The Boys 3. sezon 8. bölüm incelemesi

Beklediğiniz gibi bir sezon oldu mu? Gelin bir göz gezdirelim!

En baştan belirtmek isterim ki bu inceleme oldukça fazla spoiler barındırmaktadır o yüzden henüz sezon finalini izlemediyseniz bu yazımı son bölümü izledikten sonra okumanızı tavsiye ederim.


The Boys bundan önceki 2 sezonunda da mükemmel bir bitiş yapmıştı.İlk sezon, Becca'nın Homelander'ın oğlunu yetiştirdiğini açıklarken, ikinci sezon Stormfront'un kanlı çöküşüyle ​​​​doruğa ulaştı. Soldier Boy ve Homelander'ın büyük hesaplaşmasına girerken beklentiler yüksekti. Bu, sonunda Yedi'nin liderinin sonu olabilir mi?

Ne yazık ki, final bölümü 'The Instant White-Hot Wild' beklediğim gibi değildi. 7. bölümde Homelander'ın Soldier Boy'un oğlu olduğunu öğrendik ve bu birçok kişi tarafından tahmin ediliyordu. Bu an, hikayeye gerilim katmalıydı, ancak hikayenin gidişatı dizide işleniş biçiminden dolayı yavanlaştı. Birbirini öldürmeye çalışan bu iki titan arasında artık bir hırs, heyecan, gözü dönmüşlük hissi kalmamıştı, bunun yerine karakterlerin artık birbirlerini öldürmek isteyip istemediklerinden bile emin olmadığı bir yere evrildi.

Bölüm, Homelander ve Soldier Boy'un akraba olduklarını bulmakla uğraşmasıyla yavaş yavaş başlıyor. Homelander, hiç sahip olmadığı bir aile kurmak istiyor ve kendi oğlu Ryan ile barışmak için Mallory'nin evine gidiyor. Ancak Soldier Boy için acı daha derine iniyor. Geriye kalan son Payback üyesi Black Noir'i öldürmek için Billy Butcher ile birlikte yola çıkan Soldier Boy, babasıyla olan kendi gergin ilişkisini, babasının kendisine asla yeterince iyi olmadığını, bunun da onu Vought'un deneysel testine gönüllü olmasına neden olduğunu, sadece babası için gönüllü olduğunu söylemesini ve babasının gerçek bir erkek hile yapmaz demesini anlatıyor. Karakteri oynayan Jensen Ackles, kırılganlık ve kabadayılık arasında geçiş yapmakta olağanüstü bir performans sergiliyor. Şimdilik havada kalan hikayesi umarım 4.sezon da anlatılmaya devam eder.

Homelander ve Soldier Boy sonunda Vought Towers'ta çatıştığında, bu bölümün en iyi kısmı ortaya çıkıyor. Psikotik ve dürtüsel davranan Homelander ile ihanete uğramış Soldier Boy birbirlerini zekice süzüyorlar. Sarışın ve kötü Süpermen bir süper aile kurmak için yalvarırken, Soldier Boy onu kendi babası gibi reddediyor. Her şey çabucak sona eriyor ve bize söz verilen kavga asla gerçekleşmiyor.

Bölüm boyunca harika anlar da var oldu, Maeve ve Homelander'ın çatışması gerçek bir gösteriydi. Buradaki tek hayal kırıklığı, Homelander, Butcher ve Soldier Boy'un Herogasm esnasında gösterdikleri performansa nazaran bu bölümde gösterdikleri güç savaşının çok sönük kalması.

Son savaşa girmeden önce, Homelander, Noir'in babası hakkındaki gerçeği en başından beri kendisinden sakladığını öğrenince bağırsaklarını sökmesi gerçekten şok edici bir andı ama, bu bile kendi hayal kırıklıklarıyla geliyor. Noir'a daha yeni yapacak bir şey verilmişti ve çarpık beyninin Pamuk Prenses benzeri çizgi film arkadaşlarıyla dolu olduğunu görmek çok keyifliydi. Noir ile yapabilecekleri çok daha fazla şey olduğuna dair bir his vardı içimde fakat boşa harcanmış bir potansiyel olması üzücü oldu.

Başka yerlerde, bazı hikaye örgüleri ana hikayeden çok daha iyi çalıştı. Frenchie ve Kimiko, geçmişleriyle barışmayı tartıştıkları güzel bir sahneye sahipken, MM ise, Frenchie'nin, kızı için en iyisi olması gerektiği konusunda güçlü bir destek vermesi sonrasında parlamaya devam ediyor. Diğer hikayeler beklediğim kadar etkili olmadı. A-Train'in erkek kardeşiyle olan duygusal çatışması, A-Train'in tüm sezon boyunca sahip olduğu en ilginç karakter gelişimi olmasına rağmen, durumu tam olarak keşfetmek için gerekli potansiyele sahip değildi ve şu anda değerlerine bu kadar ters gittiği öldürdüğü adamın kalbine sahip, Blue Hawk'ın. Belki de hali hazırda kişisel gelişimi devam ediyor ve gelecek sezon için hazırlanıyor ancak bu sezon daha fazlasını görmek isterdim.

Final, tıpkı 3. sezonun geri kalanı gibi, harika olabilecek, ancak biraz sönük kalmış anlarla dolu. 'Herogasm' dizinin şimdiye kadarki en iyi bölümlerinden birine yol açarken, Soldier Boy'un mücadeleye dahil edilmesi de eklenince büyük yükselişler yaşandı. Ancak bunlar, Maeve ve A-Train gibi karakterler için ihmal edilen hikayelerle kötü anlamda dengelendi ve her şey son dövüşe kaldı.

'The Instant White-Hot Wild'ın sonu, şovun nereye gideceğini yönlendirerek sezonu kurtardı diyebiliriz. En heyecan verici gelişmeler ise, Butcher'ın kalan ömrünün çok az olduğunu öğrenmesi sonrasında Neuman'ı hedeflemesi, Starlight'ın The Boys'un gerçek bir üyesi olması ve ekibin dikkatini şu anda Amerika Birleşik Devletleri Başkan Yardımcısı olma yolunda ilerleyen Victoria Neuman'a odaklaması heyecan yarattı.

Diğer tarafta Homelander var. Ryan'ın yanında olduğu bölüm, psikopat süpermenimizin bir Starlight hayranını ortadan ikiye lazerle kesmesiyle sona eriyor ve bu tüm halkın önünde gerçekleşmesine rağmen büyük destek topladı. Artık şu aşamada gerçek yüzü halka gösterildi. Hayranları onu seviyor ve limitsiz bir Homelander fikri kesinlikle heyecan verici.

Bütün bunlar The Boys'un yolunu kaybetmediğini ve bu çığır açan dizide daha anlatılacak çok sayıda heyecan verici hikaye olduğunu kanıtlıyor. Umarım, bir sonraki sezonda daha nefes kesici bir final yapılır.


Sizce bu sezon nasıldı? Final bölümü beklediğiniz gibi mi gerçekleşti?