Kırmızı Pano
Bir okul panosu bize ne anlatabilir?
Sarı saçlarında beyaz kurdelesi ve etekleri uzun mavi önlüğüyle küçük bir kız çocuğu, bomboş sınıfın plastik boyalı duvarında asılı duran kırmızı panoya bakar. Rengi uçmuş, bezi tüylenmiş kırmızı pano o kadar yukarıdadır ki, bu küçük kız çocuğu, ona bir iki dakika bile bakmaya zorlanır. Boynundaki sızılara rağmen direnerek bakar yine de… Sonradan öğrenecektir hayatta küçük olmanın insanı daima yaraladığını.
O pek de büyük olmayan panoda dört tane resim asılıdır aslında. Her biri dört ayrı mevsimi betimleyen dört resim… Hayal gücünün ürünüdür her biri. Küçük kız, o an anlamasa da ne öyle kış vardır dünyada ne de yazlar hep öyle berrak görünür insan hayatında.
Beyaz kurdeleli kız çocuğu bilhassa bakar kış resmine. Gördükleri her kış yaşamak istediğidir ve umudu vardır bir gün öyle olacak diye.
Resimde ahşaptan bir ev bulunmaktadır. İki penceresi ve pencereleri ortalayan kapısı vardır evin, kahverengi tokmağıyla. Ahşap evin çatısı haliyle beyazdır. Öylesine beyazdır ki bu, bizlerin bir daha göremeyeceği, yeni doğmuş sabilerin ise griye beyaz diyeceği, yani onu neredeyse hiç bilemeyeceği türdendir. Çatıda bir de baca bulunur ki tek sızı halinde dumanı tüter evin. Lakin o resimde küçük kızın asıl hoşuna giden, sobada pişen kestanelerdir. O an hiç de tuhaf gelmeyecek şekilde, evin hemen dışında bir soba kuruludur. Sobada pişen kestaneler ve onların pişmesini sabırsızlıkla bekleyen kızlı erkekli arkadaş grubu… Oradaki her çocuk mutludur. Gülümserler, soğuk canlarını yakmaz ve yarını düşünmek için nedenleri yoktur.
Beyaz kurdeleli bu küçük kız, yıllar sonra yine, bezi tüylenmiş, rengi atmış kırmızı bir panonun önünde durur. Bu defa o kadar da yükseklere bakmak zorunda değildir. Saçları hala sarıdır ama beyaz kurdelenin saflığını taşıyamıyordur. Öğrenci değildir panonun karşısındaki. Bir eğitmen olarak geçer bezi tüylenmiş, kırmızı panonun karşısına. Mevsim resimleri yoktur artık panoda. Sade bir sınıfta, bomboş bir panodur yalnızca. Çünkü hiç kimse hayal kurmamaktadır. Saçma dahi olsa hiçbir düş kalemlerle, boyalarla buluşmamaktadır. Kırmızı pano sadece bir çerçeveden ibarettir. Ve hayatsa siyah-beyaz kül renginde…