Ted Lasso: Bir Futbol Komedisinden Fazlası
Yoksa siz hala izlemediniz mi?
Bir sporu ya da futbolu seviyor musunuz? Komedi türünde dizi ve filmlere ilginiz var mı? Dizi izlerken keyif alıyor ve gülmek istiyor musunuz? Belki de en önemlisi Simon Kuper’in "Futbol Asla Sadece Futbol değildir," sözüne katılıyor musunuz? O zaman sizin için bir dizi önerim var!
Ted Lasso dizisi Jason Sudeikis’in canlandırdığı ve birkaç isimle beraber geliştirdikleri bir karaktere dayanan bir komedi dizisi. Karakterin ilk çıkış noktası ise NBC Sports’un Premier League için yaptığı tanıtım dizisinde aynı isimle canlandırılması. Ne kadar İngiltere’nin ikliminde yer alan bir dizi olsa da bir Amerikan sitcom televizyon dizisidir.
Amerikan Futbol takımı antrenörü olan Ted Lasso’nun İngiltere’de AFK Richmond kulübü tarafından işe alınmasını ve oradaki hem saha içi hem de saha dışı yaşantısını anlatıyor. Bir antrenör olmasına rağmen daha önce hiç futbol koçluğu yapmayan Ted’in, koçluğu bırakın futbolu bile bilmediğini kurallara, devrelere, sisteme bile alışık olmadığını görüyoruz.
Bu hocanın takıma gelmesindeki asıl sebebi ise takımın başkanı olan Rebecca karakterinden öğreniyoruz. Rebecca kocası tarafından aldatılmış ve boşandıktan sonra AFK Richmond kulübü kendisine kalmıştır. Eski kocasından alınacak en büyük intikam şekli olarak da kendine kalan futbol takımını batırmak olduğunu düşünür. Bu sebeple daha önce hiç deneyimi olmayan hatta futbol maçının kaç devre olduğunu bile bilmeyen bir Amerikan Futbol Takımı antrenörü olan Ted Lasso’yu İngiltere’ye takımın başına getirir.
Daha tanışma toplantısında bile İngiliz basını tarafından zorlanan, dalga geçilen bir hocanın, İngiltere kültürüne uzaklığını çay ve yemek kültürlerini güzel bir komedi aracı olarak kullanılmasını izliyoruz. Ted Lasso karakterinin gün içinde aslında taraftarlarla ve halkla iletişimini, bir bar içinde kulüp taraftarlarıyla etkileşimini, kendisini sevmeyen kişilerle muhabbetini bile sırıtarak izleyebiliyoruz. Bu dizinin ışığında ülkenin ve Londra’nın futbol ikliminin nasıl olduğunu da dizideki sahnelerden yola çıkarak hissedebiliyoruz. Sokakta top oynayan kızlardan tutun kulüp takımı taraftarlarının etkisine ve sohbetlerine kadar. Bir Premier League takım hocasıyla aynı barda vakit geçiren taraftarların şaşkınlıkları ve bundan dolayı kurdukları bağ bile eleştiri ve tezahürat yaparken akıllarına takılıyor ve tebessüm ettiren diyaloglar çıkartıyor.
Aslında sadece futbol anlatmıyor bize dizi ve Ted Lasso. Dizide yer alan karakterlerin takım içinde bulunan kişilerin sorunlarını ve hayatlarını görüyoruz. ve bu sorunları hakkından her şeyi değiştiremese de çabalayan bir Ted Lasso’yu. Sizlere keyif aldığım, pozitif duygular içinde izlediğim bir diziyi seyretmenizi ve bana aynı Ted’in AFK Richmond Kulübü’ne ilk geldiğinde soyunma odasına astığı yazı gibi "inanmanızı" istiyorum.