Tarihi ve Edebi Perspektifte Kadın Deliliği

Antik Mitler ve Dini Metinlerde Kadın Figürleri ve Delilik Kavramı

Tarih boyunca gerek yazılı metinlerde gerek toplumsal geleneklerde, kadın deliliği sık sık belirli kalıplar ve klişeler kullanılarak tasvir edilmiştir. Toplumların kültürel normları ve cinsiyet rolleri, kadınların zihnindeki belirli davranışları ya da duygusal tepkileri "normal" ya da "anormal" olarak etiketlemiş ve bu da kadın zihni hakkında pek çok önyargı doğurmuştur. Özellikle 19.yy'a kadar yazılan edebi, tıbbı ve dini metinler kadınlar hakkında yanlış önermelerde bulunmuştur. Bu önermeler ise bsosyal ve kültürel hayatı etkilemiştir. Bu yazıda, tarihi ve edebiyatı bir araya getirerek kadın deliliği kavramının nasıl ortaya çıktığını inceleyeceğiz. Ayrıca bu önyargıların nasıl oluştuğunu ve toplumsal algılarda nasıl yer bulduğunu analiz edeceğiz.

Antik Medeniyetlerde Deli Kadın Figürü ve Yaratılış Hikayesi

Antik çağda, kadın figürleri mitolojik hikayelerde sıklıkla yer almış olsa da, bu figürlerin olumlu bir şekilde ele alındığını söylemek çok iyimser olur. Genellikle erkekleri baştan çıkaran ya da felaketlere sebep olan ''kötü kadınlar'' olarak tasvir edilen bu figürleri, toplumsal cinsiyet normlarının ve kültürel algıların bir yansıması olarak görebiliriz.

Antik çağ mitolojilerinde Yunan mitolojisinde, kadın figürleri genellikle güzellik, entrika veya çekicilikle özdeşleştirilirken, aynı zamanda karanlık yönleriyle de ilişkilendirilmiştir. Ya da dini metinlerde, insanlığı kötü yola sürükleyen, insanoğlunu cennetten kovduran olarak tasvir edilmiştir. Serinin ilk bölümü olan bu yazıda, bu mitler ve metinlerde yer alan kadın figürlerini ele alarak, deli kadın arketipinin nasıl ortaya çıktığını konuşacağız.

Lilith ve Eve: Günahın Meyvesi

Eski dini metinlerde, özellikle Yahudi metinlerinde, Lilith ve Havva (Eve) oldukça önemli kadın figürleridir. Lilith, Eve kadar bilinmez ama bazı apokrif metinlerde geçen bir figürdür. Bu metinlere göre Lilith, ilk insan olan Adem'in eşi olarak yaratılmıştır. Ancak Adem'in ona hükmetme isteğini kabul etmemiş ve eşit olduklarını söylemiştir. Bunun için de cennetten kovulduğuna inanılır. Bu olaydan sonra Lilith 'in şeytanlarla işbirliği yaptığı ve insanlığı yoldan çıkarmaya çalıştığı söylenir.

Havva ise, Hristiyan ve Yahudi inançlarında, cennetteki yasak meyveyi yemesiyle insanlığın günahla tanışmasına sebep olan, duygularına yenik düşen iradesiz bir kadın figürüdür. Havva, tarih boyunca Adem'i baştan çıkarmakla suçlanmış ve bu, tüm kadınlara yansıtılmıştır. Doğum acısının kadınların günahının bir cezası olarak düşünülmesine de sebep olmuştur.

Bu metinler, kadınların toplumun belirlediği normlara uymadıkları durumlarda sıkça dışlandıklarını, hatta deli ve irrasyonel olarak suçlandıklarını gösterir. Örneğin, Lilith 'in özgürlüğü ve otoriteye karşı duruşu, onun şeytani bir figür olarak tasvir edilmesine neden olurken, Havva ise duygularına yenik düşen güçsüz bir kadın olmakla suçlanır. Bu figürler, toplumların kadınların zayıf, duygusal, irrasyonel veya günahkâr olduğu inancını pekiştirmesine sebep olmuştur.

Patriyarkinin Delirttiği Kadınlar: Medusa ve Medea

Antik Yunan mitolojisinde, kadın figürlere oldukça kısıtlayıcı roller verilmiş ve genellikle negatif bir perspektiften ele alınmışlardır. Ancak neredeyse tüm yazarların erkek olduğunu düşününce bu pek şaşırtıcı değildir. Genellikle güzellik ve tehlike kavramları arasında sıkışmış bu kadınlar çoğu zaman trajik sonlara sahiptirler. Bunun en önemli iki örneği Medusa ve Medea'dır. Yazıldıkları dönemde korku salmak, kadınları aşağılamak veya ders vermek gibi amaçlarla yazılmış olan bu kadınları günümüz perspektifi ile incelediğimizde, hikayeleri bambaşka bir hale bürünüyor.

Büyüleyici bir güzelliğe sahip olarak tasvir edilen Medusa, Tanrı Poseidon tarafından tecavüze uğrar. Ancak bu olay, genellikle Medusa'nın suçlu olarak görüldüğü bir hikaye olarak anlatılır ve Medusa figürü bir kurbandan çok, kötü bir kadın figürüne dönüştürülür. Günümüzde ise bazı yorumcular ve modern yaklaşımlar Medusa'nın intikam eylemlerini, patriyarkal zulme karşı bir tepki olarak yorumlamaktadır. Medusa'nın güçlerini kullanarak erkek kahramanları alt edip taşa çevirmesi, onun mağduriyetinin bir şekilde telafi edilmeye çalışılması olarak görülür.

Colchis Kralı Aeetes'in kızı olan Medea, eşi tarafından ihanete uğrar. Bu durum karşısında, patriyarkal toplumun kadınlara biçtiği rolün dışına çıkarak, intikamla ve büyüyle eşinden intikam almak ister. Çocuklarını öldürerek intikamını alan Medea karakteri, çoğu zaman bir kadın olarak toplumsal normlara meydan okumanın ve kendini ifade etmenin sonuçlarını bizlere gösterir.

Her iki kadın figürü de mitolojik hikayelerinde, güçlü, tutkulu ve kendi yollarını bulmaya çalışan kadınlar olarak ortaya çıkar. Ancak, toplumsal normlara meydan okuma çabaları, onları delilikle etiketleyen bir toplum tarafından dışlanmalarına neden olur. Medusa'nın yılan saçlarıyla ve Medea'nın büyüsü, toplumsal baskılara karşı ayakta duran ve güçlerini kullanan kadınların deli olarak damgalandığını bizlere gösterir. Çünkü patriyarkal düzenin sınırlarını zorlamak, bir kadını deli olarak etiketlendirilmek için yeterlidir.

Sonuç

Sonuç olarak özellikle antik çağlarda ortaya çıkan bu figürler, toplumsal normlara aykırı davranan kadınların tarih boyunca delilikle ilişkilendirilmelerine ve dışlanmalarına sebep olmuştur. Kadınların güç arayışları veya isyanı, toplumsal normlara meydan okumak olarak değil, genellikle "delilik" veya "günah" etiketleriyle karşılanmıştır. Bu durum, hem kadınların sorunlarının göz ardı edilmesine sebep olmuş hem de kadın karakterlerin mitolojik hikayelerde genellikle sınırlı ve klişe rollerle tasvir edilmesine yol açmıştır.