Modernite'nin Karanlık ve Travmatik Yönü: Turizm ve Bellek Mekânları
Modernite, karanlık turizm, mekân ve travma üzerine bir yazı.
Modernizm, insanlara tıpkı bir otomat gibi kusursuz işleyen bir dünya vaat etmişse de bu vaatlerin önemli bir kısmı gerçekleşmedi. Sömürünün son sürat devam ettiği bir ortamda insanın özgürleşmesi mümkün olmadı. Yine buna milyonlarca insanın öldürüldüğü veya yerinden edildiği savaşlar ve soykırımlar eşlik etti. Bu tür vaatlerin gerçekleşmemesi, insanları derin bir şüpheye sevk etti. İnsanların modernite ve onun türevi olan aydınlanmaya karşı hissettikleri güvensizlik, "postmodern durum"un ortaya çıkmasına yol açmıştır. Eşitlik, özgürlük, insan hakları, ilerleme vb. vaatler oldukça büyük ve iddialı anlatılardı. Bana kalırsa bu anlatılar pek de tutmamakla birlikte bazen de ters tepti. Ancak ben yine de aydınlanma sayesinde elde edilen kazanımlar olduğunu düşünüyorum. Tam emin olmamakla birlikte Erich Fromm'a ait olduğunu duyduğum bir söz* bence moderniteyi bazı günahlarına rağmen biraz olsun aklar: "Yaşama hizmet eden her şey iyi, ölüme hizmet eden her şey kötüdür"
Modernite ve aydınlanmayla birlikte bilime duyulan güven sayesinde "teknik" gelişmiş ve bu sayede büyük kitlesel ölümlere yol açan salgın hastalıklardan yaşam koşullarının iyileştirilmesine olanak sağlayan teknolojilerin gelişmesine kadar birçok alanda insanların yaşamını iyileştirilmiştir. Elbette bu eşi benzeri görülmemiş üstün teknik sonucu (mesela atom bombası ve yüksek tesirli silahlar) yine büyük kitlesel ölümler gerçekleşmiştir. Bana kalırsa yeni bir şeyin ortaya çıkması, onun salt iyi ya da salt kötü olduğunu göstermez. Bu şeyi iyi yönde de kötü yönde de kullanan yine insanlardır. Belki bu nedenle, siyah-beyaz kadar keskin bir ayrıma gitmeden, iyi ve kötü insanların olduğuna inanabiliriz.
Bu yazımın konusu, yukarıda bahsettiğim oldukça iddialı bir tutumla büyük vaatlerde bulunan bir "projenin" kötü kullanılmasıyla (ya da belki en başından beri kötü niyetleri olan ama bunu gizleyen ve sonra kötüye kullanan) gerçekleşen olayların turizm, bellek, mekân, hatırlama/unutma vb. sonuçlarıyla ilgilidir.
"Karanlık turizm", soykırım, savaş, doğal ya da insan kaynaklı afetler gibi insanlık tarihinde yaşanan "karanlık" olayların gerçekleştiği mekânların ziyaret edilmesidir (Sampson, 2019). İlk olarak Malcolm Foley ve John Lennon tarafından kullanılan kavram, bellek/hafıza mekanları ziyaretçilerinde ölümü ve trajediyi güdüleyen yerlerin eğlence amacıyla ziyaret edilmesine karşılık gelen bir faaliyeti ifade etmektedir (Gündem, 2022). Bu tür mekânların postmodern mekânlar olduğunu söylemek yanlış olmaz, zira bu mekânlar geçtiğimiz yüzyılın içerisinde modernite projelerinin eseri olan savaş, soykırım vb. "karanlık" olaylara gönderme yapar ve bu yönüyle bu projelere karşı endişe ve şüpheyle yaklaşılmasını sağlar (Bezirgan Tanış, 2022). Bir düşünün: Size insanların özgürleşmesinden, kendi kaderlerini kendilerinin tayin etmesinden, eşitlikten ve daha bir sürü şeyden bahsediliyor. Ama sonunda kan, gözyaşı, yıkım ve ölümle karşılaşıyorsunuz.
Bu tür mekânlar, ziyaretçileri yukarıda saydığım duygu deneyimlerini yaşamaya sevk etmekle birlikte, onların daha ciddi psikolojik deneyimler yaşamasına da yol açabilir. Örneğin bellek/hafıza mekânlarının ziyaretçiler üzerindeki olası travmatik etkilerini araştıran bir çalışmada Bilewicz ve Wojcik (2017), İkinci Dünya Savaşı'nda Nazilerin en büyük toplama kampı olan Auschwitz'i ziyaret eden Polonyalı liseli öğrencilerde, ziyaret sonrasında travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) belirtilerinin görüldüğünü tespit etmişlerdir. Katılımcıların yüzde 60'ı bilince istemsizce giren düşünceler, yüzde 28'i kaçınma davranışları ve yüzde 13'ü de aşırı uyarılmışlık belirtileri gösterdiklerini bildirmişlerdir. Ayrıca soykırım kurbanları için gösterilen empatinin (çalışmada katılımcıların, soykırım kurbanlarının benliklerini kendi bireysel benliklerine eklemesiyle empatinin ortaya çıkacağı varsayılmıştır) katılımcılardaki ikincil travma belirtilerini anlamlı olarak yordayan (tahmin eden) tek değişken olduğu da yine bu çalışmada gösterilmiştir.
Görüldüğü üzere bu tür bellek/hafıza mekânları ziyaretçilerde olumsuz etkiler de bırakabilmektedir. Karanlık turizm, geride bıraktığımız yüzyılda yaşanan trajedileri gözler önüne sermekte ve insanlara modernitenin vaat ettiklerini sorgulatmaktadır. Bana kalırsa moderniteyi ve onun ürünlerini sevabıyla ve günahıyla kabul edip değerlendirmek gerek. Tarihte her dönemin içerisinde muhakkak ki iyilikler ve kötülükler bir arada olacaktır. Bana kalırsa yapılması gereken, dönemlerin olumlu taraflarını ilerletip olumsuz taraflarını ortadan kaldırmak ve yeni dönemler için çözüm önerileri bulmak olmalıdır. Elbette burada önemli olan bunun “nasıl” yapılacağıdır.
*Sosyal medyada bu sözün Erich Fromm tarafından söylendiği iddia ediliyor. Ancak yazarın hangi eserinde bu sözün geçtiğini bulamadım. Yine de kullanmak istedim.
Kaynakça
Bezirgan Tanış, B. (2022). Karanlık geçmişten karanlık mirasa: Yassıada ve Robben Adası’nda hafıza mekânlarının inşası. Sosyoloji Araştırmaları Dergisi 25(2) 169-187.
Bilewicz, M. ve Wojcik, A. D. (2017). Visiting Auschwitz: Evidence of secondary traumatization among high school students. American Journal of Orthopsychiatry 88(3), 328-334. http://dx.doi.org/10.1037/ort0000302
Gündem, Ö. (2022). Karanlık turizmin söylemi bitmeyen hafıza ve anma mekânları Mimarlık Kuramı 427 43-47.
Sampson, H. (2019, 13 Kasım). Dark tourism, explained. https://www.washingtonpost.com/graphics/2019/travel/dark-tourism-explainer/ adresinden 22 Eylül 2024 tarihinde alınmıştır.
Görsel Kaynaklar
https://pixabay.com/tr/photos/pripyat-%C3%A7ernobil-%C3%A7ay-1374515/
https://pixabay.com/tr/photos/auschwitz-tarih-m%C3%BCze-toplama-kamp%C4%B1-1066185/