Milli Takım Etkisi

Milli takım, tüm ülkede ve bende neleri tekrardan uyandırdı?

Her Türk erkeği gibi ben de futbolla büyüdüm. Sokaklarda saatlerce top koşturdum, çift kale-tek kale maçlar yaptım, futbolcuların kartlarını topladım gittim onlarla milletin pahalı kartlarını köktüm (karşısındakinin kartını yenerek kazanmak) ve daha neler neler. Futbol kadrolarının hepsini takip eder, maçları olabildiğince izler, arkadaşlarımızla sanki çok bir bilgimiz varmış gibi maç muhabbetleri yapardık. E, tabi en önemlisi maçlarda gol attığımız zaman en sevdiğimiz forvetin ismini haykırırdık. İlkokulda sınıflar arası turnuvalarda madalyam bile vardır. Bir Galatasaraylı olarak Galatasaray'ın tüm marşlarını ezbere bilirdim. Hele milli maçlar oldu mu tüm mahalle kitlenirdik televizyonlara. Kısacası çocukluk yıllarımda futbol hayatımın büyük bir bölümünü kapsardı.

Geçmişimi anlatıyorum çünkü ilkokuldan sonra bende futbol aşkı bitmişti. Daha değişik ve ilgi çekici şeylere merak salmaya başlamıştım. Ben değiştim, Galatasaray değişti, milli takım değişti ve ben futboldan uzaklaştım. Ne artık futbol oynuyordum ne de takip ediyordum. En fazla çeşitli futbol içerikli bilgisayar oyunlarını oynuyordum. Tabii her zaman futbol gündemiyle ilgili genel bilgim olmaya devam etti ama hep uzaktım. Hatta bir ara o kadar koptum ki genel futbol haberlerinin bir dönemiyle ilgili hiçbir bilgim yok. O dönemden sonra artık insanlar takımımı sorduklarında sadece milli takımı tutuyorum diyecek seviyelerdeydim. İşte en son İcardi'nin Galatasaray'a gelmesi ve sonrasında Galatasaray'ın şampiyonlukları falan derken bu sene hepimiz ekrana kitlendiği o milli maçlarla birlikte benim için her şey değişti. Yıllardır doğru düzgün bir başarı elde edemeyen milli takımımız, benim o kaçırdığım dönemde ortaya çıkmış genç yeteneklerle taptaze bir takım haline gelmiş ve elemeleri geçmişti. Ben dahil herkeste bir milli takım heyecanı ve aşkı uyanmıştı. Erkeklere nazaran genel olarak futbolla pek arası olmayan kadınlar bile her yerde milli maçlarla ilgili paylaşımlar yapmaya ve takip etmeye başlamışlardı. Taze takımımızın birbirleriyle olan dinamiği çok iyiydi ve Arda, Ferdi ve Barış gibi genç yeteneklerimizi izlemek çok keyifliydi. Yıllar sonra ilk defa bir maç izlerken ekranın karşısında yerimden sıçrıyordum. Avusturya'yı yenip çeyrek finale çıkmamızla ve UEFA'nın bize haksız yere ceza vermesiyle benim milli takıma olan bağlılığım da giderek artmıştı. Artık sadece kendi maçlarımızı değil tüm ülkelerin maçlarını takip etmeye başlamıştım. En son çeyrek finale gelip de neredeyse kazanmak üzereyken taktik hatasından dolayı elenmemizle birlikte ben ve tüm ülke büyük bir hüsran yaşamıştık. Tüm ülke ilk defa böyle bir heyecanla omuz omuza meydanlarda maç izlemiştik.

Çeyrek finalde Hollanda'ya üzücü bir şekilde yenilsek de farklı bir şey olmuştu: takımımıza minnettardık, kızgın değil sadece üzgündük. Bize yarı final hatta final maçı hayalleri kurdurtmuşlardı ve bu çok değerliydi. Benim içinse, tüm ülkede de aynısı oldu mu bilmiyorum ama bende tekrar bir futbol sevgisi ateşlenmişti. O içimde unutulup gitmiş olan maç heyecanları ve keyifleri tekrar hatırlanmıştı. Deyimi yerindeyse futbol çarklarım tekrar dönmeye başlamıştı. Milli maçlar bittikten birkaç gün sonra tekrar bu heyecanı bir yerlerde aradım ve kendimi Galatasaray'ın tüm kadrosunu, teknik direktörünü ve bu sezon neler yapacağını araştırırken buldum. Tekrar Galatasaraylı olmuştum ve yeniden aynı eskisi gibi tüm maçları takip edecektim. İşte, bu seneki milli takımımız ve bize kurdurttukları hayaller, yıllardır sönmüş olan bir duyguyu bende tekrardan canlandıracak kadar güçlüydüler. Teşekkürler çocuklar.