Taktiksel Bir FPS Oyunu

Rainbow Six Siege hakkında bir yazı.

Herkese merhaba, bugün sizlere taktiğin ön planda olduğu bir FPS oyunundan bahsetmeye çalışacağım. Öncelikle FPS ne buna bakalım; FPS dediğimiz şey First Person Shooter dediğimiz, yani karakterin gözünden oynadığımız oyunlara deniyor. Bu bir Counter Strike oyunu da olabilir, daha önce yazdığım The Long Dark oyunu da olabilir. Bugünkü yazıya konu olan oyun ise Tom Clancy's Rainbow Six Siege oyunu.

Bu oyunu anlatmaya başlamadan evvel şunu söylemek istiyorum: Bu oyun temelde diğer FPS oyunları gibi olsa da taktiğin daha çok ön plana çıkması bu oyunu benim gözümde farklı kılıyor. Counter Strike'da "rush" dediğimiz koş koş mentalitesi ile el kazanabilirken ki bu olmadığında oyun biraz çıkmaza giriyor, bu oyunda rush ile el kazanmak daha zor. Çünkü oyun içerisinde tuzaklama yapabiliyor, kapı ve pencerelere barikat kurabiliyorsunuz.

Ayrıca kameraların olması saldırı ekibinin işini biraz daha zorlaştırabiliyor. Valorant'ta olan daha çizgi filmvari grafikler de bu oyunda yerini daha gerçekçi grafiklere bırakıyor. Yine Valorant'ta yer alan yetenek kullanma olayı bu oyunda da mevcut.

Her operatörün(oyunda karakterlere verilen isim) kendine has yeteneği bulunuyor ve bu yetenekleri el sırasında kullanabiliyoruz. Bunun yanı sıra silahlar da operatörden operatöre farklılık gösterebiliyor. Yani x operatörünün kullandığı silahı y operatörü kullanamıyor. Bu da öldürdüğünüz operatörün silahını alamayacağınız anlamına geliyor.

Gelelim oyunun diğer özelliklerine. Oyunda her geçen gün artan operatör havuzu bulunmakta ve bu operatörleri oyun içi para ya da kendiniz para vererek aldığınız oyun içi kredi ile açabiliyorsunuz.

Bu operatörler savunma ve saldırı olarak ikiye ayrılmış durumda yani savunma sırasında kullandığınızı, saldırı esnasında kullanamıyorsunuz. Oyun sırasında barikat kurabilir, duvarları güçlendirebilir ve dikenli tel döşeyebilirsiniz. Ayrıca operatör bazlı yer alan tuzakları da yerleştirebilirsiniz.

Bunun dışında savunma ekibinin kullanabileceği kameralar da mevcut ancak bu kameraları saldırı ekibi ateş ederek devre dışı bırakabilir. Tabii öldürdüğü operatörden kameralara erişim sağlayan saldırı operatörü de mevcut. Bunun dışında oyunda sağa veya sola yatarak ateş etme mekaniği var ki bu başka oyunlarda pek görülmeyen bir şey. Ayrıca haritada bulunan duvarların %90 ı kırılabiliyor, bu da mevzilenme konusunda ciddi şekilde aklınızda kalması gerekiyor.

Oyun modu olaraksa neredeyse her oyunda bulunan rehine ve bomba modları bulunuyor. Rekabetçi mod olarak ise bomba modu bulunuyor. Bu oyunu diğerlerinden ayıran ise; harita seçme olayı. İstemediğiniz haritayı takımca eleyebiliyorsunuz. Ayrıca her takımın bir saldırı bir de savunma operatörü yasaklama şansı mevcut.

Oyunun sorunlarına dönmek gerekirse ki gerekiyor; oyunda ciddi şekilde bağlantı sorunu mevcut. Yani oyuna bağlanmak sorun, bu Ubisoft Connect ile alakalı da olabilir ancak ciddi bir sorun. Tabii oyuna 3-4 ayda bir büyük güncelleme geliyor bu da yaklaşık 20 gb boyutlarında oluyor bu da düşük internet hızına sahipseniz (ülke geneli için maalesef geçerli) sorun olabiliyor.

Oyunu kapsamlı olarak düşündüğümüzde bence Tom Clancy's Rainbow Six Siege bu türün en iyisi diyebilirim. Bu sebeple oynamanız gerekiyor. Bu oyunun e-spor kısmı diğer oyunlara nazaran daha az gelişmiş durumda bu da oyunun pay2play olması ile alakalı diye düşünüyorum. Oyunun ücreti Steam'de 6.39 dolar, Epic Games'de ise 239 lira fiyatıyla alıcı bekliyor.