Yaşamla Ölüm Arasında Olan Bir Kütüphane: Gece Yarısı Kütüphanesi
Ya Keşke Diye Baktığımız Hayat Mutlu Olduğumuz Hayat Değilsa?
Romanımızın baş kahramanı Nora'dır. Nora, küçüklüğünden beri hayal ettiği hayatı yaşayamamanın hayal kırıklığı içerisindedir. Abisi ve ailesi ile eskisi kadar arası iyi değildir hatta hiç diyebileceğimiz kadar da az görüşmektedir. Nora'nın babası ünlü bir rugby oyuncusu olabilecekken sakatlanıp beden eğitimi öğretmeni olur ve kendi yapamadığı sporu kızının yapmasını isteyerek Nora'yı yüzücü yapmak ister. Babasının mutlu olması için yüzücülüğe başlar ancak daha sonra vazgeçer. Nora baskıcı ve kavganın asla eksik olmadığı aile ortamında büyümüş ancak bu durum onda çeşitli pskikolojik rahatsızlıklar oluşturur aynı zamanda kendini yetersiz olmaya ve faydasız bir insan olarak görmeye başlar. Abisinin müziğe ilgisi vardır Nora'nın ise tam anlamıyla hiçbir şeye. Hayatındaki herkes onun hayatı hakkında söz sahibi olmuş fakat hiçkimse Nora'nın neye ilgi duyduğunu düşünmemiştir. Kısa bir süre sonra jeolojiye ilgi duyar ama yine istediği bölümü değil felsefe bölümüne gider. Joe'nun da bulunduğu Labirent adlı müzik grubuna katılır. Nora'nın hayatı bu yaşına kadar hep kendini kanıtlamayla geçmiştir. Nora'nın Dan adında bir sevgilisi vardır. Evlilik planı kurarlar lakin annesi düğüne dört ay kala vefat eder. Annesi ona hiç iyi bir annelik yapmamasına rağmen derin bir acı duyar. Düğün tarihi yaklaştıkça Nora'yı tedirginlik sarar. Adeta hayatının kontrolü elinden gittiğini düşünür. Bir yandan bu konuda yaşadığı kaygı bir yandan Dan'in çocuk isteği onu iyice iter ve düğüne iki ay kala ayrılık kararı alır. Nora aslında sadece Dan'den ayrılık kararı almamıştır. Onunla kurduğu hayaller , gitmek istediği ülkelerin listesini ve buna dair her şeyi silmiştir. Arkadaşı Izzy ile Avusturalya'ya gitme planı vardır ve ondan da vazgeçer.Tam bu sıralarda o çok sevdiği Labirent müzük grubundan ayrılır. Bu ayrılık abisi tarafından anlayışla karşılanmaz ve araları bozulur. Joe artık Nora'nın aramamalarına çıkmamaya başlar. Tüm bu sorunlar neticesinde Nora'yı kucaklayan yine depresyon ve doktorun yazdığı çeşitli hap olur.Hayata az da olsa tutunmaya çalışan Nora Tel Teorisi adında müzik aleti satan bir dükkanda çalışmaya başlar. Nora burada aynı zamanda piyano derside verir.Yine her şeyin stabil , tek düze ve hayata tutunma çabasıyla gittiği günlerden birinde Nora'nın kedisi ölür. Aslında o gün sadece kedisi ölmez aynı zamanda bir sürü sorun da ardı ardına gelir . İlerleyen saatlerde piyano öğrencisinin annesi arayarak dersi iptal etmek ister. Tel Teorisi'ne gittiğinde ise kovulduğunu öğrenir. Artık Nora için yaşama tutunucak bir şey kalmamıştır. Ne babasının istediği gibi yüzücülük kariyerine devam etmiştir ne de annesinin istediği mesleği yapmış ve annesinin istediği gibi biri olmuştur. Aslında o hiçbir şeye sahip olamamış olduklarına da sahip çıkamamıştır. Yüzücülük, eş, müzisyenlik, jeoloji... bunlar harici sevilen biri bile olamamıştır. Bu kötü olayların tüm sebeplerini kendine yükleyerek intihara kalkışır. Gözünü açtığını sanar fakat o yaşam ile ölüm arasında olan Gece Yarısı Kütüphanesi'ndendir. Ve bu kitaplar yaşamış olma ihtimalini sunan başka bir yaşamı verir Nora'ya. Başka bir seçim yapmış olsaydı şuan hayatının nasıl olduğunu gördüğü... Bu kütüphanede sonsuza giden raflar, farklı genişlikte sıralanmış fakat başlığı ve yazarı olmayan kitaplarla doludur. Bu kütüphanede bir de görevli vardır. Bu görevli Nora'nın tanıdığı ama anımsayamadığı biridir. Bu kütüphaneci Nora'nın eski kütüphanesinde çalışan Louis Elm Hanım'dır. Kütüphaneci Elm dünyada farklı çeşitlerde paralel evren olduğunu ve bu paralel evren de farklı kararlar alıp farklı hayatlar yaşayan bir sürü Nora yaşadığını söyler. Nora'nın tek yapması gereken ise hayatında pişmanlık duyduğu anları hatırlaması , o kararlardan birini seçmesi ve o kararı almamış olmayı dilemesidir. Öyle ki Nora yerine geçtiği insanın hayatından memnun kalırsa yaşamına orada devam ettirip Gece Yarısı Kütüphanesi'nden ayrılacaktır. Ancak memnun kalmaz ve istdiği gibi sonuçlanmazsa da Gece Yarısı Kütüphanesi'ne geri dönecektir. Nora'nın gerçek dünyada ölüm vakti gelinceye kadar istediği hayatları seçme şansı vardır. Nora'nın ilk pişmanlığı Dan'den ayrılmaktır. Ve paralel evrenden istediği Dan'den ayrılmayıp onunla evlenmiş olduğu hayattır. Bu paralel evrende Nora Dan'nin hayali olan barı açmışlardır. Fakat bir huzursuzluk ve sıkıntı vardır Dan ile evliliği istediği gibi gitmiyordur. Sürekli bir kavga , anlaşmazlık , uzlaşamama hali vardır. Ve bu Dan ayrılmadan önceki tanıdığı Dan ile aynı kişi değildir.Nora Dan'nin kendisini aldatmış olduğunu öğrenir. Ve duyduğu hayal kırıklığı karşısında Nora Gece Yarısı Kütüphanesi'ne geri döner. Nora ikinci denemesinde kedisinin ölmediği bir paralel evrene gitmek ister ancak kedisinin araba çarpması ve kendi sorumsuzluğu yüzünden olmadığını öğrenir ve kütüphaneye döner. Üçüncü istediği hayat ise arkadaşı Izzy ile gitmek istediği Avusturalya seyahatidir. Ancak bu paralele evrenden de hayal kırıklığından başka bir şey yoktur. Çünkü her şeyden çok sevdiği arkadaşı Izzy trafik kazası sonucu ölmüştür. Dördüncü denemeyi de yüzmeyi bırakmadığı bir paralel evrene gitmek ister. Bu sefer her şey yolunda gibi gözükür. Bir sürü madalya ve verilen ödül vardır. En önemlisi babası hayattadır ve aynı zamanda menajeri olan abisi Joe ile arası olduğundan daha iyidir. Fakat o yaşamda biraz daha vakit geçirdikçe hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı anlaşılır. Babasının başka bir kadınla ilişkisi vardır ve annesi ile boşanmışlardır. Ve yine Nora çok başarılı olmasına rağmen depresyonla savaşır ve yine gerçek hayttaki gibi intihara kalkışır. Yaşadığı bu hayal kırıklığından dolayı yine kütüphaneye döner. Nora'nın istediği bir sonraki yaşam Labirent grubundan ayrılmamış olduğu hayattır. Bu hayatta eğer Labirent'den ayrılmasaydı çok ünlü bir kişi olacağını görür. Yine bu hayatta da her şeyin yolunda gittiğini düşünür lakin abisi Joe'nun öldüğünü öğrenir ve daha sonra yine Gece Yarısı Kütüphanesi'ne döner. Bu şekilde bir çok yaşamak istediği hayatı seçer Nora. Tam yine seçiceği sırada kütüphanede büyük ve sarsıcı bir deprem meydana gelir. Bu anın korkusuyla aslında ölmek değil de yaşamak istediğini hisseden Nora yaşamak istediğini haykırır ve tam bu sırada kütüphanede bulunan boş bir kitabı bulması gerekir. Noran'nın ise bunu bulması için az bir süresi... Nora yangın ve deprem arasında zor olsada boş kitabı bulur ve yaşıyorum diyerek gerçek hayata geri döner. Ve gerçek dünyada kendini hastanede bulur.
Nora ilerleyen günlerde elinde olmayan değil de elinde olan hayatıyla ilgili neler yapabiliceğini düşünür. Ve aslında hayatının ne kadar değerli olduğunu saçma olan rutinlerin, abisiyle konuşmamasına rağmen onun yaşamasının ne kadar değerli olduğunu görür. Aslında hepimiz böyle değilmiyiz hayatımızın,elimizdekinin değerini bilemeyiz. Tek gayemiz elimizden kaçıp giden fırsatlarda takılı kalıp acaba olsaydı pişmanlığında boğulmaktır. Lakin şöyle bir gerçek vardır ki o çok istediğimiz şey olsa bile aklımız hep yine olma ihtimali olan da ya da olmayan da kalır. Ta ki siz yaşamın, hayatınızın ve elinizdekilerin kıymetini anlayana kadar bu böyle sürüp gider.