Yanılsama
Geçmiş, yalnız ona takılı kalmadığımızda bir ögretmen olabilir.
Geçmiş, yalnızca yaşadığımız anılar değil; buğünkü benliğimizi oluşturan ve inşa eden temel taşlar gibidir. Her veda, zihnimizdeki bir haritanın yeniden çizilmesine zemin hazırlayan yolları tekrar tekrar başlatan kendimzi yeniden keşfedebilmek için bir fırsat olabilir, ancak bazen geçmiş daha güvenli izlenimini vererek zamanla bizi zincirleyen bir engel haline gelebilir.
Geçmişi terk edememe bir nevi özlemek, şimdinin zamanının yabancı gelmesi ve arkasında elbette insan beyni deneyimlemiş ve alışmış tecrübelere sıkı sıkıya bağlanarak geçmiş tecrübelerinden çıkamamaya, geçmiş anılarında güvenli olduğunun farkına vararak aslında anda kalamamaya bunun da kişinin şimdiki zamanını olumsuz etkileyerek zaman algısını altüst edebebilmektedir.
Kişi, daha çok geçmişinde özlemini çektiği birçok anının içerisinde yaşamayı seçerken bazen de travma tepkisinin etkisiyle geçmişte yaşanan olumsuz olayları tekrar deneyimlememek için kendinden, şimdinin hayatından kaçabilmektedir. Fakat genellikle insanların hayatlarında veda edemediği, yarım bırakılan, anlaşılmayan bazı hikayeler tamamlanmamış ve yaşanmamış anıların hayalleri içerisinde kişi seçtiği veya henüz gerçekleşmemiş anı-hayal doğrusundan kaçamaması gibi durumlar hayal-gerçek çatışmaları yaratabilirken kişide boşluk hissi yaratabilir.
Birtakım deneyimlerin etkisi geçse bile hissedilen duygular kalıcı olabiliyor.
Kişi hissettiği duygulara veda edemiyor ve bıraktığı hasar da kaçınılmaz olabiliyor. Bu durumlarda kişi en büyük haksızlığı da kendine yapabiliyor ki, bu hafızaya çokça yüklenilmesiyle gün içinde yaşanılan anıların aynı gün içerisinde unutulması veya zamanla daha unutkan birine dönüşebilmek gibi, hafıza eskiyi unutmaya komutluyken tam tersini yaparak aslında arka planda işleyerek kişinin şimdinin anılarında doyasıya yaşayamamasını engelleyerek kişinin kendini kandırmasına sebebiyet veriyor.
Durum buyken ortaya çıkması muhtemel zamansız öfkelenmeler de kaçınılmaz olabiliyor. Geçmişle bağlantılı olma işi giderek takıntı haline dönüşebilirken kişide oluşabilecek kaygı, korku ve pişmanlık hisleri giderek yerini iç hesaplaşmaya bırakarak bunun getirdiği yanlızlaşma halinde de oluşabilecek birçok sağlık sorunlarına davetiye çıkarabilir.
Bu süreçte kişi kendini ve ne ile mücadele ettiğinin farkına varmasıyla birlikte günlük duygu takibinin yanı sıra meditasyon gibi kendisini olumlu meşgul edebilen alışkanlıklara bir şans vererek aslında kendini anlama, zaman ayırma ve kendine iyi gelen basit rutinler oluşturmasının sayesinde kişi kendini tanımayı, küçük alışkanlıklarla ve başarılarıyla sevmeyi, takdir etmeyi ögrenirken gelecekteki kendine de bir şans verebilir ve tabi ki bunları yaparken bir anlığına da olsa geçmişten koparak anda kalabilir.
Ve bunları deneyimlerken geçmiş deneyimlerinin bugünkü 'benliğini' oluşturduğunu da unutmamalıdır...