Vahşet Dolu Bir Sci-fi Shooter: Bulletstorm

Emsalsiz bir FPS deneyimine hazır olun.

Bulletstorm, gelecekte, uzak bir galakside geçen, yüksek tempolu bir aksiyon oyunu. Evrenin "Gezegenler Konfederasyonu" tarafından yönetildiği 26. yüzyılda geçen oyunumuzun baş karakteri olan Grayson Hunt (kısaca Gray) ile intikam ve hayatta kalma arasındaki bir çizgide bambaşka bir FPS deneyimi yaşıyoruz. Oyunun geliştiricisi olan People Can Fly aslında tanıdık bir yüz. FPS dünyasının kültlerinden Painkiller serisinin ilk oyununun geliştiricisi, Gears of War serisinin ilk oyununun Windows platformuna portunu yapmıştı ve Gears of War: Judgement oyununun geliştiricileri arasında bulunmuştu. Ayrıca Infinity Blade III, Fortnite: Save the World ve bir efsane olan Unreal Tournament yapımlarına da Epic Games kendilerini satın aldığı süre zarfında destekte bulunmuşlardır. Son çıkan oyunları Outriders'ta başarılı bir yapımdı. Şimdi ben bunları size niye anlattım? Çünkü People Can Fly oyun sektöründe uzun yıllardır var olan bir şirket ve yaptıkları işler ortada. Ancak Bulletstorm biraz kıyıda köşede kalmış underrated bir yapımdı bence (mesela benim küçükken oyunu keşfetme şeklim "Crysis tarzı oyunlar" şeklinde arama yaparak olmuştu) ve 2017 yılında "Bulletstorm: Full Clip Edition" ismiyle yeniden oyun dünyasında kendine yer buldu. Hakettiği değeri gördü mü diye soracak olursanız tam anlamıyla değildi belki de ama ben buradayım diyebildi.


Energy Leash


Hikaye

Oyunumuzun hikayesi klasik bir intikam hikayesi çok komplike bir hikaye değil açıkçası. Kötü bir hikaye mi, değil ancak daha iyi olabilirdi. Oyunu hızlıca bitirmek ile uğraşmaz iseniz 7½ saatlik bir deneyimi var. Hikayemiz ise şöyle; kendilerine emir veren General Sarrano tarafından ihanete uğramış olduklarını anlayan Dead Echo ekibinin Sarrano'ya karşı gelmesiyle başlıyor. Bu ihanetin arkasında masum insanları öldürmek yatmakta. Grayson Hunt ve Ishi Sato, Whit Oliver, Rell Julian'dan oluşan ekibi Sarrano'ya baş kaldırdıktan sonra artık başlarında büyük ödül olan uzay korsanları olmuşlardır. Ekip bir yandan Sarrano tarafından gönderilen ödül avcıları ile uğraşmaktadır. Gray bir gün karşısında Sarrano'nun uzay gemisi Ulysses'i görür ve bu kayışın koptuğu nokta olacaktır. Bir çılgınlık yapar ve Ulysses'e saldırmaya başlarlar. En sonunda uzay gemisini Sarrano'nun uzay gemisinin üstüne

doğru sürer ve çarparak ikisinin de Stygia adlı gezegene düşmelerine neden olur.

General Sarrano'nun uzay gemisi Ulysses.


Çarpışma sonunda Ishi ağır yaralı bir hale gelir. Onu laboratuvara götürürler, doktor onu bir Cyborg'a dönüştürecektir. Doktor gerekli müdaheleleri yaparken Gray diğer 2 arkadaşı ile beraber gemiyi ve onları savunmaya durur. Dead Echo’nun ihanetinden sonra kurulan bir birim oaln Final Echo askerlerinden birisi de oradadır ve saldırıya uğrar. Birim askerlerinin kullandığı Energy Leash (Enerji Tasması/Enerji Kayışı) adında bileğe takılan bir cihaz vardır ve Gray ölen askerden tasmayı söküp kendisine takar. Gemiye döndüklerinde Ishi'nin operasyonu bitmek üzeredir ancak bir kez daha saldırıya maruz kalırlar ve Whit, Rell ve doktor mutantlar tarafından öldürülür. Yarım kalan operasyon beraberinde Ishi'nin Cyborg kısmını çalıştıran yapay zeka programının geçici olarak onun zihnini ele geçirmesine neden olur. Her şeyden sorumlu olanın Gray olduğunu düşünen Ishi yapay zekaya yenik düşerek onu öldürmeye niyetlenir ve o sırada Energy Leash telsizinden bir ses gelir, Sarrano şehir merkezindeki bir oteldedir. Bunu öğrenen Gray ve Ishi yola koyulurlar, artık yapılması gereken şeye tekrar dönülür, intikam.. Yolda Trishka Novak adında bir Final Echo askeri ile karşılaşırlar (oyunun başında görülen Final Echo askeri ve Trishka dışında karşılaştığımız bir Final Echo askeri bulunmuyor) ve Sarrano'nun peşine hep beraber düşerler.


Gray, Ishi ve Trishka


Oynanış

Hikayemize değindik ve sıra oynanışta. Oyunumuz yılına göre oynanabilirlik açısından üst düzeydeydi (2011 sürümünü baz alarak yazdım ancak 2017 Türe getirdiği yenilikler olsun, teknik açıdan özellikleri olsun klasik bir FPS'ten fazlasını sunuyor. Örneğin Gray düşmanlarına biçme edasıyla kayıp ya da dümdüz zıbam diye tekme atıp onları havaya uçurarak öldürme imkanına sahip tabii bu en temeli, bununla da kalmayıp Elektro Kayış ile düşmanları kendinize ya da cisimlere çekerek öldürebiliyorsunuz. Sıkı durun bitmedi, onları kaktüslere saplamaktan, kafalarına patlayıcı varilleri atmaktan, elektrik akımına atıp kızartmaktan tutun yerde dans ettirmek gibi değişik stillerle öldürerek hem stres atıp hem de eğleneceksiniz. Bulletstorm'un oyuncularına sunduğu en güzel şey ise "Skillshots". Skillshots yukarıda saydığım şeylerin yanı sıra envai çeşit öldürme stiliyle oyuncusuna dopdolu ve keyifli anlar yaşatan bir sistem. Bu sistem oyunumuzu klasik bir FPS'ten ayırıyor. Ardı ardına kullanıldığında kombolar da yapabiliyorsunuz ve skillshotları uyguladığımızda "Skillpoints (SP)" kazanıyoruz (buna aşağıda değineceğim). Oyunun 7½ saatlik bir hikayesi süresi olduğundan bahsetmiştim. Bu 7½ saati bütün Skillshotları deneyerek geçirin oyunu gerçekten zevkli kılıyor. Oyunda toplam 135 farklı skillshots bulunuyor gerisini siz düşünün.


Stygia Gezegeni


Gelelim oyunumuzun upgrade sistemine, yukarıda bahsettiğim SP'ler ile mermi kapasitemizi artırmak, silahlarımızın charged özelliklerini (daha güçlü atışlar yapmaya olanak sağlayan bir yükseltme) açmak gibi upgradeler bulunuyor. Gerçekleştirdiğimiz öldürmeler, yaptığımız kombolar ve gizli skillshotlar sayesinde kazandığımız SP daha da artıyor. Bulletstorm'da bulunan silah sayısı 9, evet, az geliyor fakat bu gözünüze gelmesin çünkü her bir silah ayrı bir deneyim sunuyor yani az ama öz diyebiliriz. Hatta oyun bize şöyle bir şey sunuyor, bütün silahları taşıyabiliyoruz ancak sadece 3 tanesini kullanabiliyoruz istediğimiz zaman değiştirme gibi bir lüksümüz yok sadece belirli noktalarda değiştirilebiliyor ki bu da oyunu biraz farklı kılıyor ve değişik oynayış stilleri yaratmamıza olanak sağlıyor. Zaten her silah her savaş ortamına uygun olmayabiliyor. Silahlarımızın ikincil atış modu da mevcut. Bir de "Dropkits" denen mühimmat kutuları var oyunda. Buradan geliştirmeler yapıp, cephane alabiliyoruz ve oyun boyunca yaptığımız öldürmelerdir vs. istatistiklerini görebiliyoruz.

Oyunun düşman çeşitliliği ortalama diyebilirim tekrara çok düşmüyor ancak bir yerden sonra farklılık olmadığı anlaşılıyor ama yine de rahatsız edici değil. Boss fightlar ise bazen oldukça zorlayıcı olabilse de zevkli geçiyor, oyuncuyu tatmin eder derecede olmuş. Karakterlerin birbirleriyle olan iletişimi oldukça güçlü olduğundan oyun boyunca kaliteli ve komik diyaloglar görüyoruz. Ufak dahi olsa bir artı olduğunu düşünüyorum çünkü ne oyunlar var diyalog tarafında olan eksikliğinden sıkıcı olabiliyor. Oynanış adına söyleyeceğim tek eksi yan yapay zeka adına olacak. Yapay zeka aslında gayet yeterli yani basit kılmıyorlar oyunu ancak gel gör ki sürekli ilk hedefleri biz oluyoruz, ekibimizdeki diğer kişilere de gittikleri oluyor ama ilk hedef sürekli biziz bu biraz da olsa eksi bir yan bence. Oyunda kendinizi deneyebileceğiniz mücadele modları ve multiplayer modu bulunuyor. Maalesef ki online modun pek aktif olduğu söylenemez.


Grafik & Ses & Teknik

Şu an Unreal Engine 5'in hayatımızda nasıl yer ettiğini hepimiz biliyoruz. Bulletstorm ise Unreal Engine 3 ile çıkmıştı ve halen oynanacak durumda. Alan ve karakter tasarımları, ışıklandırmalar, renkli bir dünya ile bize hoş bir grafikle birlikte eşsiz görüntüler sunuyor. Bu reprenkli dünyada sadece grafikler değil seslendirmeler de öne çıkıyor. Oyunun atmosferine uygun sesler (özellikle bulunduğunuz yere ve aksiyona göre müzikler) ve kaliteli karakter seslendirmeleriyle oyun bu tarafta da başarılı bir iş çıkarmış. Teknik açıdan değinilebilecek çok şey olduğunu söyleyemem. Ancak patlayıcılar ve bariyerleri tekmelemek, taşımak derken çevre etkileşimi bulunsa da biraz daha fazla çevre etkileşimi sunulabilirdi. En basitinden Gray'in tırmanma mekaniği olabilirdi..


Duke Nukem’s Bulletstorm Tour DLC'si

Gelelim oyunumuzun DLC'sine. Eğer oyunu ön siparişle almadıysanız ekstra ücret ödeyerek sahip olabileceğiniz bu DLC sayesinde oyunu yakışıklı abimiz Duke Nukem ile oynayabiliyorsunuz. Duke ile oynamanın seslendirmen Jon St. John'un seslendirmesi dışında farklı bir yanı olduğu söylenemez. Kullandığımız silahlar aynı, hikayemizin ilerleyiş şekli aynı ancak konuşmalar eğlenceli bir hale alıyor. Tüm diyaloglar sıfırdan seslendirilmediği için diğer karakterler ona Gray diyorlar. Duke bunu başlarda garipsiyor olsa da oraya ait olmadığının farkında. Örneğin oyunun başlangıç diyaloğuna göz atacak olursak:

"Ishi: Here. Have another drink, Gray. - Ishi: İşte. Bir içki daha al, Gray

Duke: Who? I'm Duke Nukem. - Duke: Kim? Ben Duke Nukem."

Bazı yerlerde akışı bozmamak adına Gray ile aynı cümleleri kurarken bazen böyle çıkışmalar yapıyor bazen de kendi repliklerinden kullanıyor. Sonuç olarak oynanışı biraz zevkli kılıyor zira Duke Nukem'da oyunumuzun evrenine yakışıyor.


Yazımın başında da söylediğim gibi Bulletstorm eşsiz bir FPS deneyimi sunuyor. Oyunun 2011 yılında çıkan orijinal sürümünün yerini 2017 yılında Full Clip Edition sürümü aldı ve bu sürüm bizlere bir kaç teknik düzenleme ve grafik iyileştirmeleri dışında pek bir şey sunmuyor fakat bu Bulletstorm oynanmayacak bir oyun demek değil. Halen göze hitap eden grafikleri, heyecan verici müzikleri, kaliteli seslendirmeleri ve sunduğu farklı FPS deneyimi ile şans verilmesi gereken bir oyun. Oynayın, oynattırın.