The Bear: Gastronomik Bir Cinnet

Yetenekli genç bir şef Chicago'da vasat bir sandviç dükkanı işletmek zorunda kalsa ne olurdu?

FX'in yeni yapımı the Bear bu absürd soruya cevap veren temposu düşmeyen bir izleme deneyimi sunuyor. Başrollerde şef Carmen Berzatto'yu canlandıran Shameless dizisinin yaramaz çocuğu Jeremy Allen White, onun problemli kuzeni Richie'yi canlandıran Ebon Moss-Bachrac ve Sydney'i canlandıran Ayo Edebiri'nin arasındaki sinematik uyum dizinin ilk bölümünden hikayenin içinde kolayca girebilmenizi sağlıyor. Ancak yan rollerin her birinin de Carmen, Richie ve Sydney üçlüsü gibi kendine ait samimi birer hikayesi var.

Gelecek vaadeden şef Carmen'in abisinin sandviç dükkanını devralışı oldukça trajik bir olayla gerçekleşirken, bunun Carmen için zorunda kalınmış bir seçenek değil aynı zamanda kariyerinde yaşadığı olumsuzluklardan bir kaçış olduğunu sekiz bölüm boyunca ilmek ilmek örüyor dizi. Bir yandan abisinin emaneti dükkanın maddi problemleriyle uğraşan Carmy'nin problemlerine, mutfak ekibinin disiplinsizlikleri ve itaatsizlikleri, yardımcı şefi Sydney'in başarı hırsı ve Richie'nin çocukça kıskançlıkları eklendiğinde dizinin hemen hemen her sahnesinde içinde bulunduğu stresli ortamın genç şefimizi nasıl etkilediği oldukça gerçekçi bir şekilde izleyiciye yansıtılıyor. Öyle ki Carmen oradan oraya koşturup, bir de mutfak ekibine laf anlatmaya ya da alacaklıları atlatmaya çalışırken onun yerine sıkıntı hissetmek mümkün gibi gözüküyor.

Tüm bu olumsuzluklar içinde Carmen'in bir an bile pes etmeyi düşünmemesinin ve mutfak çalışanlarını tabiri caizse adam etme çabasının kaotik bir biçimde de olsa meyvelerini verdiğini görmek son bölümü yüzde bir tebessümle bitirmeye sebep oluyor. Bu açıdan the Bear mutfağın da tıpkı hayat gibi kimi zaman kirli, yorucu ama inatlaşıldığında güzel şeylere gebe olduğunu anlatan sekiz bölümlük akıcı bir hikaye sunuyor.