Minik Devlet, Büyük Güç Vatikan

Vatikan, 1926 senesinde İtalya’nın faşist lideri Mussolini sayesinde İtalya’da “devlet içinde devlet” statüsü kazanmış bir şehir devletidir. Tüm Katolik halkı için büyük bir önem teşkil eden Vatikan, her yıl binlerce turist çeken dünyanın en büyük ilgi odaklarından biridir.

Vatikan’ın yönetimi, Katoliklerin lideri olan Papa’nın elinden geçer. Öyle ki Papa’nın her sözü yasa niteliği taşır. Zaten Katoliklerin inancına göre Papa’nın iktidarı, Tanrı’nın iradesidir. Bu sebeple Vatikan’ın laik anlayışla ilerleyen bir devlet olduğunu söylemek mümkün sayılmaz.

Vatikan, çok eski zamanlardan beri oldukça gizli belgelere sahip olan, sırlarını ebediyen saklayan, esrarengiz bir devlet olmuştur. Her yıl milyonlarca turist çekmesinin sebeplerinden birinin de bu olduğu pek tabi söylenebilir. Papa’nın ve sağ kollarının gizli kapılar ardındaki görüşmeleri, ellerindeki belgeler Vatikan’ı büyük bir güç haline getirmiştir. Her ne kadar ellerinde bulunan sırlar sonsuza dek saklanıyor olsa da bu sırların açığa çıkması ihtimaline karşın bütün devletlerle Papa’nın ilişkisi iyi konumdadır.

Roma’nın ilk zamanlarında Hristiyanlık dini sapıklık ve hainlik olarak nitelendirilmekteydi. Ancak geçen zamanla birlikte bu algı değişti ve özellikle Katolik mezhebine ait olan halk çok fazla değer görmeye başladı. Hatta öyle ki verilen bu değer, Katolik milliyetçiliğinin oluşumuna da sebebiyet verdi. Dünyayı hakimiyeti altına almış olan Hristiyanlık dininin bir mezhebinin merkezi olan Vatikan, dünyanın dengeleri ne kadar değişirse değişsin yine saygıdeğer bir konumda varlığını sürdürecek gibi görünüyor.

Vatikan, dünyanın en kalabalık topluluğuna sahip olmanın yanında bir de dünyanın en zengin devletlerinden biri. Bu zenginliği, tamamen Pazar ayinleri için satılan eşyalardan sağlıyorlar. Halkın büyük çoğunluğu dindar kesimden oluşuyor ve her Pazar Aziz Petrus Meydanı’nda Papa’nın ettiği duayı dinleyerek ona şükranlarını iletiyorlar. Devletin hem dini hem siyasi lideri olan Papa’nın halk tarafından her zaman sevilip kabul görmesi, halkın birliği açısından da iyiye işaret. Suç oranı oldukça yüksek olan Vatikan’da alınan güvenlik önlemleri genel olarak Papa’ya yoğunlaşmış şekilde. Papa’ya gelecek herhangi bir zarar, onlar için kıyamet günü niteliğini taşıyor.

Olaya geniş çerçeveden bakıldığında küçük bir yerin güç sahibi olması oldukça farklı duruyor. Ancak her şey dinin gücünü çok iyi kullanmalarıyla alakalı. Hristiyanlık, dünyada güç elde etmiş olan hemen hemen her ülkenin resmi dini. Vatikan da bu dinin sert kurallar içeren mezhebine ayrı bir kapı açan devlet. Bir noktada Katoliklerin sadece Vatikan’da toplanmış olması diğer ülkeler için kolaylaştırılmış bir durum konumunda diyebiliriz. Sert kurallar içeren Katolik mezhebinin, herhangi bir ülke yönetimini zorlaştıracağı için sadece Vatikan’a ve Papa’ya bırakılması bütün dünya açısından belki de en sağlıklısı.