Gün Gün Atatürk: Bir Kronolojik Rehberden Daha Fazlası
Tanınmış başarılı yazar Süleyman Bulut’un Gün Gün Atatürk kitabı, sadece kronolojik bir rehber değil, bundan çok daha fazlası: Bir yolculuk.
Atatürk’ün doğumundan itibaren başlayan bu kitap, bize bölüm bölüm onun yaşadıklarını tarih vererek anlatıyor. 160 sayfadan oluşan bu eser, olayları sırasıyla ve tane tane aktararak daha iyi anlaşılmalarını sağlıyor: Atatürk’ün görev yerlerini, aldığı kararları, katıldığı cepheleri, modern Türkiye Cumhuriyetinin hangi yollarla kurulduğunu, verilen fedakarlıkları ve Anıtkabir’in inşasına kadar birçok olayı bulmak mümkün.
Okurken yalnızca kronolojik bir rehber değil, aynı zamanda bir yolculuk olduğunu fark ediyorsunuz. Modern bir ülke inşa etmek için yaşanan zorlukları; hayran olduğumuz cesaretin ve kararlılığın neleri başardığını bir bir görüyoruz. Bu kitapla birlikte Atatürk adeta yeniden doğuyor; kendimizi onun yanında, mücadele ederken buluyoruz. Gözlerimiz satırları okurken, zihnimiz bambaşka yerlere gidiyor: Samsun’a, Amasya’ya, Sivas’a, Erzurum’a, Ankara’ya… Mücadelenin izini sürüyoruz, kalbimiz heyecanla çarpıyor. Meclis’teyiz, reformlara tanık oluyoruz. Başöğretmenimiz Atatürk’ün uzun zamandır hayalini kurduğu, uğruna hayatını adadığı Türkiye Cumhuriyeti kuruluyor; adım adım bir inşa süreci başlıyor. Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olma yolunda ilerliyoruz.
Reformları tanıtmak için Başöğretmenimizin çeşitli şehirlere gittiğini görüyoruz. Dünyada ilk kez çocuklara bir bayram armağan ediliyor. Türk Tarih Kurumu, Halkevleri, Halkodaları, Türk Dil Kurumu kuruluyor. Kadınlara tarihî haklar veriliyor. 19 Mayıs 1938 ilk kez “Gençlik Bayramı” olarak kutlanıyor. Atatürk, hastalığına rağmen şehir şehir dolaşmaya devam ediyor.
Bu kitap, milleti efendisi kabul etmeyen bir sisteme karşı başkaldırının belgesi. Hayalleri ve fikirleri zamanının çok ilerisinde olan, sürekli ülkesini nasıl kurtaracağını düşünen ve kurtarıcı beklemek yerine kurtarıcı olmaya karar veren bir dahinin izlediği yolları, karşılaştığı zorlukları ve yaptığı fedakarlıkları gözler önüne seriyor. Türkiye Cumhuriyetinin kimseye ait olmadığının; millî egemenliğin karşısında tahtların ve taçların eridiğinin bir kanıtı, bir hatırlatıcısı.
Dinlenmemek üzere yola çıkan bir askerin ve bir halkın geçmişi ve geleceği. Mirası.
Bu kitabı okurken Cumhuriyetimizin değerini bir kez daha anlayacak, yüreğiniz cesaretle dolacak ve siz de dinlenmemeye karar vereceksiniz. Çünkü bütün ümit gençliktedir.