Toksik Pozitiflik

Her şey, her zaman dışardan göründüğü gibi değildir.

Toksik pozitiflik, dışarıdan sürekli olarak "her şeyin iyi olduğunu düşün" veya "her zaman pozitif kal" gibi mesajlar veren işlevsiz bir mekanizmadır. Ancak bu, sağlıklı bir şekilde duyguları işlemenin ve anlamanın önünde bir engel oluşturur. Genellikle başkalarına, duygusal olarak zorlayıcı durumlar karşısında "iyi" olmayı zorunlu hale getiren bir anlayışı ifade eder. Toksik pozitiflik belirtileri, genellikle bireylerin duygusal sağlığını ve zihin sağlığını olumsuz etkileyen bir dizi davranış ve düşünce biçiminden kaynaklanır. Bu belirtiler, çoğunlukla sosyal normlar, kişisel inançlar veya çevresel baskılarla şekillenir. Bireylerin duygusal iyileşme süreçlerini ve genel psikolojik sağlığını etkileyebilir. 

Pozitif olmanın erdemli bir davranış olduğu teşvik edilen toplumumuzda; aileler, arkadaşlar, iş yerleri ve medya tarafından insanların her zaman güler yüzlü olmalarının, güçlü ve dayanıklı olmalarının beklenmesi, sosyal medya platformlarında insanların, en iyi ve en mutlu anlarını paylaşarak kişilerin kendilerini sürekli olarak "iyi" hissetmeleri gerektiği hissine kapılmalarına neden olunması gibi dış etkenler ve mükemmeliyetçi bireylerin olumsuz duyguları ve başarısızlıkları kabul etmekte zorlanmasından dolayı ortaya çıkan "her şeyin mükemmel olması gerekiyor" düşüncesi, korku ve kaygıyı gibi olumsuz duyguları yönetebilmek ve bu duygularla başa çıkabilmek için ya da bazen bireylerin zihinsel sağlıklarını iyileştirme çabalarından kaynaklı (depresyon,anksiyete gibi) içsel etkenler toksik pozitifliğin oluşmasında neden olan faktörlerdir.

Toksik pozitiflik, kişilere acı, üzüntü, stres ve öfke gibi duyguları reddetmeleri gerektiğini öğretir. Bu durum, kişinin olumsuz hislerini ifade etmekte zorlanmasına, duygularının birikmesine ve sağlıklı bir şekilde başa çıkılamadığı için uzun vadede duygusal yorgunluk ve depresyon gibi sorunlara sebep olabilir. Sürekli pozitif olma baskısı, gerçekçi olmayan bir bakış açısına yol açabilir. Kişi, toksik pozitifliğin etkisiyle başkalarına duygusal ihtiyaçlarını açıklamaktan çekinir, başkalarının da duygusal ihtiyaçlarını anlayabilmesine ve bu ihtiyaçlara uygun tepki verebilmesini zorlaştırarak, yüzeysel ve genellikle durumu küçümseyen bir yaklaşım benimsemelerine neden olabilir. Bu da sosyal bağlantıları zayıflatabilir ve yalnızlık hissine yol açabilir. Toksik pozitiflik kültürü kişiyi sürekli "olumlu düşünmeye" zorlamasından dolayı, kişinin kendi duygusal deneyimini önemsememesine ve "olumsuz" hisleriyle barışık bir şekilde başa çıkmak yerine, onları dışlamasına yol açabilir.

Toksik pozitiflik, kişilerin duygusal deneyimlerini sağlıklı bir şekilde işlemelerine engel olabilir. Kişinin olumsuz duygularını anlaması ve bu duyguları bastırmak yerine kabul etmesi önemlidir. Duygusal farkındalık, bireylerin hem olumsuz hem de olumlu duygularla sağlıklı bir şekilde başa çıkabilmelerine yardımcı olur. Empati geliştirmenin yollarını bulmak ve denemek, her zaman pozitif olmak yerine, yaşamın zorluklarıyla yüzleşmek ve kabul etmeye çalışmak, duyguları sağlıklı bir şekilde hem kendisine hem de çevreye ifade etmek, kişinin kendi sınırlarını kabul etmesi ve ihtiyaçlarına kulak vermesi ve son olarak sağlık profesyonellerinden yardım almak bu yaklaşım için alınabilecek önlemlere örnektir.