Yeni Eleştiri

Yeni Eleştiri ve biçim-içerik sorununa genel bir bakış.

Yeni Eleştiri, 1930-1950 arasında etkinliğini sürdüren, kendinden önceki edebiyat ve eleştiri anlayışına bir tepki olarak ortaya çıkmış Anglo-Amerikan biçimciliğidir.

Yeni Eleştiri, sağduyuya uygun okumaya değer şiirler, romanlar, öyküler düşüncesine karşın metnin kendi malzemesine yönelmek istemiştir. Yansıtmacı ve anlatımcı kuramcılar dünya, yaşam, yazıldıkları dönem ve insan tabiatı hakkında aktarılan bu gerçekliklerle eserin bir değerinin olduğunu söylerler. Bunlara ek olarak yine anlatımcılar, bu anlatımı sağlayan sanatçının perspektifinden, sınamasından geçen konularda onun yaratıcı ve zengin dünyasından izleri vurgular.

Bu eleştiri yöntemleri metnin kendisinden çok işaretlediği bildiriye, öğretiye odaklanır. Onlar, içerik ve içeriğin hayatın gerçekliği içindeki anlamına bakarlarken Yeni Eleştiri, metnin kendisine eğilip onu bir sanat eseri olarak incelemek ve yorumlamaktan yanadır. Bu nedenle Yeni Eleştiri edebiyatın işlevi nedir sorusuna, “Bir edebiyat eseri, yazarından, okurundan ve yazıldığı tarihin toplumsal ve tarihsel koşullarından bağımsız kendi başına yeterli olan, kapalı, dilsel bir düzendir.” (Moran: 2018) cevabını verir. Bu düzene ise “organik birlik” adını verirler ve şöyle tanımlarlar:

“Eserdeki her öğenin ve bağıntının eserin değeri için gerekli olması; gereksiz hiçbir öğenin ve bağıntının bulunmaması ve bunlardan her birinin yalnız kendi hesabına rol oynamakla kalmayıp diğerlerini de etkilemesi ile sağlanan düzene organik birlik denir.” (Moran: 2018)

Bu durumda eserdeki her öğenin rolü diğer öğelerle ve dolayısıyla eserin bütünüyle bağlantılıdır savı, Yeni Eleştiri’nin içerik ile hesaplaşmasını gerektirir.

Bu hesaplaşma için “biçim nedir” sorusuna cevap vererek başlayabiliriz. Biçim denildiğinde akla başlıca duyumsal ve yapısal değerler gelir. Edebiyatta sözcüklerin salt ses olarak ahenkleri, güzellikleri olsa da eserde tek başlarına bir şey ifade etmezler. Hatta herhangi bir dilde kaleme alınmış eserin tadını alabilmek için o dili çok iyi bilmek gerekir. Anlamın işe karıştığı bu noktada, onun eserdeki konumu tartışılmaz hale gelir. Üzerinde durulanlardan ikincisi ise yapısal değerdir. Sanat eserinin özünü biçimde arayanlar, “önemli olan söyleyen değil nasıl söylendiğidir” derler. Ancak içerik söyleyişten bağımsız olarak da vardır. Biçim ona sonradan eklenir. Bu durumda yine anlamın rolü açıklanmak zorundadır.

 Bu biçimci görüşü besleyen en önemli faktör, çok değerli konular dahi işlenirken çiğ ve sıkıcı eserler ortaya çıkabildiğidir. İçerik ne denli değerli olursa olsun söyleyiş olmaksızın bir şey ifade etmediği düşüncesidir. Ancak sanat eserinde aradığımız fikirler ve düşüncelerin hepsi kenara atılıp sadece üslup, dil ve kuruluş kalması, düşünsel anlamda da değer katan eserlerin bütününü kapsayacak bir yaklaşım olmaması, biçimcilerin bunun çıkar yol olmadığını fark etmesini sağlar.

Bu noktada Bradley konu kavramını ele alır. Konunun eserin dışında olan ve sanatçının ele alabileceği bir şey olduğunu söyler. Birçok sanatçı yaşlılık, ölüm, adalet gibi genel konuları seçebilir. Bradley, konunun eserden bağımsız olmasından ötürü eserin dışındaki değeri ile eserden ayrı bir ilişki kurulmaması gerektiğini, eserin içerisindeki konuyu, eserin biçimi içinde tekrardan oluşandan ayırarak bir değerlendirme hatasına düşmememiz gerektiğini söyler. Yani ham konuyu edebi eserde bir değer olarak ele almamalıyız. İşte bu “ham konu” edebi eserin içinde yüzlerce sanatçının kendi özgün biçiminde “içerik” halini alır. Burada, sanatçının o esere özgü içeriğiyle aynı yoldan geçerek oluşan biçimle birleşen içerik, bir anlamda biçime yoğrulur. Bu durumda katı biçimcilerde gördüğümüz sözcüklerin düzeni anlamına gelen biçimcilik yerine anlamın biçime zıt olmayan ve biçimin bir yönünü meydana getiren bir unsur olduğu anlaşılmıştır.

KAYNAKÇA

Bradley, Andrew Cecil; Oxford Lectures on Poetry, Macmillan, 1965.

Moran, Berna; Edebiyat Kuramları ve Eleştiri, İletişim Yayınları, 2018.

Wellek, Rene; Concepts of Criticism, Der.: Stephan G. Nicholas Jr., Yale University Press, New Haven, 1963.

Wellek, Rene- Warren, Austin; Yazın Kuramı, Çev.: Yurdanur Salman – Suat Karatay, Altın Kitaplar, 1982.