Tutkulu bir aşk masalı: İlk ve Son
İki iyi insan birbirine cehennemi yaşatıyorsa onlar hala iki iyi insan mıdır?
“İki iyi insan birbirine cehennemi yaşatıyorsa onlar hala iki iyi insan mıdır?”
İlk ve Son dizisi, yirmili yaşların ortasında tanışan Deniz ve Barış’ın hikâyesini konu edinmektedir. Deniz, özgür ruhlu ve kalıplara sığmayan bir kadındır. Barış ise duygusal ve Deniz’e göre pasif bir karakterdir. Dizinin her bölümü, birbirine zıt olan iki insanın çalkantılı ve aşk dolu hikâyesini derinden hissettirir.
Deniz ve Barış’ın yolları hiç beklenmedik bir anda kesişmiştir. İkisi de olmak istemediği fakat olmak zorunda kaldığı düğündedir. Tesadüf onları hiç hazır olmadıkları an birleştirir. Romantik başlayan ilişki zamanla yerini kaosa bırakır. Bu anlar oldukça gerçekçi ve hayatın içinden bir parça olarak aktarılır. Dizide gelgitlerle dolu olan 10 yıllık süreç işlenmektedir. Yıllar geçtikçe Deniz ve Barış’ın arasındaki gerilim de artmaktadır. Birlikte kurdukları cenneti yine birlikte cehenneme çevirirler. İlişkiyi başlatan ortak noktalar aynı zamanda bitiş yolunu da başlatır.
Birbirine zıt olan iki karakter, zamanla birbirleri için “öteki yarı” haline gelirler. Öteki yarı olarak birbirlerinin hayatındaki eksiklikleri tamamlarlar. Tutkulu başlayan bu ilişki zamanla kişiliklerinin gölgesi altında yok olur. Başlangıçta her şey Deniz’in travmalarından doğmaktadır. İlişkinin ilk kırılma noktalarından birinin Barış’ın Deniz’e yalanı diyebiliriz. Bir gün Barış’a telefon gelir. Barış, telefonda konuştuğu kişi hakkında Deniz’e yalan söyler. Deniz ise mutsuz bir evliliğin içinde yetişmiş biri olarak o günden itibaren içinde bulunduğu ilişkiyi sorgulamaya başlar. Babasıyla ilgili yaşadığı aldatma travmasını kendi ilişkisine yansıtır. Barış’ın da ailesiyle ilgili travmaları vardır. Zamanla çocukken yaşadıkları travmaları kendi ilişkilerine yansıtmaya başlarlar. Başlangıçta iki yaralı kişi birbirine iyi gelirken bir süre sonra birbirlerine zarar veren toksik insanlar haline dönüşür.
“Sadece sevgiyle olmuyor bu iş…”
Deniz, Barış ile tanıştığında her şeyin sevgiyle iyileşeceğine inanmaktadır. Babasından dolayı erkeklere güvenmemektedir. Barış’ı sever ve ona güvenir. Barış tarafından aptal yerine konmak Deniz’in güvenini kırar. Deniz, mantığıyla hareket ediyor gibi görünse de aslında duygusal bir karaktere sahiptir. Deniz, zamanla sevginin her şeyi çözemeyeceğini anlar. Barış, sevgisini ve acısını haykırabilen biridir. Deniz ise her şeyi içinde yaşar. Bu toksik ilişkide ayrılık kaçınılmaz sondur.
Dizide karşımıza çıkan iki önemli konu vardır: Kıskançlık ve aşağılama. Bu iki unsur kendini her bölümde hissettirir. Deniz kıskanıldıkça Barış’ı aşağılar. Kıskandıkça Barış’tan uzaklaşır. Bu iki unsur, ilişkide günden güne daha büyük sorunlara yol açar. Onların sorunu belki de aşklarının tükenmesi fakat yok olamamasıdır. Hayatlarına yeni insanlar alsalar dahi bu insanlar onların hayatında kalıcı olmamaktadır.
İlk ve Son dizisi salt gerçeklikleri özgün bir şekilde anlatmaktadır. Bu dizi, ailelerinden kaynaklı iki yaralı ruhun gelgitli ilişkisini anlatır. Yaralı ruhlardan biri yarasını hırçınlığının arkasına gizlemiştir. Diğer yaralı ruh ise sonsuz şefkatin peşine düşmüştür. Aslında bu dizi ile en önemli unsurun “iletişim” olduğunu görüyoruz. İki yaralı insan, iletişimsizlikleri yüzünden var olan yaralarına yeni birer yara ekliyor. Ortaya da sekiz bölüm boyunca gördüğümüz travmatik ilişkiler çıkıyor. Uzun ve yoğun tutkuya sahip bir ilişkinin izleri kolay silinmemektedir. Dolayısıyla somut ayrılık yaşansa bile duygusal olarak bir ayrılma gerçekleşmemektedir. Diziyi izleyen herkes mutlaka kendinden bir şey bulacaktır.
“-Sabah olunca ne olacak Deno?
-Bilmem, belki de olmaz..”