Toprağın Tuzu

Toprağın Tuzu belgeseli incelemesi

Toprağın Tuzu, Brezilyalı fotoğrafçı Sebastiao Salgado’nun hayatını ve meslek yaşamındaki çalışmalarını anlatan 2014 yapımı bir belgeseldir.

İnsanlar toprağın tuzudur. Belgesel, altın madenindeki işçilerin fotoğrafıyla başlıyor. Karınca gibi görünen, köle sanılan binlerce işçi tasvir ediliyor. Salgado, içlerinden hiçbirinin köle olmadığını, kölesi olunan tek şeyin zengin olma arzusu olduğunu söylüyor. Bir fotoğraf çektiğinizde o fotoğraf artık size ait değildir. Fotoğrafa bakıldığında insanda birçok his uyandırıyor çünkü gözler çok şey anlatıyor. Salgado’da meslek hayatının çoğunluğunu buna adamıştır. İnsan mücadelesinin durumunu belgeleyerek gözler önüne sermiştir. Yaptığı seyahatlerde önceliği hep insanlar ve onların acıları olmuştur. Sanatçı katliamlara, hastalıklara, ölüme terk edilen onlarca insana şahit olmuştur.

Fotoğrafçı da hasta olmuştur ancak bu hastalık salgından ötürü değil. Salgado’nun ruhu hastalanmıştır. Dünya üzerinde insanın insanlığa karşı gaddarlığını, vahşetini görmek umudunu yitirmesine neden olmuştur. Umudunu kaybetmesiyle de işine bir süre ara vermiştir.

Sebastiao Salgado

Belgeselde fotoğrafçının kendi hayatından, ailesinden de bahsediliyor. Salgado mesleğine ara verdikten sonra kendisini doğaya adıyor. Eşiyle birlikte çocukluğundaki çiftliği yeniden yeşillendirmek için uğraş gösteriyorlar.

Orman yeşillenerek geri geliyor ve bu sayede Salgado’nun da umudu tekrardan yeşermeye başlıyor. Fotoğrafçılık duygusu yeniden alevleniyor.  Bu kez objektifini doğaya, hayvanlara çeviriyor.

Ve belgesel filmi “Doğanın tahribatı tersine çevrilebilir.” sözüyle sona eriyor.

Hayatın karanlık yanı aydınlıktan büyüktür. Salgado’nun fotoğrafları insanın içini sızlatan türden. Özellikle o çocuklar ve onların bakışlarında görünen acıları ruhu hasta eder. İnsanlık dışı vahşet, zulüm. Mehmet Akif Ersoy’un dediği gibi: Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem."

Salgado bu fotoğrafları tabi ki bizler üzülsün, duygulansın diye çekmiyor. 2001 yılında John Berger ile bir araya geliyor ve orada da amacını dile getiriyor. Fotoğraflarına bakan insanlar sadece merhamet duyarsa mesleğinde son derece başarısız olduğunu düşüneceğini ifade ediyor. İnsanların bir çözüm yolu bulabileceklerini algılamalarını istiyor. Bunun için kariyerinde çabalıyor.

Aç kalan, evleri yanan, yıkılan insanlar var ve başlarına gelenlerin sebebi kendileri değil. Fotoğrafların ve belgeselin amacı aslında bir tartışma çıkartmak. İstatistiklerden bahsetmek yerine biraz da gerçek duygulardan bahsedilmeli. Yıkım yaşayan insanlar ve onların hisleri konuşulmalı. Salgado’nun istediği, hedeflediği gibi kendimize doğru bir yol seçmeliyiz. Fotoğraflarda görünen ise insanların doğru yolda olmadıkları.