Theseus'un Gemisi: Kimlik ve Değişim
Değişim, kimliği etkiler mi yoksa önemli olan maddenin özü müdür?
Bir gemi düşünün. Yıllar geçtikçe bazı parçalar eskiyor ve yerine yenisi geliyor. Bu değişim geminin tamamına uygulanana kadar devam ediyor. Peki bu gemi ilk baştaki gemi ile aynı mıdır?
‘Her bir parçası değişmiş bir nesne özünde aynı mı kalır?’ sorusunu akıllara düşüren ve asırlardır filozofları ve bilim adamlarını düşünmeye sevk eden bir paradoks olarak karşımıza çıkar.
İlk olarak Antik Yunan’da filozof ve deneme yazarı olan Plütark tarafından ortaya atılmıştır. Atina’da mitolojik kahraman olan Theseus’un gemisi bu paradoksun merkezinde yer alır. Abraham Lincoln’un baltası gibi pek çok versiyonu olan paradoksun temelinde aynı soru yatar. Efsaneye göre geminin çürüyen parçaları yenileriyle değiştirilir, ta ki orijinal bir parçası kalmayana dek. Bu durum pek çok tartışma uyandırır: Gemi hala Theseus’un gemisi midir yoksa değişen her bir parçayla beraber gemi bambaşka bir nesneye mi dönüşmüştür? Daha da ilginci eğer eski parçalar bir araya getirilip yeni bir gemi yapılırsa hangisi Theseus’un gerçek gemisi olur?
Bazı düşünürler kimlik ve değişime cevaplar aramış ve felsefi tartışmaların önünü açmıştır.
KİMLİK VE DEĞİŞİM ÜZERİNE FELSEFİ TARTIŞMALAR
HERAKLEİTOS
‘Aynı ırmağa iki kere girilmez.’ diyerek değişimin mutlak olduğunu ve her şeyin sürekli bir değişim içinde olduğunu savunur. Ona göre hiçbir şey sabit değildir. Herakleitos’a göre, bir nesne, sahip olduğu sürekli değişim süreciyle kimliğini korur. Bu bakış açısı, kimliğin zamanla evrilen ama süregelen bir varlık olduğunu savunur. Herakleitos’un düşünceleri panta rhei- her şey akar- şeklindeki söz ile de özetlenebilir.
ARİSTOTELES
Herakleitos’un aksine Aristoteles, bir nesnenin kimliğinin onun fiziksel parçalarından ziyade, taşıdığı özde olduğunu söylemiştir. Ona göre, geminin işlevi ve amacı korunuyorsa, akan nehir örneğinde olduğu gibi Theseus’un Gemisi de aynı gemi olarak kabul edilebilir. Her ne kadar parçalar değişse de, geminin sahip olduğu amaç ve yapısal bütünlük, onun kimliğini korur.
THOMAS HOBBES
Hobbes, ‘Eğer çıkarılan eski parçalar bir araya getirilip yeni bir gemi inşa edilirse bu gerçek gemi midir?’ sorusunu sorarak konuyu daha da karmaşık bir hale getirmiştir. Hobbes'e göre, geminin işlevi değişmeden devam ediyorsa, geminin kimliği korunmuş olur. Bu bakış açısı, geçişlilik ilkesine benzer bir şekilde işleyebilir. Geçişlilik birinci öğe ile ikinci öğe arasındaki ilişkiyi( A=B), ikinci öğe ile üçüncü öğe arasındaki ilişkiyi içerdiğinde(B=C), bu ilişki birinci öğe ile üçüncü öğe arasında da geçerli olmalıdır(A=C). Yani eğer eski ve yeni parçalar arasında bir işlevsel devamlılık varsa, kimlik korunur.
Güncelliğini koruyan Theseus Paradoksu, kimlik ve değişim üzerine derin sorgulamalar yaptırmıştır. Pek çok düşünürün yaklaşımı ile daha da katmanlı hale gelen ve derinleşen metafor aynı zamanda insanlığın sürekli değişen doğasıyla yüzleşme şeklimizi de yansıtmaktadır. Bahsi geçen gemi, değişim sürecine rağmen özünü koruyor mu, yoksa her bir parçasıyla tamamen yeni bir varlık mı oluşturuyor? Peki ya biz? Hayatımız boyunca deneyimlerimiz, düşüncelerimiz ve bedenimiz sürekli değişirken, hâlâ "aynı" kişi olduğumuza inanabilir miyiz?