Güvenli Alan

Herkesin kendini güvenli hissettiği bir konfor alanı vardır. Zor da olsa bildiği sularda yüzmek ister çünkü. Risk almak, tehlikeye girmek istemez insan fakat bu bildiği konfor alanı onu ne derece istediği yere getirir bilinmez. Daha fazlasını hayal ederek yaşayan biri daha fazla risk almak zorundadır. Çünkü küçük su balığı olarak büyük okyanuslara açılmak fikri hayalden öte değildir.

Varolmanın birincil koşulu harekettir. Dünyada duran her şey kendini tüketmeye başlar ve buna insan da dahildir. İnsan kendine yeni amaçlar belirmedikçe ruh sancımaya başlar. Mesela, bir devlet memurusunuz her ay sorunsuz maaşınız yatıyor, düzenli işinize gidip geliyorsunuz her şey mükemmel gelebilir ama bir süre sonra bu rutin sizi sıkıştırır, önce sıkılmaya, sonra sıkışmaya daha sonra da boğulmaya başlarsınız. Ve en sonunda ruhen çöker hayatta karşı sorumluluklarından başka bir şey hissetmeyen bir insan haline gelirsiniz. Aslında her şey yolunda giderken ne olur peki? Aslında çok basit güvenli alanınızda yaşamayı tercih ettiniz fakat bu alan size artık yapacak bir şey bırakmadı. Ve sonunda kendini tüketmeye başladınız. Çünkü daha önce bir yazımda da dediğim gibi bir amaça bağlanmayan ruh kendini tüketir. Bu bir spor, bir iş, bir yatırım ya da herhangi bir şey olabilir. Bu amaca bağlanırken de konfor alanınızdan çıkmanız gerekebilir. Böyle bir insan risk almaktan, fazlasını yapmaktan ve en önemlisi de elindekileri kaybetmekten korkar. Bu da oldukça doğal bir durumdur.

Unutmamak gerekir ki, şah-mat yapmak için bazen piyonlar ve hatta belki vezirimizden vazgeçmemiz gerekebilir. Büyük işleri başarmak için risklerin altında yaşamamız gerekebilir çoğu zaman. Bu zamanlarda insanlar ikiye ayrılır. Konfor alanından çıkmayanlar ve risklerin altına girebilenler. İkisi de kötü değildir aslında ikisinin de kendine göre haklı oldukları yerler vardır. Biri güvenli alanlarına saklanırken diğer ise ilerlemek ve daha iyisi yapabilmek için feda etmekten, kaybetmekten korkmamıştır. Yapılan iki hamlede de kayıplar ve kazançlar vardır. Biri daha fazlasını kaybederken diğer elindekileri kaybetmiştir. Bu anektodun tam tersine göre de biri elindekilerini tekrar kazanırken diğeri de fazlasını kazanmış olabilir. Bu noktada da senin neyden vazgeçip neyi kazanmak istediğine göre değişir. Peki sen geleceğin için neyden vazgeçer, neyi kazanmak istersin?