Yetersizlik Hissi Üzerine

Yetersizlik hissi ve bu hisle başa çıkmaya çalışmak.

Yetersizlik hissi, hemen hemen hepimizin hayatının bir döneminde karşılaştığı ve başa çıkmakta zorlandığı duygulardan biridir. Bu his, içimizde sürekli bir eksiklik duygusuna yol açarak, kendimize olan güvenimizi sarsabilir ve potansiyelimizi gerçekleştirmemizi engelleyebilir. Fakat, bu duyguya teslim olmak yerine onu anlamaya ve yönetmeye çalışmak, daha sağlıklı ve dengeli bir hayat sürmemize yardımcı olabilir.


Peki yetersizlik hissi neden ortaya çıkar? Yetersizlik hissinin birçok kaynağı olabilir. Modern dünyada sosyal medya, bu hissi körükleyen en büyük etkenlerden biridir. İnsanlar, sosyal medya platformlarında sürekli olarak başarılarını, mutlu anlarını ya da “mükemmel” görünen hayatlarını paylaşıyorlar. Ve bizler de başkalarının mutlu anlarını, başarılarını ve mükemmel hayatlarını gördüğümüzde, kendi eksikliklerimiz bize daha görünür hale geliyor. Bu durum, izleyici olarak bizlerin kendimizi sürekli olarak diğerleriyle kıyaslamamıza ve kendimizi yetersiz hissetmemize neden oluyor. Oysa sosyal medyada gördüğümüz şeylerin, insanların sadece en iyi anlarını paylaştığı bir vitrin olduğunu unutmamamız gerekiyor. Neredeyse hiç kimse zorlandığı anları ya da başarısızlıklarını binlerce insanın gözleri önüne sermez. Bu yüzden kendimizi bu filtrelenmiş dünyaya göre değerlendirmek, gerçekçi olmayan beklentiler geliştirmemize neden olabilir.


Bir diğer yetersizlik hissi kaynağı da geçmişte yaşadığımız travmalar ya da olumsuz deneyimler olabilir. Çocukluk döneminde veya hayatımızın herhangi bir evresinde yaşadığımız başarısızlıklar ya da olumsuz deneyimler, özgüvenimize darbe vurabilir. Özellikle çevremizden aldığımız eleştiriler ve negatif geri bildirimler, bilinçaltımızda kendimizi yetersiz hissetmemize yol açabilir.


Peki değersizlik hissiyle nasıl başa çıkacağız? Bu hisle başa çıkmak için öncelikle onu kabul etmemiz gerekiyor. Yetersizlik hissi insan olmanın bir parçası; hepimiz zaman zaman böyle hissedebiliriz ve bu durum bizim gerçekten başarısız ya da değersiz olduğumuz anlamına gelmez. Kendimize şefkat göstermeli ve bu duyguyu hissetmenin doğal olduğunu bilmeliyiz.


Bir diğer önemli adım, sürekli olarak kendimizi başkalarıyla kıyaslamaktan kaçınmak. Her insanın hayatı, yetenekleri ve hedefleri farklıdır. Kendi yolculuğumuza odaklanmak ve başkalarının başarılarını değil, kendi ilerlememizi ölçmek, bu hissin üstesinden gelmemize yardımcı olabilir. Hayatın bir yarış olmadığını aklımızdan çıkarmamamız lazım. Herkesin deneyimleri yaşayacağı yaş farklı olabilir. Hayatımızdaki birçok kişi bizim hayalini kurduğumuz şeyleri çoktan gerçekleştirmiş olabilir. Bu bizim de onları gerçekleştiremeyeceğimiz anlamına gelmez, sadece bu deneyimi hayatımızın farklı bir döneminde yaşayacağımız anlamına gelir. Bu noktada, kendimize küçük hedefler koymak ve bu hedeflere ulaştıkça kendimizi takdir etmek önemli bir motivasyon kaynağı olabilir.


Bir de, yetersizlik hissini tetikleyen düşünceleri fark etmek ve onları sorgulamak gerekir. Zihnimizde dönüp duran “Yeterince iyi değilim”, “Başaramayacağım” gibi düşünceler aslında gerçek değil. Bu düşünceleri yakalamak ve “Gerçekten öyle mi?” diye sormak, zihnimizin bize oynadığı oyunları anlamamıza yardımcı olabilir.


Ayrıca, bu hisle başa çıkmak için destek almak da önemlidir. Güvendiğimiz biriyle duygularımızı paylaşmak, yaşadıklarımızın yükünü hafifletmekte bize yardımcı olabilir. Bazen bir arkadaşla ya da imkânımız varsa bir terapistle konuşmak, olayları farklı bir perspektiften görmemizi sağlar ve kendimize haksızlık ettiğimizi fark etmemize yardımcı olur.


Yetersizlik hissiyle baş etmenin belki de en önemli yolu, kendimize sabır ve şefkatle yaklaşmaktır. Hepimiz insanız ve hata yapabiliriz. Herkesin kendine özgü yetenekleri ve zayıflıkları vardır. Mükemmel olmaya çalışmak yerine, kendimizi olduğumuz gibi kabul etmek, özgüvenimizi artırır ve daha huzurlu bir yaşam sürmemize yardımcı olur. Kendimize bazen “Ben elimden geleni yapıyorum ve bu yeterli” diyebilmek, yetersizlik hissinin bize yüklediği o ağırlığı hafifletir.


Kendimize şefkat göstermek, aynı zamanda kişisel gelişim yolumuzda da motive edici olabilir. Yetersizlik hissi, bazen bizi harekete geçirir ve daha iyisini yapmamız için bir tetikleyici olabilir. Ancak bu noktada, kendimize karşı acımasız değil, anlayışlı olmalıyız. Hepimiz yaşadığımız süre boyunca öğrenmeye ve gelişmeye devam ediyoruz, bu yüzden kendimizi zaman zaman yetersiz hissetmemiz normal.


Yetersizlik hissi, her ne kadar zorlayıcı bir duygu olsa da, onunla başa çıkmak ve bu duygunun üstesinden gelmek mümkündür. Kendimizi başkalarıyla kıyaslamaktan kaçınmak, zihnimizdeki olumsuz düşünceleri sorgulamak, destek almak ve en önemlisi kendimize karşı anlayışlı olmak, bu hisle başa çıkmamızı kolaylaştırabilir. Unutmayalım ki, hepimiz değerliyiz ve her birimizin farklı farklı hayat yolculukları var. Yetersizlik hissi geldiğinde, bunu bir fırsat olarak görmek ve kendimize biraz daha sevgi göstermek, bu duygunun üstesinden gelmemize yardımcı olabilir.