IV. Baudouin: Düşmanların En Şereflisi

Bu yazımda IV. Baudouin`nin kısa ama etkili hayatını anlattım. Keyifli okumalar.

IV. Baudouin veya IV. Baldwin (d. 1161 – ö. 16 Mart 1185), Kudüs Krallığı'nın 1174 ile 1185 yılları arasındaki hükümdarıdır. Küçük yaşta cüzzam hastalığına yakalandığı için "Cüzzamlı" lakabıyla da bilinmektedir. IV. Baudouin çocukluğunda babasının Kudüs’teki sarayında büyüdü. Yafa ve Aşkelon kontesi olan, babasının sonradan boşandığı ve gelecekte Sidon Lordluğu’nun leydisi olacak olan annesiyle çocukluğunda pek zaman geçirmedi.

Baudouin, tarihçi Surlu Vilyam tarafından eğitildi. Vilyam bir gün genç prens hakkında üzücü bir şey keşfetti; bir gün prens ve arkadaşları oynuyorlardı, birbirlerinin kollarına tırnaklarını geçirerek birbirlerini yaralamaya çalışıyorlardı fakat Baudouin acı hissetmiyordu. Vilyam, bunun ciddi bir hastalığın işareti olduğunu hemen anladı fakat birkaç yıl sonraya kadar kesin olarak cüzzam teşhisi konmadı ve ergenlik ile birlikte Baudouin`nin bütün hayatı değiştirecek hastalık gün geçtikçe hızlanmaya başladı. 

Arkadaşlarıyla tırnak geçirme oynayan IV. Baudouin'in acı hissetmediğini fark eden Surlu Vilyam.

Babası I. Amalrik 1174’te öldükten Baudouin, 13 yaşında tahta geçti. Erişkin olmadığı dönemde Küdüs iki naip tarafından yönetildi. Önce Plancy'li Miles, daha sonra babasının kuzeni Trablus kontu III. Raymond 1175’te Selahaddin Eyyubi ile bir anlaşma yaptı. 

IV. Baudouin taç giyme töreni

Baudouin'in, cüzzamlı olduğu için uzun süre hüküm sürmesi ve bir varis yapabilmesi beklenmiyordu. Bu nedenle siyasi kozlar kız kardeşi Sibylla üzerinde yoğunlaştı. Babasının kuzeni olan Trablus Kontu, III. Raymond`un naipliği sırasında Prenses Sibella`nın Kutsal Roma İmparatoru Frederick veya Fransız Kralı VII Henry`nin kuzeni ile evlenmesi için temasa geçmişti. William ile evliliği gerçekleşmesi üzerine William, Aşkelon ve Yafa Kontu ilan edildi. İleride kral hastalığı ilerleyip yönetemeyecek kadar hastalandığında, William ve Sibylla'nın ülkeyi beraber yönetmesi umuluyordu. Ancak işler sanıldığının aksi yönde ilerliyordu. Evlilikten kısa bir süre sonra hastalanan William, haftalar sonra Aşkelon`da hayatını kaybetti.  

III. Raymond’un naipliği Baudouin’in ikinci taç giyme yıl dönümünde sona erdi, artık genç kral gerekli yaşa gelmişti. Hastalığının ilerlemesi bir yana çevresindeki taht oyunları ve entrikalar da Baudouin'i yıpratıyordu. Özellikle eski Antakya Prensi Renaud de Châtillon ve ileride kız kardeşi ile evlenecek olan Lüzinyanlı Guy'ın yönetimi ele almak için çevirdiği entrika ve yanlış hamleler kötü sonuçlara yol açtı. Baudouin, Selahaddin Eyyubi`nin Küdüs'ü ele geçirme planları yaptığından haberdardı.

Şehrin savunmasını uygun bir yerde yapmak için ordusu ve 375 şövalye ile birlikte, 1177 yılında şuanki Tel aviv`in 50 km güneyinde bulunan Aşkalon'a doğru yola çıkar, ancak 26 bin kişilik Eyyubi ordusu tarafından durdurulurlar. Bu sırada Selahaddin Eyyubi Kudüs'e doğru ilerlemekteydi. Eyyubi ordusu yol üzerinde; Ramla, Lydda ve Arsuf'u ele geçirir. Fakat Latin ordularını durdurması için geride bıraktığı birlikler yenilmiş ve Latin orduları tekrar onun peşine düşmüşlerdi. Tapınak şövalyelerinin de desteğini alan Baudouin'nin ordusu Ramla bölgesinde Montgisard'a Eyyubilere yetişirler. Haçlılar, bu duruma hazırlıksız yakalanan Eyyubi ordusuna büyük hasar verir. Gece boyu Selahaddin`i takip eden Baudouin bir süre sonra Aşkelon'a geri çekilir.

IV. Baudouin ve Renaud de Châtillon 1177'de Selahaddin'in ordusunu bozguna uğratmıştır.

Ordusunun sadece onda biri kurtulan ve özel muhafızları olan Memlük askerleri haricinde silahlı kuvveti kalmayan Selahaddin, uzun bir yolculuk sonrası Mısır'a döndü. Böylelikle Selahaddin, Baudouin`ni hafife alamayacağını görmüş oldu. Selahaddin Eyyübi ve IV. Baldvin inançları uğruna mücadele veren iki büyük kraldı. Bu iki hükümdar genel olarak birbirlerine hep saygı duymuş ve savaşlarını belirli olgunluk çerçevesinde yürütmüşlerdir. 

IV. Baudouin 1179’da Kuzeyde yenilgiye uğradı. 10 Nisan’da Banias’a bir akın yönetti fakat Selahaddin’in kuzeni Faruk Şah tarafından bir saldırıya uğradı. Baudouin atının korkup kaçmasıyla tesadüfen kurtuldu. Krallığın en saygıdeğer Constable’larından Toron’lu II. Humphrey ölümcül bir şekilde yaralandı. 10 Haziran’da Sidon çevresindeki süvari akınlarına cevap olarak Baudouin, Raymond ve tapınakçıların VIII. Büyük Üstadı Odo de st Amand ile birlikte Lübnan'a bir kuvvet götürdü. Litani Nehri üstünde bir kısım süvariyi öldürdüler fakat Selahaddin Eyyubi'nin ana gücüne yakalandılar. Kral atsızdı ve yardım olmadan ata binemiyordu, başka bir şövalyenin arkasında taşınarak savaş alanından uzaklaştırıldı. Kont Raymond Tyre’a kaçtı. Kralın üvey babası Sidon’lu Reginald bir kısım insanı kurtardı fakat büyük üstad İbelinli Baudouin, Tiberyalı Hugh ve Raymond’un üvey oğullarından biri esir düştü. 

23 Ağustos 1179’da Selahaddin Jacob's Ford kalesine ulaştı. Baudouin ve Chastellet arasındaki haberleşme yavaştı. Müslümanlar kalenin altındaki tüneli yaktılar, kalenin duvarları ağır hasar alıp çöktü. Kuşatma başladıktan 6 gün sonra Selahaddin kaleyi ele geçirmişti. 700 şövalye, mimar ve inşaat işçisi öldürüldü, 800’ü esir alındı. Baudouin ordusuyla geldiğinde yıkılmış kalenin dumanı tütüyordu. Baudouin Tiberya'ya geri döndü.  

Fransız ressam Gustave Doré'nin 1800'lü yıllarda çizdiği Galip Selahaddin tablosu.

Baudouin 1180 yazında Toron'lu II. Humphrey'den sonra "constable" olan ve 1179-1194 yılları arasında bu görevi yürüten I. Lüzinyanlı Amalric’ın kardeşi Lüzinyanlı Guy ile Sibylla’yı evlendirdi. Asıl amaç krallığa dış yardım getirebilme potansiyeli olan yabancı birini hanedanlığa katmaktı. Lüzinyanlı Guy, Kerek’teki uygun pozisyonu sayesinde Mısır ve Şam arasındaki ticaret kervanlarını yağmalayan Renaud de Châtillon ile müttefik oldu. Selahaddin, bu yağmalamalara misilleme yapmak istedi ve 1182’de Belvoir Kalesi savaşı oldu. Bu bir savaştan ziyade atışma şeklinde geçti ve bir sonuç çıkmadı. Bu olaydan sonra çok zaman geçmeden Baudouin cüzzam yüzünden tamamen güçsüz düştü, kör olmuştu ve yürüyemiyordu. Lüzinyanlı Guy’ı naip olarak atamak zorunda kaldı. Ancak 1183’te Lüzinyanlı Guy onu hayal kırıklığına uğrattı. Lüzinyanlı Guy, Renaud de Châtillon'un üvey oğlu Toron’lu IV. Humphrey ile Baudouin’in üvey kardeşi Isabella’nın Kerek’teki evlilik törenlerinde bulunuyordu ancak törenler Selahaddin’in Kerek kalesini kuşatmasıyla yarıda kaldı. Tüm sosyete Kerek'te kapana kısılmıştı. IV. Baudouin hasta haliyle elinde kalan askeri güçle Kudüs’ten Kerek’e geldi ve kuşatmayı kırdı. Fakat Lüzinyanlı Guy, Selahaddin Eyyubi ve ordusuyla savaşmayı reddetti ve Selahaddin kolayca geri çekildi. Baudouin bu durumu kabul edemedi ve Guy’i naiplikten aldı. Gözden düşen Lüzinyanlı Guy, karısı Sibylla’yı da alarak Aşkelon’da inzivaya çekildi.  

IV. Baudouin görünürde kız kardeşine kin tutmamasına rağmen onu verasetten atarak 5 yaşındaki yeğeni Montferrat’lı Baudouin’i annesi Agnes, üvey babası Sidon'lu Reginald, Raymond ve birçok baronun desteğiyle varisi ve halefi olarak atadı. Daha sonra Baudouin, Guy ve Sibylla’nın evliliğini bozmayı denedi. Fakat çift, bu girişimlere direndi. Sıklıkla cüzzam yüzünden acı çekmesine ve naipler aracılığıyla hükmetmek zorunda kalmasına rağmen, Baudouin beklenenden daha uzun bir süre krallık yaptı. Kerek’i kurtarmak için yaptığı askeri harekât ve hanedanlık çekişmeleri Baudouin’i zayıflatmıştı. Annesinin 1184 sonlarında Akka’da ölümünden birkaç ay sonra, 1185 baharında IV. Baudouin Kudüs’te öldü. Kutsal Kabir Kilisesi`ne defnedildi. 

Ölümünden sonra kardeşi Sybilla kraliçe konumuna yükselmiş ve kocası Lüzinyanlı Guy’a tacı devretmiştir. Hittin Savaşı’nda Selahaddin`e karşı büyük bir yenilgiye uğrayan Lüzinyanlı Guy ve Chatillonlu Raynald esir alınır. Raynald daha öncesinde Selahaddin Eyyubi ile yaptığı birçok anlaşmaya uymamış ve sürekli olarak müslüman kervanlarını yağmalamıştı. Hatta içerisinde Selahaddin Eyyubi’nin kız kardeşinin de olduğu bir kervanı yağmalayarak onu esir almış ve öldürmüştü. Selahaddin Eyyubi bu nedenle onu idam ettirdi ancak Lüzinyanlı Guy daha sonra serbest bırakıldı. 

Bu savaştan sonra Selahaddin Eyyubi Kudüs’ü kuşattı. Artık kendilerini savunacak hiçbir askeri gücü kalmamış olan Kudüs yüz yüze yapılan görüşmeler sonucunda teslim edildi.