McDonaldlaşma: Toplumun Tekdüzeleşme Süreci

Modern toplumların fast food sistemine benzer şekilde standart, öngörülebilir ve kontrol edilebilir hale getirilmesini açıklayan kavram.

‘McDonaldization’ ya da Türkçeye uyarlanmış haliyle ‘McDonaldlaşma’ terimi Amerikan sosyolog George Ritzer’in 1993 yılında yayımlanan ‘The McDonaldization of Society (McDonaldlaşmanın Sosyolojisi)’ adlı eserinde ortaya attığı bir kavramdır. Ritzer’in McDonald’s gibi fast food restoranlarının çalışma prensiplerinden yola çıkarak ortaya attığı bu kavram modern toplumların bu çalışma prensiplerine benzer şekilde örgütlenmesini ‘standartlaşma’ ile açıklar. Eğitimden sağlığa, alışverişten iletişime kadar pek çok alanı kapsayan McDonaldlaşma toplumu daha sistematik, hesaplanabilir ve kontrol edebilir hale getirir, bunun sonucunca insanların günlük hayatları standartlaşır ve özgünlük, yaratıcılık gibi değerlerin yavaş yavaş yok olmasına yol açar. 

McDonaldlaşma’nın Dört Temel Kuramı

Ritzer’a göre McDonaldlaşma dört temel kurama dayanır.

  1. Verimlilik: Bir sonuca ulaşmak için minimum girdiyle maksimum çıktıyı elde etmek olarak özetlenebilecek bu kavram, "McDonaldlaşma" özelinde tüketici ihtiyaçlarının en az çabayla en hızlı şekilde karşılanmasını ifade eder. Örneğin, McDonald's'ta üretim serileştirilmiştir; siparişler hızlı gelir ve müşteriler de bu sürece dahil edilerek zamanda ve işgücünde verimlilik sağlama hedefine ortak tutulur.
  2. Hesaplanabilirlik: Kısaca; bir olgunun sayısal olarak ölçülebilmesi demektir. ‘McDonaldlaşma’ bağlamında ise üretim ve tüketimin nicel olarak ölçülebilir olmasına dayanır. Örneğin McDonald’s’ta porsiyon boyutları, bir siparişin hazırlanma süresi gibi hizmet unsurları ölçülebilir hale gelmiş ve standartlaştırılmıştır.
  3. Öngörülebilirlik: Bu kavram belirsizliğin minimum seviyede tutulup standart süreçlerin öncülüğünde her şeyin ‘öngörülebilir’ olmasını hedefler. Dünyanın herhangi bir yerindeki McDonald’s’a gittiğinizde karşılaşacağınız menü, dekorasyon ve hizmet büyük ölçüde aynıdır.
  4. Denetim: İnsan kontrolü yerine standartlaşmış sistemlerin insanları kontrol altına alması şeklinde özetlenebilir. McDonald’s’ta bütün sipariş süreci belirli bir sistem tarafından yönetilmektedir. Ekranlar, işleyiş vb. unsurlar hem çalışanları hem de müşterileri ‘denetim’ altında tutar.

McDonaldlaşma ve Kapitalizm

McDonaldlaşma aynı zamanda kapitalist sistem ile doğrudan bağlantılıdır. Verimlilik odaklı kapitalist düzen karın maksimum seviyeye gelmesine odaklıdır, bu da sürecin daha hızlı, daha standart ve daha az maliyetli olmasıyla sağlanır. Bütün bu süreçler McDonaldlaşmanın ilkeleriyle paralellik gösterir. Örneğin fast fashion(hızlı moda) bu ilkeler doğrultusunda işler. Üretim son derece hızlıdır, maliyet olabildiğince düşük tutulur, küresel çapta benzer ürünler piyasaya sürülür. Sürekli değişen trendler sayesinde tüketici sürekli yeni kıyafetler almaya teşvik edilir ve çalışanlar çeşitli sistemlerle sürekli denetlenir.

McDonaldlaşma’nın Toplum Üzerindeki Etkileri

Kapitalizm insanları sürekli tüketmeye teşvik eder. McDonaldlaşma da bu amaca hizmet eden bir aracıdır. Pratik, hızlı ve düşük maliyetli hizmet anlayışıyla birlikte toplumlar uzun vadeli tüketimler yerine anlık tatmin sağlayan tüketim alışkanlıklarına doğru yönelmiştir. Örneğin teknolojik gelişmeler ve dijitalleşme ele alındığında, e-ticaret platformlarının hızla yaygınlaşması alışverişin internet üzerinden yapılma alışkanlığını geliştirmiş ve fiziksel mağaza alışverişlerinin önemli ölçüde azalmasına yol açmıştır.

McDonaldlaşma sadece somut yapıları değil, insan ilişkileri gibi soyut yapıları da etkilemiştir. Sosyal medya platformlarının yaygınlaşmasıyla birlikte insan ilişkileri daha yüzeysel hale gelmiştir. Eskiden yüz yüze iletişim kurarak sosyalleşen insanlar şimdilerde tanıdıklarının gönderilerini beğenerek, onlara kısa mesajlar göndererek daha kısa süreli iletişimlerde bulunmaya başlamıştır. Bu da toplumda daha yüzeysel bağlantılarla meydana gelen insan ilişkileri kurulmasına sebep olmuştur.

McDonaldlaşma ve Olası Tehlikeleri

Birçok alandan birçok örnek verilebilecek bu kavram, tüketim odaklı her sektörde standartlaşmaya gidilmesi ve tüketim alışkanlıklarının küresel çapta benzer olmasına yol açıyor. Bu da toplumların gitgide birbirine benzemesi, kültürel çeşitliliğin giderek azalması gibi konularda tehlikeler barındırıyor. Aynı zamanda hızlı üretim, ürünlerin ömrünün kısalmasına ve dolayısıyla atık oluşumuna, oluşan atıkların geri dönüştürülebilirliğinin az olması sebebiyle çevre kirliliğine yol açarak içinde bulunduğumuz ekosistemin dengesini tehdit etmektedir. Özellikle kullan-at ürünler atık oluşumunu desteklediği için çevre kirliliğinde en büyük tehditlerden birini oluşturur.

Sonuç olarak McDonaldlaşma, toplumların verimlilik, hesaplanabilirlik, öngörülebilirlik ve denetim ilkeleriyle birçok alanda standartlaşmasına, kapitalist düzende günlük yaşamların benzerleşmesine ve küresel ölçekte homojen bir dünya düzenine doğru evrilmesine yol açar; bu da kültürel çeşitliliğin kaybolması ve çevre kirliliği gibi tehditlerin artmasına neden olur.