Veronika Ölmek İstiyor
Yaşam, mutluluk ve mutsuzluk arasında gidip gelen bir akrobad gibidir...
Roman başkahranımız Veronika'nın hayatın tek düzeliği, sadeliği ve yaşama heyecanı olmamasından dolayı intihar etmesiyle başlar.
İçtiği uyku haplarının Veronika'yı sonsuza dek uyutucağını düşünür ve bir kutu hap içer. Ancak bu intihar girişimi başarısız olur. Gözlerini açtığında ilk olarak nerede olduğunu anlayamaz farklı insanlar, farklı bir ortam ancak doktor gelince akıl hastanesinde olduğunu kanaatine varır. Akıl hastanesinde olduğu günlerde doktor Veronika'ya mutluluğun olduğunu, her şeyin renkli ve cıvıl cıvıl olduğunu benimsetmeye çalışır. Ancak Veronika bunun üzerine kaçmak, yeniden intihar etmek gibi planlar kurar. Doktorun odasına gittiği bir gün içtiği ilaçlardan dolayı kalbine onarılması güç hasar bıraktığını ve bir kaç günlük ömrü kaldığını söylemiştir. Veronika bu haber üzerine yeniden intihara planı hazırlar eğer o olmazsa hastanenin çatısından atlamayı düşürnür. Tam bu esnade depresyon hastalığıyla mücadele eden Zedka adında biriyle tanışır.
Zedka ne kadar akıl hastanesinde yatmış olsada Veronika'ya hayatın hala yaşanılabilir mucizlerle ve renklerle dolu olduğunu anlatmaya çalışır. Veronika'nın ise istediği şey bu değil ilaçtır. Zedka'dan ilaç bulmasını ister fakat Zedka bunu kabul etmez onun yerine kardeşlik çemberi grubuna gelmesini ve bu şekilde iyileşip kendini mutlu hissedebiliceğini dile getirir. Veronika bu grubun ondan yaşama istediğinin yeniden yeşerteceğini düşündüğü için inzivaya çekilmeye karar verir. Ve kendini yavaş yavaş öleceği güne hazırlamaya çalışır.
Gece Veronika piyano çalmak ister ve hiç bir şekilde uyuyamaz. Çoktan intihar ettiği için pişman olmuştur. Yeniden yaşama arzusuyla dolmuştur ama ne yazık ki zamanı az kalmıştır. Bu yüzden kendine delice nefret besler. Salonda bulunan piyanonun yanına gider ve çalmaya başlar. Kısa bir süre sonra Eduard isimli şizofren hastası genç salona girerek onu dinlemeye başlar. Veronika bu gençten korkmaz aksine ona gülümser ve gençte aynı şekilde ona karşılık verir.
Zamanla Eduard'a hisler beslemeye başlar ve yaşamın ne kadar güzel ve hala heyecanla dolu olduğunu tadar. Ertesi gün Eduard'in hastaneden gitmek istemesi üzerine ona elektroşok verilir. Veronika yanında bulunur ve bütün gece yanından ayrılmamıştır. Gece yarısı Zedka yanına gelerek artık iyileştiğini, buradan çıkıp kocasının yanına döneceğini söyler. Veronika'nın hikayesinden etkilenen Mari'de Vilette'n çıkmaya karar verir. Hayatın güzelliklerinin ve Eduard duyduğu aşkın farkına varan Veronika da hastaneden çıkmak ister. Ne yazık ki Dr. İgor buna izin vermez. O da son çare olarak Eduard ile kaçar ve ömrünün son gününü doyasıya yaşamaya çalışır. Gittikleri pahalı restorandan kovulduktan sonra sokakta gezerler ve sonunda uykuya dalarlar. Sabah uyandıklarında Veronika hala hayattadır ve bu mucizenin tadını çıkartırlar. Ve böylelikle Veronika aslında hayatın tek düze olmadığını her zaman heyecan olduğunu böyle düşünmesinin sebebi tek perspektiften baktığını anlamıştır.
Veronika ölmek istiyor, Brezilyalı ünlü yazar Paulo Coelho tarafından 1998 yılında kaleme alınmıştır. Yazar Paulo Coelho bu eserini yazarken kendi hayatından ve deneyimlerinden esinlenmiştir. Paulo Coelho gençken anne ve babası tarafından üç kez akıl hastanesine gönderilmiştir. Aylarca hastanede kalmış, sakinleştiriciler ve elektroşok verilerek tedavi edilmeye çalışılmıştır.