Ukrayna'da Barış Mümkün Mü?

Rusya lehinde olabilecek herhangi bir anlaşma Rusya'nın farklı coğrafyalarda genişlemesine de zemin hazırlayacaktır.

ABD seçimlerini Donald Trump kazanınca dünyada yaşanan gelişmelerde değişim süreci de başlamış oldu. Bunlardan birisi de Ukrayna'da halihazırda devam eden savaş durumu. Trump'un resmi olarak 47. ABD Başkanı olmasıyla müzakere sürecinin başlamasına yönelik sinyaller başlamış, Rus tarafı da bu önerilere açık olduğunu duyurmuştu.

ABD Devlet Başkanı Trump savaş sırasında Ukrayna'ya sağladığı askeri ve mali yardımları farklı yollardan geri alma politikasını halihazırda savunuyor. Bu bağlamda da özellikle Ukrayna ve dünya için de önemli madenler arasında yer alan nadir toprak minerallerinin yarısını istiyor. Ukrayna da ABD'nin bu talebine en azından şimdilik karşı koyamayacağı da ortada. Bununla birlikte ABD'nin sadece nadir toprak mineralleri değil diğer yer altı kaynaklarını da talep edebileceği de basında ortaya çıkan haberler arasında görülüyor.

Bununla birlikte Trump, Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaşı da bitirme gayreti içerisinde. 12 Şubat'ta Trump ile Rusya Devlet Başkanı Putin telefonla görüşme gerçekleştirmiş ve müzakerelere başlama konusunda mutabık kalmışlardı. İddialara göre Trump'ın barış planında;

  • 20 Nisan 2025 tarihine kadar ateşkesin sağlanması,
  • Ukrayna'nın NATO üyeliğinin engellenmesi,
  • Rusya'nın ele geçirdiği bölgelerde Rus egemenliğinin tahsis edilmesi,
  • Ukrayna askerlerinin Rus toprakları içerisinde ilerlediği Kursk'tan geri çekilmesi,
  • İki taraf arasında askerden arındırılmış bölge oluşturulacak ve bu bölgede Avrupalı askerler barışı denetleyecek. Bu bölgede ABD askerleri yer almayacak
  • Son olarak ise AB'den Ukrayna'ya önümüzdeki 10 yıl içerisinde 486 milyar dolara mal olabilecek yeniden inşa sürecine yardımcı olunması istenilecek.

Bu iddialar ortaya çıkınca AB yetkilileri ve ülkeler tarafından sert açıklamalar geldi. Avrupa'nın önemli ülkelerinden birisi olan Fransa, Ukrayna'ya mümkün olan en kapsamlı garantilerin verilmesinden ve Ukrayna'nın askeri olarak desteklenmeye devam edilmesinden yana olduğunu ifade etti. Polonya ve Baltık ülkeleri de Ukrayna'ya asker göndermeye sıcak baktıklarını duyurdu. Almanya, İtalya ve İspanya, Ukrayna'nın desteklenmesinden yana olduklarını fakat asker gönderme gibi konularda bir destek göndermeyi düşünmediklerini ifade etti. Macaristan, Avusturya ve Slovakya ise ciddi çekinceleri olan ülkelerin başını çekiyorlar.

Bu tavırlar ile birlikte AB Komisyonu Sözcüsü Paula Pinho da, "Bunu bir sürecin başlangıcı ve parçası olarak görüyoruz. Sonraki adımların nereye doğru evrileceğini göreceğiz." dedi. Rusya'ya karşı sert tavrıyla tanınan AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ise, "Herhangi bir müzakerede Avrupa merkezi bir role sahip olmalıdır. "Arkamızdan yapılacak herhangi bir anlaşmanın işe yaramayacağı açıktır. Avrupalılara ihtiyacınız var, Ukraynalılara ihtiyacınız var." diyerek Trump'ın barış planına karşı olduklarını duyurdu.

Alman Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock Alman medyasına yaptığı açıklamada, "Avrupa'da barış tehlikede, bu yüzden biz Avrupalıların da dahil edilmesi gerekiyor." dedi. Fransa Savunma Bakanı Sebastien Lecornu, NATO'nun "güç yoluyla barış" sloganını savunurken "zayıflık yoluyla barış" yaklaşımının yanlış olduğunu ifade etti. İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani ise ABD ve Rusya'nın en üst düzeyden konuşmaya başlamış olmalarını önemli bulsa da, "Avrupa görüşmelere dahil olmalıydı" oldu. Avrupa'nın masada olmasını savunan Estonya Savunma Bakanı Hanno Pevkur da "Orada olmak zorundayız. Dolayısıyla bu konuda hiçbir soru işareti yok. Aksi takdirde bu barış uzun ömürlü olmayacaktır." ifadelerini kullandı. Trump ve Savunma Bakanı Pete Hegseth'in ilk sinyallerini verdiği plan ABD'nin hedeflediği şekilde ilerlerse Washington'un belli aşamada AB'nin kapısını çalması kaçınılmaz olarak gözüküyor.

AB üyesi ülkelerden Macaristan'ın ABD'nin barış planlamasına olumlu gözle baktığı görülmekte. Bundaki en büyük sebepler ise Macaristan'ın çoğu konuda AB ile çıkar çatışması içerisinde olması ve Rusya ile devam eden siyasi ilişkiler olduğunu ifade edilmekte. Macaristan ile birlikte Slovakya'nın da barış planına destek verdiği konuşulmakta çünkü komşusu olan Ukrayna'da artık barışın sağlanması gerektiğine dair bir izlenim mevcut. Bu görüşlerle birlikte Litvanya ise ABD ile AB arasında iş birliği yapılmasının zorunlu olduğu görüşünü savunmakta.

Her ne kadar çoğu AB ülkesi kendilerini danışılmadan bir barış planına karşı çıksa da ABD, Çin, Rusya, Türkiye, Ukrayna ve çoğu Afrika ülkeleri barışın sağlanmasını kaanatinde. Özellikle Türkiye her iki tarafla İstanbul'da görüşme gerçekleştirmiş buna mukabil bir netice elde edilememişti. Değişen paradigmalar ile birlikte bölgede barışın sağlanmasına yönelik bir adımın atılması özellikle bölge ülkeleri tarafından olumlu bir gözle bakılıyor.

Fakat Rusya lehine bir barış anlaşmasının olması başta Avrupa ülkeleri olmak üzere diğer ülkeler tarafından olumsuz bir durum olarak da değerlendirilmekte. Rusya'nın Kırım'ı ilhak etmesi ile başlayan süreçte Ukrayna'nın doğusundaki ayrılıkçılara destek sağlaması ve en nihayetinde 22 Şubat 2022 tarihinde resmi olarak başlayan "özel askeri operasyonunun" neticesinde başlayan olaylarla birlikte Rusya'nın diğer SSCB ülkelerine doğru genişleme ya da hakimiyet kurma olasılığını da düşük bir ihtimal olarak görmemek gerekiyor.

Sonuç

ABD, uzun süren yıllardan sonra Rusya-Ukrayna Savaşı'nı bitirmeye yönelik adımları attı. Bu bağlamda hem Rusya Devlet Başkanı Putin hem de Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile görüşmeler gerçekleştirdi. Her iki görüşmeden sonra müzakerelere bir an önce başlanılması gerektiği ortaya konuldu. Bununla birlikte AB, bu sürecin bir parçası olmak istediğini ve ABD'nin kendileriyle danışılmadan Rusya ile görüşülmesine karşı çıkıyor. Özellike AB temsilcileri ile Almanya, Fransa, Baltık ülkeleri, Polonya ve İtalya gibi ülkeler bu duruma karşı çıkıyor. Fakat AB içerisinde her ne kadar karşıtlık olsa da Macaristan ve Slovakya daha çok ABD'nin barış planını desteklemekte. Çünkü her ikisi de Ukrayna ile sınır komşusu olduğu için bir an önce savaşın bitmesi gerektiğini ifade etmekte. Bununla birlikte Çin, Türkiye ve çoğu Afrika ülkesinin de barışın sağlanmasına yönelik olumlu sinyaller verdiğini görülmekte. Fakat Rusya lehinde olabilecek herhangi bir anlaşma daha sonrasında Rusya'nın farklı coğrafyalarda genişlemesine de zemin hazırladığı su götürmez bir gerçektir.