Bir Burhan Altıntop Kolay Yetişmiyor: Burhan Altıntop’un Psikopatolojileri

Tamamen sübjektif olarak en sevdiğim dizinin en sevdiğim karakteri olan Burhan Altıntop'u size kendi bakış açımla anlatmaya çalıştım.

‘Merhaba, ben Burhan Altıntop. Yerebakan Holding’in basın yatırımları yeni idari müdürü; başka bir deyişle, sizin tatlı belanız.’ repliği ile Avrupa Yakası’nın 59. bölümüyle hayatımıza giren, ‘Tokatlı Fıstık Burhan’ lakaplı Sayın Burhan Altıntop’u az çok hepimiz tanıyoruz. Açık öğretim okumasına ve İstanbul kökenli olmamasına rağmen sürekli ‘Ben de üniversite mezunuyum, ben de Nişantaşı çocuğuyum, alsanıza aranıza beni!’ sözünü Adler’in aşağılık kompleksine dayandırarak her kendini yetersiz hissettiğinde tekrarlıyordu diyebiliriz. Bunu aslında dergideki diğer elemanlarla kendini karşılaştırıp içten içe kendini yetersiz hissetmesinden, eksiklerini sürekli abartılı bir biçimde tamamlamaya çalışmasına da yorabiliriz. Tıpkı Cem’den İngilizce dersi almış olması, Bülent Onaran ile Fransızca bilmemesine rağmen Fransızca konuşmaya çalışmasında olduğu gibi. Ayrıca üniversite mezunu olduğunu belirttiği gibi sürekli üst düzey yönetici olduğunu çevresine her seferinde hatırlatması, dergiden kovulunca ağır depresyona girmesi de nevrotikliğine bir işarettir. Zaten nevrotiklik ve aşağılık kompleksi birbirinin komorbidi olarak da görülebilmektedir ki Burhan Altıntop karakteri söz konusu olduğunda bu çok barizdir.

Burhan karakterindeki nevrotiklik bariz şekilde evinin dekorasyonunda belirgin şekilde kırmızıyı tercih etmesinde, kendi duvarına kendi fotoğrafını çerçeveletip asmasında, doğum gününde o çerçeveli fotoğrafını pullu bir ‘maşallah’ yazısıyla süslemesinde de ayrıca kendini gösterir.

Burhan Altıntop’a Abraham Maslow perspektifinden bakacak olursak, Burhan’da piramidin 3. ve 4. basamaklarıyla ilişkili semptomlara ulaşabiliriz. Çünkü yine üst düzey yönetici olduğunu sürekli dile getirmesi gibi, bir gün yemekte Makbule’nin ‘Sizi dergide pek sevmiyorlar galiba’ imasına ilişkin, ona başkaları tarafından sevildiğini kanıtlamak için yaptığı türlü oyunlar da değer ve sevgi ihtiyaçlarındaki eksikliklerine işarettir. Buradaki nevrotikliğini ise Fatoş’tan Makbule’nin yanında ona çok âşıkmış gibi, dergideyken ekipten ekip tarafından çok seviliyormuş gibi davranılmasını istemesinden, hatta istemekle kalmayıp tehdit etmesinden çıkarabiliriz.  

Bir diğer değinilmesi gereken konu da işini çok severek yapıyor oluşudur. Bunu yine Maslow hiyerarşisinden çıkarabileceğimiz gibi; hatırlarsanız işten kovulduğunda ağır depresyona girmişti; ‘beni işten çıkarsanız da işi benden çıkaramazsınız.’ deyişinde olduğu gibi kendini işle bütünleşik görüyordu. Sürekli üst düzey yönetici olduğunu betimliyordu. Bunlar her ne kadar işkoliklik (workaholic) olarak görülebilir olsa bile aslında Maslow perspektifinden ‘toplum başaranları onurlandırır ve bu da bireyin saygı ihtiyacını giderir.’ altında yine aşağılık kompleksine ve belki biraz da obsesif kompulsif bozukluğa (OKB) yorulabilir.

Obsesifliğinin görüldüğü bir diğer durum da karakterin temizlik takıntısının oluşudur. Literatüre göre OKB’nin en çok görülme tarzları bir şeyleri kontrol etme ve temizlik takıntılarıdır. Burhan Altıntop’un evinde de gördüğümüz üzere, evi darmadağınık gibi görünmesine rağmen o kırmızı dağınık evin aslında kendi içinde de bir düzeni vardır. Eşyalarının yerinin değişmesini istemez ve hem evinde hem iş yerinde çok titizdir. OKB’nin alt durumu olan biriktirme (hoarding) bağımlılığını da hem evinden, hem de sürekli yanında taşıdığı çantasından çıkarabiliyoruz.

Son olarak ise Burhan’da olan duygu durum bozukluğundan bahsetmeden olmaz. Bu da paranoid kişilik bozukluğudur. Paranoid kişilik bozukluğuna sahip olan insanlar sürekli birilerinin kendilerine zarar vereceğini zannederler. Burhan’ın da egosunun altında aslında bu paranoyaklık yatmaktadır. Bu yüzden (ve tabiki karakterin kendi yapısı ve dizinin bir durum komedisi olmasından dolayı) olaylara her zaman abartılı tepkiler vermektedir. Makbule ile kavgalarından birinde söylediği ‘Yalnızca kendim ve ben!’ repliği bu abartılı hisse ve reaksiyona örnektir.