İlk Aşkta Salgılanan Aşk Hormonu

İlk aşkta salgılanan aşk hormonu olarak bilinen oksitosin bir sonraki aşk deneyiminde aynı seviyede salgılanabilir mi?

Hayatında aşkı deneyimleyebilen insanların şanslı olduğunu düşünüyorum. Özellikle hayatımızda ilk aşkı deneyimlediğimiz ve sona ermesi sonrasında aşkı deneyimleyen bir çok kişinin kendisine sorduğu ve merak ettiği sorunun cevabı hakkında biraz fikir oluşturmak istiyorum. Aşk hormonu olarak bilinen oksitosin ikinci bir aşkı deneyimlediğimizde ilki kadar yüksek seviyede salgılanarak kişide aynı tutku ve bağlanmayı sağlayabilir mi?


Aşk deneyimlenirken serotonin seviyeleri düşer. Bu nokta birçok kaynakta belirtildiği gibi önemlidir. Çünkü obsesif-kompulsif bozukluk (OKB) teşhisi konan kişilerin beyinlerinde de daha düşük serotonin seviyeleri vardır. Böylece âşık olmanın sizi obsesif-kompulsif eğilimlerle hareket ettirebileceğine dair spekülasyonlara yol açması oldukça net bir şekilde görülebilmektedir. Bu kısım ilk aşkı deneyimlediğimizde kişinin ilk aşkının aklında uzun süre takılı kalmasının önemli nedenlerinden birisidir.

Ayrıca önemli diğer bir nokta ise aşk kimyasal geri bildirim sağlayarak kişin aslında yaşam belirtisini aktive eder. Kişinin hayatında rutin olarak deneyimlediği aktivitelerin yanına aşk eklenmiştir. Bu durumda ise, hayatın rutininin dışına çıkmasıyla monotonluğun yok olması da etkili nedenlerden birisidir.

Kişinin beynindeki ödül yolunu aktive eden ve bir "motivasyon/ödül" etkisine neden olan dopaminin salınması monotonluğun yok olmasıyla motivasyon arasındaki ilişkiyi desteklemektedir. Aslında aşkın bağımlılık kısmının devreye girdiği yer de burasıdır.

Son olarak kendi düşüncelerim ve bilimsel araştırmalar sonucundan yola çıkarak soruya dönersem hayatın her döneminde aşkı deneyimleyebiliriz. Ama ben ilk aşkta salgılandığı kadar oksitosinin bir sonraki deneyimde aynı seviyede yükseklikte salgılanabileceğini düşünmüyorum. Özellikle 18-25 yaşına kadar olan dönemlerde hafıza yumrusunun oluşması yani ilk defa araba kullanmak, seks yapmak ya da ilk aşkı deneyimlemek hafızanın bu dönemlerde zirveye ulaşmasından kaynaklı olarak kalıcı olmasını sağlayarak kişinin sürekli olarak zihninde deneyimlerini canlandırması bu fikri destekleyebilir.