Türkiye'nin Avrupa Birliği Süreci

Avrupa Birliği, içerisinde yaklaşık olarak 27 ülkenin olduğu ve topraklarının ekseriyetle Avrupa kıtasında bulunduğu siyasi bir örgütlenmedir. AB 1993 yılında bölgesel bir kuruluş olan Avrupa Ekonomik Topluluğu'na yeni vazifeler verilmesiyle kurulmuştur. AB'ye üye olan ülkelerin vatandaşları bir araya gelerek uluslararası bir yapı oluşturur. Bu yapı içerisinde AB halkı vizesiz ve pasaportsuz Avrupa Birliği'ne üye ülkeleri gezebilir. Bu sayede de AB halkları birbirleriyle sosyal, siyasi ve kültürel alanlarda birbirleriyle kaynaşabilir.

Türkiye; NATO ve OECD gibi uluslararası örgütlenmelere dahil olduğu gibi AB'ye de üye olmak istemektedir. Avrupa Birliği'yle Türkiye arasındaki ilk hukuki temellerin atıldığı antlaşma 1921'deki Ankara Antlaşması'dır. 1 Aralık 1964 yılında da bu antlaşma yürürlülüğe girmiştir. 1970 yılında imzalanan Katma Protokol'ün 1973 yılında yürürlülüğe girmesiyle de Türkiye'nin Avrupa Birliği sürecinde bir geçiş dönemi yaşanmıştır. Türkiye-AB ilişkilerinin dönüm noktası ise 1999 tarihinde Finlandiya'nın başkenti Helsinki'de gerçekleşmiştir. Helsinki'deki Avrupa Birliği Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nin önemi ise Türkiye'nin AB adaylığının onaylanmış olmasıdır. Tam üyelik için müzakerelerde Lüksemburg'ta 3 Ekim 2005 tarihinde Hükümetlerarası Konferans ile başlamıştır. Ayrıca 2019 yılının ilk zamanlarında Türkiye ve AB ilişkileri olumlu bir hal almıştır. Buna rağmen 2019 yılının ikinci yarısında Doğu Akdeniz ve Suriye konularındaki gerginlik Türkiye-AB ilişkilerinde bir güvensizliğe yol açmıştır. 2021 yılında ise Avrupa Parlamentosu Türkiye'nin AB'ye katılım müzakerelerini askıya almıştır.

Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkiler son yıllarda güvenlik ve savunma politikaları açısından yeni bir sürece girmiştir. Bu süreçle birlikte ''Türkiye Avrupa Birliği'ne girecek mi?'' sorusu tekrar gündeme gelmiştir. Bu sorunun gündeme gelmesinde de NATO'nun etkisi büyük olmuştur. NATO, Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkileri düzeltmek istemektedir. Bunun gerçekleşmesinde de ABD başkanı Donald Trump'ın Avrupa güvenliğinden çekileceğinin haberini vermesinin etkisi büyüktür.