Türkiye'de Siyasi Parti Kapatma

Türkiye'de Siyasi Parti Kapatma Kriterleri Nelerdir?

Türkiye’de siyasi parti kapatma kriterlerinin ne olduğu ve nasıl işlediği Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile karşılaştırması açısından önem arz etmektedir.

İlk önce belirtmek gerekir ki Türk hukukunda siyasi partiyi kapatmaya yetkili mercii Anayasa Mahkemesidir. Anayasa Mahkemesi anayasa ve yasalara dayanarak siyasi partileri kapatabilmekte veya devlet yardımından yoksun bırakma kararı verebilmektedir. Kapatılma veya devlet yardımından yoksun bırakma kararı için anayasa mahkemesi üyelerinden toplantıya katılanların üçte iki oy çoğunluğunu gerektirmektedir.

Siyasi parti kapatma kriterlerinin yasal dayanağına baktığımızda ise Anayasa m.68, 69, ve 22.4.1983 günlü, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu (Kapatılma ile ilgili olarak özellikle m.78-108.) olduğunu görmekteyiz.

Siyasi partilerin kapatılması, Anayasa ve Kanunla getirilen yasaklara uymamanın en ağır yaptırımıdır. Ancak bütün yasaklar kapatma nedeni sayılmamıştır. Anayasanın 69. maddesi siyasi partilerin hangi durumlarda kapatılacağını göstermektedir. Buna göre siyasi partiler Anayasa Mahkemesi tarafından şu üç durumda kapatılabilir:

1-Partinin tüzük ve programının 68. maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı olması, 

2-Partinin 68. maddenin dördüncü fıkrasındaki yasaklara aykırı fiillerin işlendiği bir odak haline gelmesi, 

3-Partinin yabancı devletlerden, geçek ve tüzel kişilerden ve uluslararası kuruluşlardan mali yardım alması.

ANAYASA MAHKEMESİNİN SİYASAL PARTİLERE YAKLAŞIMI VE MİLLİ DEVLET İLKESİ

Siyasi parti kapatma kriterlerinin yasal dayanağı bu şekilde olmaklar birlikte Anayasa Mahkemesinin yaklaşımı da önemlidir. Zaten anayasa m.68 ve siyasi partiler kanuna baktığımızda belirli ilkelerin olduğunu görmekteyiz. Anayasa Mahkemesi, ‘’devletin ülkesi ve milleti bölünmez bütünlüğü’’ ‘’laik devlet’’ ve ‘’demokratik devlet’’ ilkeleri veya başlıkları altında siyasi partileri kapatmıştır. Anayasa Mahkemesi özelikle ilk iki ilke ile ilgili açılan davalarda bu ilkeleri sıkı sıkıya katı bir biçimde korumak amacıyla çoğunlukla kapatma kararı vermiştir.

Anayasa Mahkemesi içtihatlarına baktığımızda en fazla ‘’devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü’’ ilkesi çerçevesinde siyasal partilerin kapatıldığını görmekteyiz. Anayasa Mahkemesi, anayasa ve siyasi partiler kanununda öngörülen ‘’ bölünmez bütünlük’’ oluşunda oldukça hassas bir tavır sergilemiştir. Mahkeme geliştirmiş olduğu ‘’Devlet ‘TEK’tir, ülke ‘TÜM’dür ulus ‘BİR’dir formülünü, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ilkesi bağlamında verdiği kapatma kararlarının çoğunda kullanmıştır. 

Anayasa Mahkemesi bu ilke çerçevesinde demokratik talepleri bile ilkeye aykırı bularak siyasi partileri kapatmış olduğu örnekleri bulunmaktadır. Anayasa Mahkemesi, 1982 anayasasının öngördüğü şekliyle üniter devlet modelini tüm siyasal partiler için uyulması zorunlu hukuksal çerçeve olarak değerlendirmiş ve kapatma davalarını bu çerçeve etrafında ele almıştır. 

Anayasa Mahkemesi ‘’devletin ülkesi ve milleti bölünmez bütünlüğü’’ ilkesi çerçevesinde; ‘’Kürt sorunu’’ ifadesi nedeniyle Türkiye İşçi Partisini, ana dil talebi nedeniyle Türkiye Emekçi Partisini, ‘’Türk-Kürt’’ ayrımı nedeniyle Sosyalist Partiyi, yine aynı nedenle Halkın Emek Partisini, Özgürlük ve Demokrasi Partisini, Sosyalist Türkiye Partisini, Demokratik Kitle Partisi gibi birçok parti için kapatma yönünde karar vermiştir.

Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi milli devlet ilkesi çerçevesinde bölünmez bütünlüğün korunması ve üniter devlet yapısının muhafaza edilmesi amacıyla birçok siyasi partiyi kapatma yönünde bir yaklaşımının olduğu söylenebilir.