların bu işleri yapması “doğalmış” gibi kabul ediliyor. Çünkü kadın olmak hâlâ “bakmakla yükümlü” olmak demek. 

Bir de yasal zeminde çalışan haklarına sahip olsa da resmi izinlerini kullanamayanlar, makul saatleri dışında fazla mesaiye kalan ancak mesaileri ödenmeyenler var. İşverenlerin maaşı, tazminatı nasıl vermem diye kırk takla attığı iş yerleri... 'Bana bir şey olmaz' cesaretine sahip güç ilişkileri patronları... 

Bu 1 Mayıs’ta meydanda slogan atanların yanında, hiç meydanlara çıkamayanları hatırlıyoruz aslında. Süpürge sesiyle günü başlayanları. Kimsenin adını bilmediği temizlik işçilerini. Okumak için gelmesine rağmen barınma ve beslenme ihtiyaçlarını karşılayamadığı için eğitiminden kısıp çalışmaya başlayan öğrencileri. Haksızlığa uğrayan tüm işçileri.. Emekleriyle var olan ama varlığı inkâr edilenleri. 

Bu yazı en az görünenler için. 1 Mayıs onların günü. Ama henüz o bayram onlara gelmedi. Gelmeli. Onlar görünmeden, hiçbir mücadele tam olmaz. 


Gültaç, A. S. (2023). İşgücünde konuşulmayan taraf: Göçmen işçiler, insana yakışır iş ve sosyal güvenlik. Çalışma ve Toplum, 7(2), 405–420.

Özkal, M. F. (2011). Göçmen işçi kavramı ve göçmen işçilerin iş sağlığı ve güvenliği. Sosyal Siyaset Konferansları Dergisi, 1(28), 233–264.