Suzan Defter

12 Eylül'ün gölgesinde geçen bir aşk hikayesini okumaya ne dersiniz? Cevabınız 'evet' ise sizi Suzan Defter'i okumaya davet ediyorum.

Suzan Defter 127 sayfada oluşan incecik bir kitap. İncecik olmasına rağmen benim bu zamana kadar okuduğum en ilginç kitaplardan birisi. Ayfer Tunç tarafından kaleme alınan kitap, yalnızlıktan muzdarip iki insanın hayatına ışık tutuyor.

Bir kadın ve bir erkeğin günlüklerine yer verilmiş kitapta. Kitabın tek sayfalarında kadının günlükleri yer alıyor, çift sayfalarında ise erkeğin. Hatta böyle olması nedeniyle kitapta baskı hatası olduğunu düşünen çok fazla insan var. Ancak bu bir baskı hatası değil, yazarın zekasının eseri. Yazarın bu tercihi benim için kitabın en ilginç detaylarından birisi. Kitaptaki diğer ilginç nokta ise; kitabın adında yer alan Suzan'ı kitapta arayışımız olacak.

Gelelim kitaptaki olaylara. Erkek karakterin satılık ev ilanı vermesiyle kadın karakterle yolları kesişiyor ve olaylar başlıyor. Ortada satılık bir evin olup olmadığı ise muamma. Erkek karakterin neden böyle bir ilan verdiği ise tahmin edilebilir bir durum aslında. Satılık ev ilanıyla başlayan tanışmayla sınırlı kalmıyor yaşananlar. Sonrasında başka ziyaretleri de beraberinde getiriyor bu tanışma. Hem olayları hem de karakterlerin içinde bulundukları psikolojik durumları okumak keyif veriyor insana.

Kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman yazarın ne kadar iyi gözlemci olduğunu anlıyorsunuz. İki insanın arasında yaşananları sizi sıkmadan kaleme alan yazar, aynı olayın iki farklı yüzünü görmemizi sağlıyor. İki farklı insan ve aynı olaya iki farklı bakış açısı. Dolayısıyla bazen anlatılanlarda da minik farklılıklar olabiliyor. Hatta birbirlerine söyledikleri minik yalanları da görüyoruz. Kimin doğru söylediği ya da kime inanacağınız size kalmış.

Eser gerçekten ilginç bir kurguya sahip. Ayfer Tunç ne kadar zeki biri olduğunu tekrar göstermiş bizlere. Ne kadar iyi bir gözlemci olduğunu da. Kitapla ilgili tek keşkem Suzan. Keşke onun gözünden de görebilseydik hayatı.

Keyifli okumalar...