The Strokes "Ode to the Mets" İncelemesi

Bir New York beyzbol takımına mı yoksa geçmişte kalmış çocukluğa karşı olan bir ağıt mı?

Pandeminin ve kapanmanın haliyle hepimizi vurduğu sıralarda çoğu insan gibi bir şeylere sarma ihtiyacı duyan ben, aslında The Strokes grubuyla karşılaşınca beni nelerin beklediğinden bihaberdim. Tuhaf, yalnız ve depresif zamanların yaşandığı pandemide böylesine -şahsen- kaliteli ve keyifli bir grubun şarkılarıyla vakit geçirmek bir yandan da iyiydi. Aslında bakarsak "Ode to the Mets" şarkısının da alametifarikası buradan geliyor kanımca; tuhaflık ve yalnızlığın hoş bir ritim ve izleyeni kendine çeken klibinin füzyonu.

The Strokes grubu, 2020 Nisan ayında "The New Abnormal" isimli 6. stüdyo albümlerini yayınladılar. Grubun solisti ve ünlü modellik ajansı sahibi John Casablancas'ın oğlu Julian Casablancas, neredeyse tüm şarkılarına olduğu gibi bu şarkıya da ilgili olduğu şeylerden ve kendinden parçalar eklemeyi ihmal etmemiş. Şarkının isminde geçen Mets öyle alelade bir şey değil aslına bakacak olursak. New York beyzbol takımı olan Mets, Casablancas için küçüklüğünden beri gelen bir tutkuymuş dediğine göre. Şarkı her ne kadar 2020'de yayınlansa da bu takımla ilgili hatırladığı ilk anısı 1986'da izlediği maçlarıymış. Fakat bu şarkı için vurucu olan kısım ise Julian'ın dediğine göre Mets'in 2016 aldığı mağlubiyet ve peronda 7 trenini beklerken hüzünlü mağlubiyet için ayaküstü yazılan bu şarkı en nihayetinde.

Klibi baştan inceleyecek olursak aslında yalnızlığı bariz bir şekilde görebiliriz çünkü klipte bir şeyler değişip gelişirken ortama hakim olan hava izole olma ve terk edilmişlik hissi, sanki bir yaşam belirtisi varmış fakat ana karakterin elinden alınmış gibi hissettiriyor izleyene. Duruma bu taraftan bakınca klibin aslında sadece Mets takımıyla ilgili olmadığı izlemine kapılmadan edemedim ki bu düşünceme de birazdan değineceğim.

Klibin bu kısmında Ödülleri gördüğümüzde kaçınılmaz ve muhtemel olarak belli başlı sıkıntı ve zorlukları aşıp kazanılan başarıları anlayabiliyoruz ki bu da yine şarkının adına ilham olan Mets takımına gönderme olabilir. Fakat diğer yandan, mutluluk gibi başarı da paylaşılınca değeri artan bir olgu olduğu için klibe hakim olan izolasyon hissi bu görüntüye de depresif bir hava katmış.

"Back from his trip, he's at the door

When he gets back, he's on the phone

Innocent eye, innocent heart

No, it's not wrong, but it's not right

Innocent time out on his own"

Şarkının bu kısmında özellikle "door" unsuruna baktığımızda dört gözle beklenen, meraklandıran şeylerin atfının yapıldığını varsayabiliriz. Burada atfı yapılan şey şarkının buraya kadar olan kısmındaki Mets olgusundan ziyade, esasında genç Julian ve babası arasında yaşanan uzaklık ve soğukluk olabilir. Az önce de bahsettiğim gibi terk edilmişlik hissini veren bu klip, Julian'ın küçükken sürekli iş gezilerine giden ve oğluyla çok vakit geçiremeyen babasıyla olan sıkıntılarının yansıması gibi duruyor. Babasıyla vakit geçirememiş olmasına bir örnek olarak da;

"I was just bored playin' the guitar

Learned all your tricks, wasn't too hard"

kısmında bir şekilde ikisinin birlikte gitar ve müzik sayesinde zaman geçirmeye çalıştıklarını fakat yoğunluklar yüzünden öğrenilen gitar parçalarının bile komplike olmadıklarını görüyoruz. Buradan anlıyoruz ki birlikte paylaşılan anların azlığı aralarındaki bağın gevşekliğini/komplike olmayışını da simgeliyor bir taraftan.

Klibin bu kısmında ilk başta bizi bir kapı karşılıyor. Önceden bahsettiğim gibi sadece Mets takımına gönderme yapmasından ziyade Julian bu şarkıda küçüklüğünde babasıyla ne kadar az vakit geçirmesinden de yakınıyor olabilir. Çocukluk/gençlik temasının çıkarımını yukarıdaki resimdeki oyuncaklardan ve bisikletten yapabiliriz. Diğer taraftan -Mets tarafından- da bakacak olursak bu çocukluk figürleri aslında yine Julian'ın geçmişini sembolize ediyor. Çünkü Julian'ın Mets'e karşı olan sevgi ve ilgisi çocukluktan gelen ve bu zamana kadar devam eden bir tutku haline gelmiş bariz bir şekilde ki bu da takımın Julian'da yarattığı nostalji hissini de açığa çıkarıyor bir yandan.

The Strokes'un "Ode to the Mets"i, hem grubun müzikal becerisinin hem de Mets ile olan derin bağlarının ustaca bir kanıtı olarak duruyor karşımızda. İçe dönük sözleri ve kendine çeken ritmi sayesinde şarkı nostalji, değişim ve zamanın geçişi temalarını bir araya getirerek hem bireysel hem de toplu deneyimlerin canlı bir portresini çiziyor. Şarkıya ek olarak klip de dinleyicileri varoluşun, geçmişin, bağlılığın ve çocukluğun karmaşıklıkları üzerindeki derin etkisi üzerine düşünmeye davet eden bir his yaratıyor. Aşağıda klibi ve bu masalsı şarkıyı bulabilirsiniz. Drums please, Fab!