Yorum Kaldırmayan Yeme Davranışları
Mümkün mü gerçekten yiyip yiyip kilo vermek? Ya da su içerek bir günde kilo almak?
"Ayça da su içse yarıyor ama bak Seda'ya dünyaları yedi bırak kilo almayı 300 gram vermiş bile olabilir."
AYÇA:
Tıkınırcasına Yeme (Binge Eating) Hastası. Sabahları insan içinde ağzına tek lokma almıyor, geceleri ise gün boyunca yaşadığı duygusal boşluğu paketli ürünlerle gidermeye çalışıyor. Doyma noktasına gelse bile kendini durduramıyor.
SEDA:
Bulimia Nervoza hastası. Kısıtlayıcı diyetlerle başladığı yolculuğunda kendini günlerce aç bırakıyor, aşırı düzeyde egzersiz yapıyor, fazla yediğini hissettiğinde kendisini zorla kusturuyor.
"Gerçi Elif gibi olacaksın bak kıza zayıf çünkü iradeli; yemiyor bir şey."
ELİF:
Anorexia Nervoza hastası. Ölümüne aç kalıyor, başı kalorilere olan takıntısıyla dertte. Tartıda göreceği 100 gram fazla yerine ölmeyi yeğliyor. Kimseyle yemekli randevulara çıkmıyor. Yaklaşık 1 senedir regl olmuyor. Vücudu çok halsiz ama o enerjik gibi gözükmeye çalışıyor.
"Aman kalsın o ne öyle kuru bir şey. Ben esas Nazlı'yı beğeniyorum. İdeal kilosunda sapsağlıklı besleniyor."
NAZLI:
Ortorexia Nervoza hastası. Sağlıklı beslenmeyi takıntı haline getirmiş. Çöp gıda ve temiz gıda olarak grupYiyeceklerin çoğuna karşı fobisi var gelecekte anoreksik veya bulimik olabilir.
"Sibel de değişik bak mesela. Böyle bi dönem kilolu bi dönem zayıf bazen normal çözemedim bak o kızı tam olarak"
SİBEL
Atipik Yeme Bozukluğuna sahip. Tehşisi tam konulamayan ancak sağlıklı olmayan yeme davranışları nedeniyle vucüt kitle indeksi sürekli değişiyor.
"Ay neyse amaaan..."
Etrafınızda bu tür muhabbetlere mutlaka kulak misafiri olmuşuzdur. Bazen birine bakıp özeniriz, bazen ise içten içe kınarız. Ne var ki bu durumlar çoğu zaman kişinin "irade gücünden"ziyade sahip olduğu "yeme bozukluğundan" kaynaklanıyor olabilir. Burda farkındalığın önemi büyüktür. Sosyal medyada gördüğümüz pek çok vücut kurgu! Harika shoplar pek çok genç kadına -hatta artık erkeklere de- özendirilmekte. Böyle vücutlara yaklaşabilmek için ise böyle davranışlar sergileyen pek çok kişinin sonu hastane odalarında noktalanıyor. Bize iradeli olmaktan, disiplini hayatın merkezine koymaktan ve yaza fit girmenin her koşulda önemli olduğundan bahsediyorlar ama niçin kimse kendini aç bırakan kişilerin ileride yaşayacağı organ kayıplarından, kesilen adet düzeninden, besin eksikliğne bağlı vücutta gelişen halsizlik ve yan etkilerden bahsetmiyor?
Ne var ki, sırf bu örnekler yüzünden çok zayıf gördüğümüz birine gidip de sende anoreksiya var denilmemeli.Unutulmamalıdır ki bazı hastalıklar da insanı zayıf ve iştahsız bırakabilir. Ayrıca bir yakınınızda fark ettiğiniz yeme bozukluğu belirtileri varsa bile direkt o kişinin yüzüne söylemenin her iki tarafa da faydası olmayacaktır. Doğru bir yönlendirme ile tedavi alma motivasyonunu o kişiye kazandırmak çok daha önemlidir. Çünkü iyileşme süreci kişinin kendisine bağlıdır.
Peki ya gerçekten yiyip yiyip kilo almayanlar veya su içse yarayanlar varsa?
Basit bir biyoloji dersi ile açıklayabiliriz bu durumu; Bir kişinin günlük alması gereken bir kalori miktarı vardır ki bu yaştan tutun da cinsiyete hatta besinlerin termik etkisine kadar değişir. Ama en temelde bize cevabı verecek olan formül Harris Benedict formülüdür.
Harris Benedict formülüne göre günlük kalori miktarını bulmak için önce bazal metabolizma hızını bulup fiziksel aktivite düzeyi katsayısı ile çarpılmalıdır.
(Bazal metabolizma hızı x Fiziksel aktivite katsayısı)
Erkekler için: 66,5 + [5 x Boy (cm)] + [13,75 x Ağırlık (kg)] - (6,77 x Yaş)
Kadınlar için: 655,1 + [1,85 x Boy (cm)] + [9,56 x Ağırlık (kg)] - (4,67 x Yaş)
Fiziksel aktivite katsayıları aşağıda verilmiştir.
- Sedanter: Bazal Metabolizma Hızı 1.2 ile çarpılır.
- Hafif Hareketli: Bazal Metabolizma Hızı 1.3 ile çarpılır.
- Orta Hareketli: Bazal Metabolizma Hızı 1.4 ile çarpılır.
- Çok Hareketli: Bazal Metabolizma Hızı 1.5 ile çarpılır.
Bu denkleme göre alması gereken kalori 1500 olan, yeme bozukluğu olmayan ancak bir hayli meşgul olan bir kadın düşünelim: Bu kadın iş gereği tüm gün doğru düzgün bir şeyler yemeyip bir oturuşta lahmacunlar ve/veya hamburgerler yiyor ve siz de onu tam da bu sırada görüyosanız ona yiyip yiyip kilo almıyor diyebilirsiniz.
NOT: Kişi bunu bilinçli yapıyorsa, hedefi tüm gün kendini aç bırakıp yemek yemeyi hak etmek olan, aşırı kısıtlayıcı, kalorilere takıntılı, egzersiz vb. ile telafi davranışını süreklilik haline getirmiş biri ise orda bir sorun vardır ancak ne yazık ki bu kişi de toplumda yiyip yiyip kilo almıyor grubuna dahil edilir.
Aynı şekilde yine yeme bozukluğu olmayan hareketsiz bir kişinin yemek yaparken mutfağa her girip çıkarken ağzına sürekli bir şeyler attığını hayal edin ancak yemek sırasında porsiyonu çok az. İşte bu kişiye de su içse yarıyor diyebilirsiniz.
NOT: Kişi bunu bilinçli bir şekilde yapıyorsa, toplum önünde yemekten utanıp yalnız kaldığında tıka basa doymasına rağmen davranışı sürdürüyorsa ve dışardan az yiyor gözüküyorsa maalesef toplumda bu kişi de su içse yarıyor grubunda yer alır.
Özetle, zayıf veya kilolu insanlara iltifat, yorum yaparken onların içlerinde bulundukları pek çok farklı senaryo olabileceğini hatırlayın. Anoreksik birine ne güzel zayıfsın dediğinizde zayıflığını korumaya bir kez daha yemin eder. Ya da kilolu birine ya biraz kilo ver bence dediğinizde o gece tetiklenip yine atak geçirebilir. Pek çok hormonal rahatsızlık da kilomuzu etkiler. İyisi mi biz yorum yapmayalım. Kendimize bakalım.