Özgüven Üzerine

Bazen diğerlerine göre bir adım daha ön planda olabiliriz. Buna neden olan unsurlardan biri... Özgüven!

İnsanı oluşturan temel yapı taşları vardır. Bunların en başında özgüven gelmektedir. Eğer bir insan özgüvenliyse, hayatını kendi kurallarıyla baştan yazabilecek cesarete de sahip demektir. Çünkü bir insanı cesaretli kılan şey, aslında o insanın içerisinde ne kadar özgüvene sahip olduğuyla doğru orantılıdır. Özgüven dozu arttıkça, bir işi yapabilme cesareti de bir o kadar artış gösterir. Samuel Johnson’un da dediği gibi, “Özgüven, büyük girişimlerin ilk şartıdır.”

Ancak, özgüven insanı doğru yola yönlendirdiği gibi yanlış bir yola da sevk edebilir. Özgüven insanoğlunun hayatında hassas bir noktada ve ince bir çizgidedir. O çizgi sağlıklı bir şekilde geçilebilir ya da tamamıyla kopartılmış da olabilir. Bu noktada, insanın iç dünyasının ne şekilde ve nasıl bir ruh halinde olduğu da önem taşımaktadır. Örneğin, egoist ve kibirli insanlar özgüvenlerini başka bir şekilde; alçakgönüllü ve kibar insanlar ise bambaşka bir şekilde özgüvenlerine şekil vermektedirler. Bu durum aslında toplumu bir ikileme de sürüklemekte büyük rol oynamaktadır. Zira, özgüvenin bir noktadan sonra insanları kötü bir konuma sürüklemesi, özgüvenin insana karşı bir zehirleme faktörü de gördüğünü düşündürtmektedir. 

Ama bana kalırsa muhafazakar bir şekilde, zehirlenme yaşamama adına özgüveni de hayatımızdan def etmek çok saçma bir duruma yol açıyor. Bir insan kendine güveni olmadan nasıl yaşayabilir ki? Evet, bir başka yönden özgüvenin kötü sonuçlar doğurabileceğinin ve psikolojik rahatsızlanmalara kadar yol açabileceğinin farkındayız. Ancak bunu elimizde doğru bir şekilde tutabilmek de bizim kendi irademize bağlı. Hayatta bir yere ulaşmak istiyorsak öncelikle kendimize olan güveni geliştirmeliyiz. Biz kendimize güvenelim ki, başkaları da bize güvensin.

Sonuç olarak, özgüvenin elde tutulan bir bombaya benzediği kanısına da varabiliriz çünkü özgüven her an kişiliğimizi patlatabilecek bir el bombasından farksız. Ancak zamanla karakterimize doğru bir şekil verip, bu konuda istikrarlı bir davranış sergilemek, başka bir deyişle bizi bomba uzmanı yapma konusunda da bir hayli ilerletecektir.      

Özgüven kötü bir şey değil ama sınırı geçersek iyi bir özellik de değil. Aslında her şey bizim elimizde. Kontrollü bir şekilde başkalarına ve kendimize zarar vermeyecek halde kendimize karşı özgüven duymamız, hayatımıza daha kaliteli bir bakış açısı ile bakmamıza olanak sağlayacaktır. Dediğim gibi, bir insan için özgüven vazgeçilmez olmalıdır. Ama olması gerektiği gibi kullanılmalı ve dozunu aşmamalıdır.