Zülfü Livaneli- Huzursuzluk

Merhamet zulmün merhemi olamaz!

İbrahim çocukluk arkadaşı Hüseyin'in ölüm haberini alınca olayın arka planını öğrenmek ve bunu gazeteci kimliğiyle araştırmak için İstanbul'dan kalkıp Mardin'e gidiyor. Araştırdıkça hikayenin içindeki hikayelerle karşılaşıyor.

Kitap ırkçılık, terör, faşizm, din ve savaş gibi önemli konulara değiniyor.

Ben bir insandım diyor Hüseyin son nefesini verirken.

Savaştan kaçan Ezidi kızı Meleknaz’a aşık oluyor, Hüseyin ve hayatı Meleknaz’la yeniden başlıyor. Çevresindeki insanlar Hüseyin’in değiştiğini eskisi gibi olmadığını söylüyor. Hüseyin’i değiştiren bir bakıma Meleknaz’ın sırtında taşıdığı yükler oluyor. Meleknaz’ın yaşadığı acıları Hüseyin de sırtlanıyor.

Meleknaz Suriye’de zulümden kaçak Türkiye’deki mülteci kamplarına sığınan ezidi bir genç kadın.

Toplum bu Ezidi Müslüman aşkına karşı çıkıyor. O dönemde Türkiye'de de etkisini gösteren terör örgütü IŞİD yanlıları da ezidi kızların sadece cariye, köle olarak kullanılabileğini düşünüyor. Ezidilerle evlenmenin günah olduğunu, müslümanlıkta böyle bir şey olamayacağını söylüyorlar ve Hüseyin'in böyle bir şey yapması halinde ikisini de canlarıyla tehdit ediyorlar. Hüseyin bu baskılarla yaşayamayacağını anlayınca ilk kendisi Amerika'ya giderek daha sonra da Meleknaz'ı yanına almaya karar veriyor. Ama olaylar istediği şekilde gelişmiyor.

Gazeteci İbrahim bu gizemli ölümün sır perdelerini aralarken Meleknaz’ın hayatına, yaşadıkları zulme de bir pencere açıyor.

Ve kitapta Ortadoğu’nun gerçeğini tokat gibi yüzümüze çarpan o satırlar yer alıyor kitapta:

Harese nedir bilir misin oğlum? Arapça eski bir kelimedir. bildiğin o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir.

Harese şudur evladım: develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani. Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır ve gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar. Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kan dikenle karışınca bu tat devenin daha çok hoşuna gider. Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. Bunun adı haresedir.