Ulus Baker'in Kanaatler Toplumu ve İmaj Kavramı

Kanaatlerden İmajlara: Duygular Sosyolojisi

Bu yazı da Baker'e ait bir düşünce sisteminden yani kanatler toplumu ve imajlardan bahsedilecektir. Felsefeye ve sosyal bilimlere adeta bir eleştiri niteliğinde olan bu düşünce sistemi ile yorumsamaların ve sezgilerin sosyolojisinin peşine düşmüştür Baker.

Kanaat Toplumu

Farklı bir düşünme sistemi ile karşımıza gelen Baker "Kanaatlerden İmajlara; Duygular Sosyolojisine Doğru" kitabında da sık sık ele aldığı gibi günümüz de toplumların kanatler çevresinde manipülatif ve denetim üzerine kurulduğunu söyleyerek kanaat toplumlarına dönüştüğünü söylüyor. Foucault'un disiplin toplumu ve Deleuze'nin denetim toplumu ile Baker'in kanaatlar toplumu ise aynı kapıya çıkıyor. Deleuze’ün tanımıyla, “Disiplin insanı, sürekli olmayan bir enerji üreticisiydi; denetim insanı ise dalgalıdır, yörüngededir, sürekli bir şebekenin içindedir." Kanaatler düzeyinde özgür olmak dahi denetim altında olduğunuz gerçeğini değiştirmemektedir. Baker'e göre kanaat toplumlarında sorular bellidir ve cevapları da o belli sınırlar içerisin saklıdır, yüzeysel olmasıyla beraber düşünmeninde önüne geçen bir toplumsal zihine sebep olur.

Ulus Baker, tezinde, kanaat toplumları ile eş düzeyde tarif ettiği denetim toplumlarının, disiplin toplumlarından farkını benzer biçimde ortaya koyuyor. Buna göre, denetim toplumlarında, “denetim, hiç olmazsa ‘liberalce’ sorgulanma sürecinde olan Foucaultcu ‘disiplin toplumları’nın aksine, çoğunlukla görsel-işitseldir (yaşam izlenir).” Yani bir yandan, bugün, Ulus Baker’in bundan yaklaşık yirmi yıl önce isabetle tespit ettiği durumun, ‘televizüel imajların bombardımanı’ altına olmanın ötesinde, her türde imajın (fotoğraf, sinematografi, sosyal medya, çağdaş sanat vs.) devamlı bir akış içinde ‘paylaşılıp’ tüketildiği bir imaj çağındayız; diğer yandan da devamlı izlenmekteyiz. Peki bu ‘bakma,’ ‘görme’ ve ‘görünür olma’ hali ‘kanaatlerimizi’ nasıl etkiliyor? Baker’in düşündüğü gibi imajlar duygularımızı harekete geçiriyor ve imajların yarattığı duygulanımlarla kanaatler ediniyorsak, daha önce hiç olmadığı kadar çok imajın hızla dolaşıma girdiği toplumumuzdaki kanaat yoksunluğu -veya ‘kanaatsizlik’- nasıl açıklanabilir?

İmajlar

Ulus Baker özellikle imajlar üzerinde durur, günümüz toplumu için belirleyici olan şeydir imaj, çünkü her kuşak bir diğerinden daha az okuyan ancak daha çok izleyen bir duruma gelmiştir. Ayrıca düşünmeyi hedefleyen bir kavrayışa sahip olmak istiyorsak da imajlara ihtiyacımız vardır çünkü imaj yoksa fikir de yoktur ve o zaman düşünemeyeceğiz demektir -ki Ulus Baker felsefesinin temeli düşündürmeye dayalıdır. Bu nedenle imajlar da düşünmeye sevk etmelidir. Fakat felsefe her fikrin bir imajı yoktur gibi bir görüşü savunur durumdadır. Oysa fikirlerin imajlarla bağlantısı vardır, fikirsel imajlar çağlar boyu değişken bir biçimde var olmuşlardır. İki türlü imaj vardır doğru imaj ve herhangi bir imaj, seçmemiz gereken herhangi bir imajdır. Belki de çünkü doğru imaj üst yapının ya da kurumların görmemizi istediği imajdır. Genel ahlȃka, devlet iktidarına uygundur. Ancak herhangi imaj hayret vericidir. Bizde bir akıl şoku yaratabilir ve bizi düşündürebilir. Bu nedenle Sosyal bilimler, felsefe ya da sinema içinde herhangi imajlar önemli olmalıdır. İmajlar yeni bakış açıları yaratmalıdır. Bu imajlar bizi üşünceyle buluşturan imajlar olmalıdır ve biz bir imajla karşılaştığımızda yeni bir bakış açısı edinmeliyiz; çünkü ona göre hiçbir şey yeni değildir, yeni olan şey bakış açılarıdır.

Ulus Baker kanaatlere dayalı düşünce sisteminin toplumsal tipleri belirsizleştirdiğinden de bahseder. Toplumsal tip Simmel’ e göre tanımlanmış olan tiptir. Bir şeyin toplumsal bir tip olabilmesi için bir kurum ya da iktidar tarafından görünür olması gerekir. Örneğin: Yoksulu yoksul olarak tanımlamak bir vakfın onunla ilgili yaptığı bir hayır organizasyonu yapmasına bağlıdır. Baker’ e göre Foucault bir dönem bunu başarmıştır, onun “tehlikeli birey” olarak adlandırdığı şey, bir toplumsal tiptir. Bu nedenle toplumsal tiplerin tam olarak ortadan kalktığını söyleyemeyiz ancak günümüzde toplumsal tipler zayıflamıştır. Toplumsal tipler önemlidir çünkü onlar birbirlerini etkileyen bireysellikler içinde esasen “duygulanırlar” ve “duygu doğururlar”, bu da kanaatlerdense duygular sosyolojisine götürür.