Zihninizi Altüst Edecek Psikolojik-Gerilim Türünden 10 Film Önerisi
Psikolojik, gerilim ve korku filmi önerileri. Keyifli seyirler dilerim.
Karanlık atmosfere sahip filmler, bana her zaman cezbedici gelmiştir. Rahatsız edici psikolojik gerilimi ekranda izlemek bende büyük haz uyandırıyor. Lafı çok uzatmadan size kendi çapımda izleyip etkilendiğim filmleri önereceğim.
1.DONNIE DARKO
2001`de yönetmenliğini Richard Kelly'nin yaptığı Jake Jake Gyllenhaal ` u bizlere tanıtan fantastik filmdir. Oldukça beyin yakan sıra dışı konusu var. 17 yaşında lise öğrencisinin çılgın maceraları gibi gözükse de ilk yarım saatte neyin ne olduğunu anlaşılıyor. Donnie Darko isimli genç bir gece insan-tavşan karışımı olan bir yaratık tarafından odasından çıkarılıp bir sırra doğru sürüklenir. Yaratık, genç çocuğa 28 gün, 6 saat, 42 dakika, ve 12 saniye sonra dünyanın sonunun geleceğini söylemiştir. Olayın şokunu üzerinden atamayan Donnie, bu büyük sırrın ağırlığı altında, tüm sosyal yaşantısını sonlandırarak bu gizemli tavşanın peşinden gidecektir. Filmi yorumlayan izleyiciler ikiye ayrılmış ya nefret etmişler ya da filmi bir başyapıt olarak nitelendirmişler. Özellikle dikkatli bir şekilde izlediğinizde filmden zevk alacağınıza eminim. Filmde bariz bir şekilde gencin, paralel evren döngüsünde olduğu anlaşılıyor. Eh, tabii ki Paralel evrende olduğunu anlamayıp güzelim filme sövenlerde çok olmuş.
"Belki de bazı insanlar damarlarındaki trajedi ile doğarlar."
https://www.imdb.com/title/tt0246578/
2. REQIEM FOR A DREAM
Darren Aronofsky ` nin yönetmenliğini yaptığı, senaryosunu Hubert Selby Jr.’ın aynı adlı romanından uyarlanırken yazar ve yönetmen birlikte çalışmış. Ellen Burstyn, Jared Leto ve Jennifer Connelly gibi isimlerin başrolleri paylaşmıştır. Görünürde dört bireyin eroin, kokain ve diyet haplarına olan bağımlılıkları işlenmiştir. Aslında filmin Ana teması adından da anlaşılacağı gibi bir düşe, umuda olan ağıt. Karakterlerin umutları hayalleri onların bağımlılıklarıdır. Onları madde bağımlısına dönüştüren ana unsur hayallerine, umutlarına ulaşamamanın vermiş olduğu çaresizliktir. Çaresizlik duygusu ile filmin başında dümdüz karakterlere sahip insanların hayallerine ulaşmak için normalde yapamayacakları şeyleri yaptıklarını görüyoruz. Çaresizlik benliklerine o kadar işlemiştir ki hayallerine ulaşmak için verdikleri çabanın altında ezilirler. Özellikle filmin sonlarına doğru, umutlarına ve hayallerine ulaşmak isteyen karakterlerin hazin sonları oldukça etkili biçimde anlatılmış psikolojinizi biraz sarsabilir.
"Bu gerçek değil. Hem gerçek olsa sorun değil... Her şey düzelecek. Göreceksin. Sonu güzel bitecek ."
https://www.imdb.com/title/tt0180093/
3. THE SKIN I LIVE IN
İçinde Yaşadığım Deri, İspanyol yönetmen Pedro Almodóvar'ın 2011 yapımı psikolojik gerilim filmi. Başrollerinde Antonio Banderas ve Elena Anaya'nın oynadığı film, Thierry Jonquet'in Tarantula adlı romanından uyarlandı. Bir kazada vücudunun büyük kısmı yanan eşine yeni bir deri kazandırmak isteyen estetik cerrahı Doktor Robert Ledgard, iki yıl süren çalışmaları sonunda bir deri üretir. Ancak karısı yanıklarına dayanamaz ve hayata gözlerine yumar. Kızına yapılan zulmün intikamını fazlasıyla şok edici bir biçimde alır. Robert`in fantezilerini ve fetişlerini es geçmek de olmaz. Senaryo, kurgu ve oyunculuk muazzam, her şeyiyle tam bir başyapıt.
"İnsanın sığınabileceği tek bir yer vardır. Kendi içimizde bir yer. Kendimizden başka kimsenin ulaşamayacağı ve tahrip edemeyeceği bir yer. O yerde huzur, sükunet ve özgürlük bulursunuz." - The Skin I Live In
https://www.imdb.com/title/tt1189073/?ref_=nv_sr_srsg_3
4. MIDSOMMER
Ritüel, Ari Aster tarafından yazılıp yönetilen ve Florence Pugh, Jack Reynor, William Jackson Harper, Vilhelm Blomgren, Ellora Torchia, Archie Madekwe ve Will Poulter'ın oynadığı 2019 halk korku filmi. “Midsummer”; “yaz gündönümü” anlamına geliyor. Korku filmi denilince aklımıza ekranda aniden beliren eciş bücüş suratlı yaratıklar gelse de bu film farklı. Başlangıçta travmatik kayıp yaşayan karakterin ve sevgilisinin ilişkisi hakkında dönen muhabbetle başlıyor. Çiçekler, kutlamalar ve ritüellerle devam eden film “folk horror” türüne farklı bir yorum getiren tüyler ürpertici arınma hikayesine evriliyor. Bu filmin de ne kadar dehşet verici olduğunu söylemeye gerek yok. Şiddetle tavsiye ediyorum.
https://www.imdb.com/title/tt8772262/?ref_=nv_sr_srsg_3
5. THE DEVIL`S BACKBONE
Guillermo del Toro tarafından yönetilen ve del Toro, David Muñoz ve Antonio Trashorras tarafından yazılan 2001 yapımı gotik korku filmidir. Film, İspanya İç Savaşı'nın son yılında, 1939'da İspanya'da geçiyor. Hayalperest bir çocuğun savaş sırasında Franco karşıtı solcu babası tarafından yetimhaneye bırakılmasıyla başlıyor. Carlos, daha ilk günden itibaren ona sürekli görünen ve ortadan kaybolan bir hayalet ile tanışacaktır. Yetimhanede büyüyen çocukların "İç Çeken" adını taktıkları bu hayalet, ilerleyen günlerde gelişen olaylarla birlikte kendini daha da belli edecek ve olayların seyrini değiştirecektir. Film bünyesinde birçok duyguyu barındırıyor. Heyecan yaşayıp gerilirken bir yandan da şevkat ve merhamet duygusuna kapılacaksınız.
" Bir hayalet nedir? Kendini yinelemeye mahkum bir trajedi mi? Bir acı anı belki... Hala canlı gibi gözüken ölü bir şey. Zamanda asılı kalmış bir his. Bulanık bir fotoğraf gibi... Kehribarın içinde tuzağa düşmüş bir böcek gibi..."
https://www.imdb.com/title/tt0256009/?ref_=nv_sr_srsg_0
6. DARK CITY
Karanlık Şehir, Lem Dobbs, David S. Goyer ve Alex Proyas tarafından kaleme alınmış ve Alex Proyas tarafından yönetilmiş 1998 yapımı bir bilimkurgu-gerilim-suç filmi. Baş rolde Rufus Sewell ve Jennifer Connelly yer almaktadır. Bu filmin listemizdeki diğer filmlere göre bilinirliği daha az. Film ana kahramanımız olan Murdoch’ın bir otel odasında suda çıplak bir şekilde uyanması ile başlıyor. Bu sahneyi dikkatli bir şekilde izlediğimizde farkediyoruz ki Murdoch, yeni doğan bir bebek gibi anne rahmini metaforize eden içi su dolu küvette tamamen çıplak bir şekilde uyanıyor. Dünyaya gözünü ilk kez açan bir bebeğin şaşkınlığı ve tedirginliği ile etrafını inceleyip artık parçası olduğu mekanizmanın işleyişini anlamaya çalışırken bir yandan da kimliğini keşfetmeye çalışıyor. Mümkün olduğunca çok sembolizm bulunduran, alt metnini çeşitli felsefi görüşlere dayayan, sorgulayıcı diyalogları ve metaforlarla örülü hikayesi film, sizi ilk dakikalardan etkisi altına alacak. Ayrıca filmde Jennifer Connelly`nin güzelliğini söylemeden edemiyorum.
" Önce karanlık vardı. Sonra yabancılar geldiler…" Dark City
https://www.imdb.com/title/tt0118929/?ref_=nv_sr_srsg_0
7. GET OUT
Get Out, Jordan Peele'nin ilk yönetmenlik denemesinde yazıp yönettiği, 2017 çıkışlı Amerikan korku filmi. Başrollerini Daniel Kaluuya, Allison Williams, Bradley Whitford üstleniyor. Genç bir siyah olan Chris, beyaz kız arkadaşı Rose'la birlikte, kızın ailesinin yanına, onlarla tanışmaya gider. Ancak bu kasabada tuhaf bir şeyler vardır, burada yaşayan siyahlar, gizemli bir şekilde ortadan kaybolmaktadır. Burada yaşayan bir başka siyah, Chris'ten bir an önce oradan kaçmasını ister, ancak bu basit bir iş olmayacaktır. Bu film de ırkçılığın ne kadar ileri boyutlara gelebileceğini görüyoruz. Filmde sinir bozucu sahneler oldukça fazla karakterlerin davranış şekilleri insanın tahammül sınırını zorluyor.
"Niyetleri iyi olsa da gerçek insanların neler çektiğinden haberleri yok. "
https://www.imdb.com/title/tt5052448/?ref_=nv_sr_srsg_1
8. PAN`S LABYRINTH
Pan'ın Labirenti, yönetmeni Guillermo del Toro olan fantastik film. 10 yaşındaki Ofelia, hamile ve hasta olan annesiyle birlikte 1944 yılında İspanya İç Savaşı sonrası yüzbaşı olan üvey babasının yanına taşınır. Küçük kız savaşın acımasızlığından kaçmak için büyülü hayal dünyasına sığınıyor. Ancak işler sarpa sarıyor ve Ofelia, kendini tehlikeli maceranın tam ortasında buluyor. Pan`ın Labirenti, küçük kızın bilinç altının karanlık ve gizemli taraflarını gösterirken, öte yandan da tarihin acımasız ve kanlı sayfalarına uzanıyor.
"Büyüyorsun! yakında hayatın peri masalına benzemediğini öğreneceksin. Dünya zalim bir yer, zamanla öğreneceksin. İncinsen bile..."
https://www.imdb.com/title/tt0457430/?ref_=nv_sr_srsg_0
9.BLADE RUNNER
Bıçak Sırtı, Ridley Scott tarafından yönetilen 1982 tarihli ABD yapımı bilimkurgu filmidir. Başrollerde Harrison Ford, Rutger Hauer, ve Sean Young yer almıştır. Philip K. Dick'in Android'ler Elektrikli Koyun Düşler mi? adlı romanını temel alan senaryoyu Hampton Fancher ve David Peoples yazmıştır. Filmin ilk dakikalarından itibaren anlaşılacağı gibi filme cyberpunk teması hakim, bu da filmi karanlık olduğu kadar epik ve etkileyici hale getiriyor. Film, 2019 yılının Los Angeles’ında distopik ve karanlık bir gelecekte geçiyor. Gelişen teknolojiyle birlikte Tyrell şirketi, replicant ismi verilen robot-insanlar geliştiriyor. Ancak robot deyince aklınıza mekanikten bir sistem gelmesin çünkü bu varlıklar tamamen biyolojik metaryellerden üretiliyor. Replicantlar birçok amaca hizmet etmek için tasarlanıyorlar. Seks işçiliğinden eğlence sektörüne veya insan gücü gerektiren birçok farklı iş kolunda köle olarak kullanılıyorlar. Bu modeller yıllar içinde geliştirilmeye devam ediliyor ve bir noktadan sonra artık insanlardan ayırt edilemez varlıklara dönüşüyorlar. Film en başından sonuna kadar inanılmaz heyecanlı bir tempoda ilerliyor. Bana göre Bilim Kurgu dalında en iyi işlerden biri.
" Siz insanların inanamayacağı şeyler gördüm. Orion'un omuzunda alevler içinde savaş gemileri. Tannhauser kapısının karanlığında parlayan lazer ışıklarını seyrettim. Bütün bu anlar zaman içinde kaybolacak yağmurdaki gözyaşları gibi , ölme zamanı. "
https://www.imdb.com/title/tt0083658/?ref_=nv_sr_srsg_7
10. AMERICAN PYSCHO
Amerikan Sapığı, Bret Easton Ellis'in 1991 çıkışlı aynı adlı romanından uyarlanarak Chris Hanley ve Christian Halsey Solomon tarafından kaleme alınmış ve Mary Harron tarafından yönetilmiş eleştirel bir korku-gerilim filmidir. Filmin başrollerini Christian Bale, Willem Dafoe, Jared Leto ve Chloë Sevigny paylaşıyor. Filmde başrol karakterimize dışarıdan bakıldığında, borsa işiyle uğraşan hırslı ve başarılı bir adam olarak görüyoruz. Gerçekte acımasızca insan öldürmekte. Kadınları evine çağırıp planlı bir şekilde katlediyor. Patrick Bateman, bariz bir şekilde aşağılık kompleksi olan narsist bir karakter. Film ilerledikçe Patrick abimizin, OKB ve şizofren olduğunu da görüyoruz bu kadar psikolojik rahatsızlığı olan biri gerçeği ne kadar yansıtabilir ki. Benden söylemesi mutlaka izlenmesi gereken bir film.
" Çılgınca gülüyorum, sonra derin bir nefes alıyorum ve göğsüme dokunuyorum, bir kalbin hızla, sabırsızlıkla çarpmasını bekliyorum ama orada hiçbir şey yok, bir vuruş bile..."