Yükselen Güç ve Son

Kendi sonunu hazırlamak.


Derleri ki insan yaşanmayacak bir şeyi hayal edemezmiş. Yani kitaplarda, filmlerde gördüğümüz her şeyin aslında yaşanma ihtimali olduğuna inanır bu görüş. Belki de inanmıyorsunuz şuan buna tıpkı bir zamanlar şuan yaşananları anlatsak geçmiştekilerin de inanmayacağı gibi. Çığ gibi büyüyen ve kendini sürekli revize eden teknoloji bütün imkansızlıkların üzerinde neredeyse. O; filmleri, hayalleri gerçek yapma peşinde. Yani filmlerde gördüğümüz o uçan arabalar, ışınlanmalar ve daha niceleri belki de yıllar sonranın gerçekleri olacak. Öyle ya peki farklı bir senaryoda bir bilim kurgu filmine düşersek ne olur?

Neredeyse dünyanın her yerinde teknolojiyi geliştirmek için her an bir şeyler yapılıyor. Bilim insanları her dakika çalışma halindeler. Hiç durmayacak ve sürekli devam edecek yarış, insanların bitmek bilmez dertleri ve daha iyisi arzusuyla sürekli vites arttırıyor. İnsanların bu derece hızla ve farklı noktalarda büyüyen bir yenliği kontrol altında tutması peki mümkün mü sizce? Yeni üretilen savaş makinelerinden farklı bir şeyden bahsediyorum aslında. Şu filmlerde sürekli gördüğümüz yapılmış bir hata sonucu her şeyin tersine dönmesinden veya kendi Frankenstein'ını yaratan bilim insanından. Filmlerde biz bunları da görürüz çünkü. Robotların dünyayı ele geçirmeye çalıştıklarını, yapılan bir hata sonucu her şeyin tepetaklak oluşunu... Senaryo bu ya hepsinde de bir şekilde insanlık kazanır. Yanlı bir bakış açısıyla yazıldığından mütevellit de olabilir tabi. Peki ya objektif bir senaryoda durum gerçekten bizim kazanmamızla mı biter? Her dakika güçlenen, insanlığın her işine yardımcı olan bir teknoloji var önümüzde. Şuan ipler bizim elimizde. Sadece yardım etmesi bile bizi birçok angaryadan kurtarıyor. Ve günü gelecek bütün işin kontrolünü ona bırakacağız. Bu sefer angaryalardan değil işin kendisinden sorumlu olacak. Ve bu bir alanda değil her alanda devam edecek ve insan denetleyen durumuna gelecek hatta belki denetimlerini de kendileri yapacak. Böylesi bir durumda bize kenara çekilmek düştüğünde artık ipler onlara geçecek. İşte tam o zamanda da her dakika daha da akıllanan bu muhteşem aletlerin insafına kalmış olacağız.

Binlerce felaket senaryosunun örneklerini verebilirim aslında. Fakat zaten buna gerek yok çünkü biz zaten bunları hesaba katıp filmini yapalı çok oldu değil mi? İnsan bunları izlerken bir gün gerçekleşme ihtimalini düşünmez aslında ama işte belki bir yerde kader kopya çeker bizim senaryolardan. Fakat bu sefer kazanan biz mi oluruz yoksa merak denen duygu ile kendi sonumuzu mu getiririz kim bilir?