Z Jenerasyonunun Romantik Edebiyata Dönüşü
Z jenerasyonu sosyal medyada romatik edebiyata olan sevgilerini ifade ediyor. Ansızın gelen bu sevginin nedeni nedir?
Romantizm kitapları her zaman popüler olmuştu, ancak şimdiye kadar kimse türe karşı hissettikleri sevgiyi şu anda olduğu kadar sesli dile getirmemişti. Pandeminin başından beri romantizm kitaplarının satışları %49 arttı ki zaten ondan önce de az değildi. Artan satışlardan ziyade en büyük değişim ise sosyal medyada romantizm romanı severlerin artması olarak gerçekleşti.
Sosyal medyada kültürel bir fenomen olmaya devam etmesine rağmen romantizm romanları genel kültürde hâlâ dikkat çekmemeye devam ediyor. Kurgusal edebiyat içerisinde romantizm türü diğerlerine göre aşağıda görülmekte. Türsel kurguların da bir hiyerarşisi var, romantizm de o sıralamanın en altında. Belki de patriarkal toplum içinde duyguların ve özellikle o duyguları dışa vurmanın utanılacak bir şey olduğu algısı yaratıldığı ve özellikle bu duygulara adanmış bir türün saygı görmesi imkansız olduğu içindir. Okuyucular ve eleştirmenler sık sık romantizm türünün formülsel yapısını eleştirseler de benzer formüle sahip dedektif romanlarının aynı eleştirileri aldığını pek sık görmeyiz.
Romantik kitapların örneğin bilim kurgu, polisiye veya korku türlerinden daha fazla eleştiri hak ediyor olmasının nedenini anlamak zor fakat bu daha fazla eleştiri aldıkları gerçeğini değiştirmiyor. Çoğunlukla kadınlar tarafından okunuyor ve yazılıyor olması şüphesiz ki tesadüf değil. Birçok kişi romantik kitapları saçma sapan buldukları için daha derin anlamlar ifade etmediklerini ve edemeyeceklerini savunuyor. Özellikle daha edebi sayılan türler ile karşılaştırınca. Elbette ki türün erkek okuyucuları da vardır ancak çoğun kadın olduğu göz önüne alınınca türe karşı duyulan hoşnutsuzluğun cinsiyetçilik gözlüklerinden kaynaklandığını düşünmemek de imkansız.
Romantik kitaplarının tarih boyunca saygı görmemiş olması genç okuyucular için çekici yönlerinden birisi olabilir. Çoğunlukla aşağılık görüldüğü için ve duyguları dışa vurmanın yakışıksız olduğu öğretildiği için şu anda bu kadar duygu dolu bir türe yönelmek asilik gibi geliyor belki de. Duygusal bir tür hakkında bu kadar yoğun duygular beslemek topluma bir başkaldırı. Z jenerasyonu sosyal adalet ve eşitlik konularında internet sayesinde geçmiş jenerasyonlardan çok daha bilinçli ve tutkulu. Dolayısıyla o tutkunun edebiyat alanına taştığını düşünmek de abartı olmaz.
Günümüzde romantizmin popülerliği hakkında ilginç bir nokta da romantizm ile uzaktan yakından ilgisi olmayan günümüz kültürü içinde gerçekleşiyor olması. Romantik komedi filmleri Netflix gibi platformlarda popüler olsa da çoğunlukla düşük bütçeli yapımlar olmaya devam ediyor. Tür Hollywood filmleri arasından tamamen silinmiş gibi. Sinemaları kasıp kavuran ve en büyük kar marjlarını kazandıran filmler olan süper kahraman filmleri şu anda kazandıkları kadar kazanabilmek için bütün yaşlara ve bütün kitlelere hitap etmek zorunda, bunun yolu da çocuklara uygun olmayabileceği düşünülen hiçbir şeyin filmde var olamayacağı anlamına geliyor. Dolayısıyla da romantizmi ana konu edinen filmlerin azalması ile sonuçlanıyor.
Belki de sebep gençlerin günümüz romantik hayatına karşı randevulaşma uygulamalarının banalliği nedeniyle hissettikleri isteksizliktir. Romantizm kitaplarının hakkında paylaşılan sosyal medya gönderilerinin çoğunluğunun gerçek hayat romantizmi ve kurgusal romantizm hakkındaki farktan bahsediyor oluşunun nedeni de bu olabilir. Bazı okuyucular için okuma yalnızca alınan zevk hakkındadır fakat tür daha derin anlamlar da içerebilir. Romantizm kitapları kimin sevgi hak ettiği hakkında beyanda bulunur. Türde ötekileştirilen karakterlerin yer alması sevgi ve ötekileştirme hakkındaki yargılarımızı sorgulatır.