Vatikan: Dünyanın En Küçük Ülkesi ve Kadınların Yeri

Sadece 32 kadının yaşadığı Vatikan'a bir göz atalım!

Dünyanın en küçük ülkesi Vatikan, küçüklüğüne oranla en büyük etki yaratan yerlerden biri. Katolik Kilisesi'nin merkezi olan bu minik devlet, 44 hektarlık bir alana sıkışmış ama milyonlarca inanan için kutsal kabul edilen bir yer. Vatikan, tarihiyle, kültürel mirasıyla ve etkileyici mimarisiyle bilinse de bir başka dikkat çeken yönü var: Kadınların buradaki azlığı. 2013 verilerine göre Vatikan’da sadece 32 kadın bulunuyormuş.

Peki, dünyanın dört bir yanından insanlar tarafından ziyaret edilen bu ülke neden neredeyse tamamen erkek egemen bir yapı içinde işliyor? Bunun arkasındaki sebepleri hem tarihi hem de sosyokültürel açıdan inceleyelim.

Vatikan, uzun yıllardır Katolik Kilisesi'nin ruhani ve yönetim merkezi olarak hizmet veriyor. Kilise hiyerarşisinin merkezinde ise yalnızca erkeklerin görev alabileceği rahiplik ve daha yüksek kademeler bulunuyor. Kadınların papaz olamaması, bu eşitsizliğin temel sebeplerinden biri. Bu durum, kilisenin yüzyıllardır süregelen gelenekleri ve dini öğretileriyle şekillenmiş.

Kadınların azlığının başka bir sebebi de Vatikan’ın bir tür "erkek kulübü" gibi işlemesi. Papa, kardinaller ve diğer üst düzey din adamları hep erkeklerden oluşuyor. Kadınlar, rahibe olarak ya da hizmet sektöründe çalışsa da üst yönetimde ya da karar mekanizmalarında neredeyse hiç yoklar.

Katolik Kilisesi'nin öğretisine göre, İsa'nın 12 havarisi erkekti ve bu, kilise hiyerarşisinin erkekler tarafından yürütülmesi gerektiğine dair dini bir gerekçe olarak gösteriliyor. Kilise, bu öğretiyi değiştirme konusunda oldukça muhafazakâr bir duruş sergiliyor. Kadınların rahip olabilmesi ya da daha yüksek pozisyonlara erişebilmesi gibi reform talepleri ise genellikle kilise içinde büyük tartışmalara yol açıyor. Ayrıca, Orta Çağ’dan beri süregelen kilise gelenekleri, erkeklerin dini liderlikte üstün rol oynamasını pekiştirmiş. Kilise, "anne" ve "bakıcı" rolünü kadınlara uygun görürken, liderlik ve öğretim rollerini erkeklere atfetmiş durumda.

Son yıllarda Papa Franciscus, kadınların Vatikan'daki rollerini artırmaya yönelik bazı adımlar attı. Örneğin, kadınların Vatikan’da daha fazla yönetim pozisyonuna gelmesi teşvik ediliyor. Papa Franciscus, kadınların yönetim kademelerinde yer almasını destekleyen açıklamalarda bulunsa da bu değişim oldukça yavaş ilerliyor. 2021’de, Papa ilk kez bir kadını Vatikan Hükümeti'nde sekreter yardımcısı pozisyonuna atadı. Bu, kilisenin modernleşme yolunda bir adımı olarak görülse de kadınların genel olarak hâlâ azınlıkta olması dikkat çekiyor.

Kadınların Vatikan’daki azlığı, hem içeriden hem de dışarıdan pek çok eleştiriye konu oluyor. Modern dünyada cinsiyet eşitliği önem kazanırken, Vatikan’ın bu konuda adım atmaması pek çok kişi tarafından geri kalmış bir tutum olarak değerlendiriliyor. Ayrıca, kadınların kilisede daha aktif rol alması gerektiğini savunan pek çok teolog ve Katolik feminist, Vatikan’a yönelik reform çağrılarında bulunuyor. Onlara göre, dini liderlikte kadınlara yer verilmemesi, kilisenin insan hakları konusunda yetersiz kaldığının bir göstergesi.

Vatikan’da kadınlar genellikle rahibe olarak hizmet ediyor. Rahibeler, kilisenin işleyişinde önemli roller üstleniyor: hayır işleri, eğitim, sağlık hizmetleri ve topluluklara destek sağlamak gibi. Ancak bu işler genellikle görünmez kabul ediliyor ve liderlik pozisyonlarına erişim sağlamıyorlar. Rahibelerin pek çok konuda emeklerinin göz ardı edilmesi de başka bir sorun. Örneğin, Vatikan'da rahibelerin çalışma koşulları ve ücretlendirme konusunda sık sık adaletsizlikler yaşandığına dair raporlar bulunuyor.

Vatikan, modern dünyadaki değişimlere karşı yavaş tepki verse de, kadınların daha aktif roller üstlenmesi konusunda ufak da olsa ilerleme sinyalleri veriyor. Papa Franciscus’un çabaları, daha eşitlikçi bir kilise hayalini destekleyenler için umut verici. Ancak bu süreç, yüzyıllardır süregelen gelenekler ve öğretilerle mücadele gerektiriyor. Kadınların kilisede daha fazla görünür olması, sadece Vatikan için değil, Katolik Kilisesi’nin küresel etkisi açısından da önemli bir adım olacaktır.

Vatikan, tarih boyunca dini ve kültürel mirasıyla dünyanın dikkatini çeken bir yer olmuştur, ancak bu küçük ülkenin büyük meseleleri var ve kadınların azlığı da bunlardan biri. Kadınların liderlik rollerinde yer alması, kilisenin daha kapsayıcı bir yapıya dönüşmesi için atılması gereken önemli bir adım. Bu sadece kadınlar için değil, Katolik inancını sürdüren milyonlarca kişi için daha eşit ve adil bir gelecek yaratabilir. Belki de bu değişim, Vatikan’ın küçük ama anlamlı bir devrimle modern dünyanın taleplerine cevap vermesiyle mümkün olacak. Vatikan'ın kadınların varlığını artırması, yalnızca dini değil, toplumsal açıdan da büyük bir etki yaratabilir.