Glasnost ve Perestroyka
Sovyetler Birliği'nin son döneminde Gorbaçov'un reform hareketleri; Glasnost ve Perestroyka.
Mihail Gorbaçov, Konstantin Çernenko’nun ölümüyle 1985 yılında Sovyetler Birliği Komünist Partisi genel sekreteri oldu. Gorbaçov’un genel sekreter olduğu dönem Sovyetler için pek de parlak kabul edilebilecek yıllar değildi. Hali hazırda düşüşe geçmiş bir ülkenin yönetiminde söz sahibi olan Gorbaçov kendisine reformist bir rol biçti. Gorbaçov, Sovyetler Birliği’nin temel değişmez ve yıkılmaz ilkelerinde bir değişim ve dönüşümü amaçladı. Gorbaçov’un uyguladığı veya uygulamak istediği politikalardan beklentisi halkın içinde bulunduğu zor ekonomik ve sosyal koşulları olabildiğince azaltıp halkın devlete olan güvenini tazelemekti. Sovyet halkının o dönem Gorbaçov’dan asli beklentisi gıda ve diğer temel ihtiyaçlara ulaşım kolaylığıydı. Kapitalist, liberal sistemlerin yükselişi ve Sovyet rejiminin zayıflamasıyla halkın en büyük problemi bu olmuştu; yoksulluk.
Gorbaçov, 1987 yılında tüm bu reformlarının temelini oluşturacak iki kavramı ortaya attı. Glasnost ve Perestroyka. Bu reformlar Yüksek Sovyet meclisinde onaylanarak yürürlüğe girdi. Glasnost en temel anlamıyla; açıklık ve şeffaflık, Perestroyka ise; tekrar yapılanma anlamına gelmektedir.
Glasnost ile temel amaç fikir ve ifade özgürlüğünü ön plana çıkartmaktı. Korku imparatorluğu olarak görülen ülkede farklı renklere ve seslere alan açmaktı. Gorbaçov bununla halkın fikirlerini özgürce ifade edebilecekleri bir zemin hazırlamayı amaçlıyordu. Bu döneme kadar devlet politikaları nedeniyle halk, ifade etmek istediklerini açıkça ifade edemiyordu ve Gorbaçov’a göre bu yanlıştı. Ona göre, sürgün ve hapis korkuları içerisinde olan insanlarla devletin ilerlemesi ve yeni fikirler üretmesi mümkün değildi. Ülkenin sorunları, eksiklikleri ve siyasilerin hataları konuşulacak halkın da katkılarıyla daha demokratik çözümler üretilecekti. Bunun için de basın ve muhalefet özgürlüğü gibi konular zaruriydi. İlk defa halk, siyasilerin fikirlerini tartışabildi ve Komünist rejimi eleştirebildi. Bununla birlikte Sovyet Komünist geleneğinden uzaklaşıldığı daha yüksek sesle konuşulmaya başlandı. Glasnost ile susturulmuş ve bastırılmış kısık sesler artık duyulabiliyordu. Glasnost; genel çizgileriyle basın özgürlüğü, toplanma ve örgütlenme haklarını halka tanıma amacıyla siyasal alana taşındı. Artık muhalif seslere karşı sansür daha çok azalmıştı ve hükümet yaptığı çalışmalarla ilgili halkı bilinçlendiriyordu. Bunda da temel amaç muhalif seslerin yapıcı eleştirileriyle Sovyet ekonomisini ve sosyal yapıyı sürdürülebilir hale getirmekti. Halkın özgürlükçü kesimi için belli noktada olumlu olan bu reform Baltık ülkelerinde tam tersi bir sonuç doğurarak yıkılmayı hızlandıracak milliyetçi hareketlerin önünü açtı. Çöküşü engellemek adına ortaya atılan bu politika Sovyetler Birliği'nin yıkılışını önlemeye yeterli olmadı, kimilerine göre de tam aksine hızlandırdı.
Perestroyka ise özellikle ekonomi alanındaki reformlar için kullanılan isimlendirmeydi. Yeniden yapılanma anlamına gelen bu kavram ile Sovyetler Birliği ekonomi ve siyasal alanı yeniden inşa edilecekti. Gorbaçov bunun ile ekonomi üzerindeki kontrolleri azaltmak adına merkezileşmeyi ve hükümetin bireysel işletmelerin yönetimindeki aktif rolünü azalttı. Bunun yanı sıra işçilerin yaşam koşullarını iyileştirmek, dinlenebilecekleri konfor alanları yaratmak ve güvenli çalışma koşulları sağlamak gibi amaçlar hedefleniyordu. Bunun devamında yabancı sermayelerin belli ölçüde ülkede yatırım yapabilmesi gibi konuların önü açıldı. Sovyetler, artık daha liberal bir konumda olacaktı. Merkezileşmenin azalmasıyla kurumlarda statik yapının yerini daha dinamik bir işleyiş alacaktı. Eski devlet merkezli üretimin yerine artık aynı kapitalist toplumlar gibi daha çok kâr amaçlı üretim gerçekleşecekti. Askeri alanlardaki yatırımların azalması ve ABD ile silahsızlanma anlaşmaları yapılaması da bu reform bağlamında gerçekleşmiştir. Bu kooperatif işletmelerin kurulmasının önünü açan, dış ticaret önündeki engelleri kaldıran ve işletmelerin yönetimini büyük ölçüde özerk bırakan ve ekonominin kalkınmasını sağlayacağı düşünülen politikalar da Sovyetlerin çöküşünü engelleyemedi.
O dönemlerde bu reformlar her ne kadar Sovyetler Birliği’nin çöküşünün doğrudan nedeni olarak düşünülse de bunlar uçurumun kenarında bir devletin son çırpınışlarıydı. Gorbaçov tüm reformları Sovyetler Birliği’nin kalkınması ve halkın devlete yeniden güvenini sağlamak için yaptı ancak başarılı olamadı. Belki de Gorbaçov halkın ihtiyaçlarını farklı yorumlayıp bu politikalarla asli ihtiyaçları göz ardı etti. Gorbaçov, özgürlük, demokrasi ve serbest ekonomi gibi politikaları sürdürürken halk temel ihtiyaçlarını gidermekte zorlanıyordu. Temel ihtiyaçlarını gidermekte problem yaşayan bir halk için ifade özgürlüğü çok da bir şey ifade etmiyordu. Perestroyka her ne kadar ekonomik alanda halkı rahatlatmak için yapılmış olsa da en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan bir halk söz konusuydu. Bu nedenle nispeten olumlu görünen Glasnost da halkta karşılığını bulamadı. Siyasi ve sosyal özgürlüklerin ekonomide karşılık bulamaması Gorbaçov’u ve reformlarını yanıltan büyük bir etken olmuştu. Glasnost ve Perestroyka Sovyetler Birliği’nin çöküşüne neden olmak için yeterli sebepler olmasa da hiç şüphesiz Gorbaçov’un iktidardaki ömrünü ve doğal olarak Sovyetler Birliği'nin ömrünü kısaltmıştır. Tüm bu gelişmeler sonucunda Sovyetler yıkılmış, Rus Federasyonu devri başlamış ve Boris Yeltsin ilk seçilmiş lider olmuştur.