Yaratıcı ve Eseri: Mary Shelley'nin Frankenstein' daki Asıl Canavar Kim?

Hangisi gerçekten bir canavar: Yaratan mı? Yaratılan mı?


Mary Shelley' nin Frankenstein romanı bilim kurgu ve gotik tarzda yazılan en ünlü eserlerden biridir ve ilk kez 1818 de yayınlandı. Yaygın olarak inanılanın aksine Frankenstein canavarın adı değildir, aksine onu yapan bilim insanın adıdır (Victor Frankenstein). Roman, Victor' un farklı hayvan uzuvlarını kullanarak yeni bir canlı yaratma hikayesinin ve bunun getirdiği çaşitli sonuçları etrafında döner.

Frankenstein ve Yaratık


Victor Frankenstein çok zeki bir öğrencidir ve Almanya da olan Ingolstadt üniversitesine eğitim görmeye gider. Victor Frankenstein kimyaya müthiş bir ilgi duymamktadır ve profesör M. Waldman' ın bilim dalındaki başarıları Frankenstein'i daha da heveslendirir. Aylarca süren çalışmalar sonucunda çeşitli hayvanların uzuvlarından bir araya getirdiği bir yaratık yaratır. Fakat ortaya çıkan canlıdan o kadar tiksinmiştir ki hemen oradan kaçar. Sonraki gün yaratık apartmanını terk etmiş mi diye kontrol etmeye geldiğinde onun orada olmadığını görür.

Fakat Victor babasından erkek kardeşi William' ın öldüğü hakkında mektup alır ve hemen geri evine döner. Kardeşinin öldüğü yerde Victor canavarın suretini görür ve anlar ki aslında kardeşinin ölümüne kendisi sebep olmuştur. Fakat daha bu başlangıçtır. Evet, aslında çok acımasızca görünebilir fakat Yaratık da sonraki bölümlerde Victorla iletişime geçtiğinde anlarız ki aslında yaratığın tek istediği şey yaratıcısının sevgisini ve ilgisini görmekti. Fakat umduğu ile bulduğu aynı olmadı, terk edildi. Halbuki yaratık dünyaya gözlerini açtığında bir bebek gibiydi iyiyi de kötüyü de öğretmek Victor'un elinde olabilirdi.

Daha sonraki bölümlerde de aslında yaratığın iyi bir varlık olabilmek için çaba sarf ettiğini de görürüz. Mesela kendini tarih ve daha bir çok alanda kitap okuyarak geliştirmeye çalışır. Bir gün De Lecays adlı bir aileyi çiftliklerinde ziyaret etmek ister, çiftlikte üç genç bir de kör yaşlı babaları yaşar. O üç genç kulübeden ayrılınca yaşlı adamın yanına gider ve güzelce muhabbet ederler. Yaşlı adamın gözleri görmediği için ondan korkmaz ve onu dış görünüşüyle yargılayamaz fakat gençler eve geri döndüğünde dehşetler içinde kalırlar. Yaratık dış görünüşünden dolayı bir kez daha aşağılanmıştır. Aslında bunun gibi pek çok olay yaşar ve bu da insanlara karşı içinin kin ve öfke ile dolmasına sebep olur. Böylece insanlardan öcünü alacağına yemin eder, özellikle de ondan sevgisini esirgeyen yaratcısı Victor Frenkenstein' dan. Daha sonra Victor'un en yakın arkadaşı Henry Clarvel' ın da ölümüne sebep olur ve Victor'un karısı Elizabeth'in de.


Frankenstein' in Yalnızlığı

Bütün sevdiklerini kaybeden Victor daha fazla insanın ölmesine izin veremeyeciğini söyler ve yaratığın peşine düşer. Yaratık arkasında ip uçları bırakarak kuzey kutbuna kadar kaçar. Fakat burada buzul suyunun içine düşer ve onu Walton adında bir gemi kaptanı kurtarır. Ama Victor ölmek üzere olduğunun farkındadır ve Walton' dan canavarı öldürmesi için yemin etmesini ister. Walton bu olanları kız kardeşine mektupta anlatırken Victor'un olduğu odadan ses geldiğini duyar ve oraya gider. Karşılaştığı manzara karşısında donar kalır : Yaratık Victor'un cansız bedeninin başında ağlıyordur. Yaratık gemiden yine yalnız ve dışlanmış şekilde buz kütlelerinin arasında kaybolur.

Sizce Yaratık yaptıklarında ne kadarıyla haklıydı ? Gerçekten kötü bir canavar mıydı yoksa bir kurban mıydı?

Fikirlerinizi yorumlarda belirtebilirsiniz. Keyifli okumalar dilerim.