Üç Bin Yıllık Bekleyiş (Three Thousand Years of Longing)

Üç Bin Yıllık Bekleyiş film incelemesi.

George Miller'ın yönettiği başrolleri Idris Elba ve Tilda Swinton'un paylaştığı Üç Bin Yıllık Bekleyiş filmi, A.S. Byatt'ın 1994 yılında yazdığı The Djinn in the Nightingale's Eye (Çeşm-i Bülbül'ün İçindeki Cin) isimli kitabından uyarlanmıştır.

Film genel olarak, bir şişeye hapsedilmiş Cin'in Alithea ile yollarının kesişmesinden bahsediyor.

Edebiyat alanında akademik çalışmalar yapan Alithea'nın bir konferans için Türkiye'ye olan yolculuğunda Cin ile karşılaşmasıyla hikâyenin genel akışı başlıyor. İstanbul'a geldiği gibi başına garip olaylar gelen Alithea daha hiçbir şeyin farkına varmamışken bu olaylar onu İstanbul ve tarihiyle bir araya getiriyor.

İstanbul'daki son gününde Kapalıçarşı'da bir geziye çıkan Alithea bir antikacıdan küçük bir şişe satın alır. Ertesi gün şişeyi temizlemeye çalışırken cin ile karşılasan Alithea başta ne yapacağını bilemez ve çok korkar. Bir süre sonra cin başına gelen olayları anlatmaya başlar. İlk önce Melike ve Süleyman'ın hikâyesini daha sonra Sultan Süleyman, Hürrem, Gülten ve Şehzade Mustafa'nın hikâyesini anlatır. Şişedeki yolculuğunu anlatmaya devam eden cin son olarak 4. Murad, İbrahim ve Kösem Sultan’dan bahseder. 

Otel odasında cin Alithea'dan üç dilek hakkı olduğunu söyler fakat Alithea hiç dilek dilemediğini ve yapmayacağını söyler. Dilek dilemezse cinin tekrar şişeye hapis kalacağını anlar ve hikâyesini dinledikten sonra aslında ne istediğine karar verir. Cinden ona âşık olmasını ve birlikte yaşamalarını ister. Cin bu isteğini kabul eder ve birlikte Londra'ya giderler.

Filmin bir kısmı Türkiye ve Türk tarihinden bahsetse de ne yazık ki pandemi döneminde çekildiği için Türkiye'de geçen sahneler Londra'da çekilmiştir. Buna rağmen film içerisinde Türk oyuncalara da rastlıyoruz. Leman Dergisiyle tanıdığımız Erdil Yaşaroğlu, Kösem Sultan rolünde Zerrin Tekindor, 4.Murad ile Oğulcan Arman Uslu ve Gülten rolü ile Ece Yüksel'in başarılı oyunculuklarıyla karşılaşıyoruz.