Mustafa Kemal Atatürk ve Nikola Tesla'nın Hatay /Antakya Görüş İddiaları

Bir dönem rakip olduğu çağdaşı Thomas Edison'a bile anlatmadığı da hâlâ konuşulan iddialar arasında.

Dünya’nın kendine özgü bir enerji hattı olduğu, bunun insan bedenini saran sinir sisteminde akan enerji gibi, dünya yüzeyi altında da negatif ve pozitif enerji akımları var. Bunlar, yerin jeolojik yapısının elektriksel girdabından doğmakla birlikte enerji ağları olarak dünyayı sarıyor. İşte, bu Yeryüzünün Enerji Kanallarına "Ley hattı" deniyor. Güneş, Ay ve Gezegenlerin de bu enerji alanı üzerinde etkilerinin olduğu bilinmektedir.

Hatay tarihi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra sırları,zaman içerisindeki gizemli bağlantıları ile de çok konuşulmuş bir şehir olmaksızın yine birçok din ve medeniyetlerin de ana vatanı olmasıyla bile birçok turistin uğrak noktası olmasıyla da dikkatleri üzerine çeker. Ancak Hatay'ın buğün hâlâ konuşulan fakat çözülemeyen sırlarından biri de geçit kapısı iddalarıydı. Hatay'ın ley hatlarıyla bağlantılı geçiş kapısı ve 3,6,9 sayı gizemleriyle buğünün insanlarının kavrayamacağı düşünülen bazı spiritüel rivayetler ile de zamanında çok konuşulan ve buğün hâlâ gizemini korumakta kalmayıp doğruluğu da tartışılmaktadır.

Dünyada Ley Hatları

Türkiye Cumhuriyeti Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve Dünya tarihinin en büyük bilim adamlarından biri olarak kabul edilen Nikola Tesla'nın buluşma iddiaları da bu gizemi daha da hareketlendirir. Görüşme 1928 yılında Ankara'da, eski Çankaya Köşkü bahçesinde gerçekleşir. Bu görüşmenin ana konusu ise 3,6,9 sayılarının gizemi ile birlikte dünyadaki ley hatlarının enerjisi ve de ay hareketleri ile genel güç, enerji dengeleriyle bölge itibariyle Antakya'nın burada önemli bir şehir olduğunu, üzerinden dünyadaki diğer ley hatlarının enerji yükü ile birlikte güç kaynağı olmasının yanı sıra bunun yanlış kişilerce keşfedilmemesinin önemini Tesla, “3, 6, 9 rakamlarının sırrını çözen, evrenin sırrını çözer” sözü ile ifade eder.

Tesla bu sayıların gizemini, ay ile bağlantılı sırların içeriğini ve ay koordinatları ile birlikte Atatürk'e sunar. Bu sayılar bazı kadim ve semavi dinlerde önemli bir yere sahip olduğunun, Hatay'ın da burada birçok dine ev sahipliği yaptığını ve bu toprakların Türkiye sınırları içerisinde olması gerektiğini vurgulamış, buranın aya giden bir hat olduğunu ve bir yıldız geçidi olasılığını iddia etmektedir. Mustafa Kemal bu iddalardan fazlaca etkilenip merak duyar duymaz, bu iddiaları araştırırken bir süre Mayalar ve Mu kıtası ile ilgilendiğini ve 1935 yılında bu konudaki araştırmalarla ilgilenmesi için Tahsin Maya Tepe'yi Meksikaya araştırmacı olarak gönderdiğini burada ise Tahsin Maya Tepe'nin Maya tabletlerini ve piramitleri incelediği ve 14 ayrı rapor hazırladığı, rapor içeriklerinin Maya ve Türklerin ortak bağlantıları ve piramit ve tapınakların yıldızlarla olan bağlantıların detaylarını açıklayan raporlarları Atatürk'e sunar.

O dönem Fransızların el koymak isteyip, Suriye'ye verilmesi planlanan Antakya bir gece içinde Fransızlar tarafından işgal edilmesinin bölgede Türkiye'nin dış politika için de tehlikeleri söz konusuydu ki, raporlar ve şahsi araştırmalarının da beraberinde Mustafa Kemal Atatürk, Hatay'ı ana vatana katmakla ilgili hasta olmasına rağmen varlığı ile de düşmana gözdağı vermişti.

Hatay için “Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde kalamaz” diyen Atatürk, 1 Kasım 1936’da TBMM açış konuşmasındaise “...milletimizi gece gündüz meşgul eden başlıca büyük mesele, gerçek sahibi öz Türk olan İskenderun, Antakya çevresinin geleceğidir. Bunun üzerinde ciddiyet ve kesinlikle duruyoruz” diye konuşmuştu.

Ayrıca, hasta yatağında İsmet İnönü’ye Hatay’a dair bir vasiyet bırakmıştır. Atatürk’ün son dileği, Hataylı bir Türkiye Cumhuriyeti olmasıydı. Vefatının ardından, 7 Temmuz 1939’da sınırlarımıza girmiş olsa da bunu görememiştir. Bu nedenle Hatay, Atatürk’ün bize bıraktığı son miras olarak kabul edilmektedir.

Atatürk Fransız büyükelçisine ise, “Hatay benim şahsi davamdır. Şakaya gelmeyeceğini bilmelisiniz” demişti.

Dünyada ley hatlarının geçtiği hizalamaların çeşitli tarihi yapılar, tarih öncesi alanlar ve önemli dönüm noktaları olarak bilinirken, Türkiye de bu hizalamaların üzerinde de birçok önemli tarihi yapıların olduğu da dikkatleri çekerken bu yapılara ve şehirlere örnek olarak; Ayasofya, Süleymaniye Camii, Selimiye Camii, Yuşa tepesi, Eyüp Sultan, İstanbul tarihi yarımada, Göbekli Tepe, Nemrut, Truva, Pamukkale, Kapadokya, Efes, Assos, gibi tarihi yerler başta olmak üzere Ankara, Konya, Bitlis, Mardin, Kars, Sinop, Çorum, Alaşehir, Antakya, Edirne, Bursa, Şanlıurfa gibi iller de Anadolu'da leyhatlarının geçtiği noktalar arasında yer aldığı biliniyor.Tapınaklar ve ibadet yerleri genellikle bu hatların üzerine inşa edilmiştir.

Farklı dinler için önem arz eden Kudüs, Mescid-i Aksa, Mekke ve Ayasofya Dünyada Enerji akışının yoğun olduğu yerler arasındadır.

Hatay, bu enerji hatlarının kesiştiği bir noktada bulunur ve bu nedenle tüm dinlerden insanlar için önemli bir ziyaret noktasıdır. Enerji hatlarının bu noktada kesişmesi, insanların bu bölgede daha yoğun bir şekilde meditasyon yapmasını veya manevi deneyimler yaşamasını teşvik edebilir...

Bu görüşme iddiaları, birçok kaynak tarafından reddedilse de bazı sayısal veriler gerçek olabilme iddalarını da güçlendiriyor.

1936 yılında Antakya adının Atatürk tarafından Hatay olarak değiştirilmesinin kelime anlamı ise Hat-ay (Ay Hattı) söylentilerine ve 1936 yılında bu adı almasının da tesadüf olmadığını yıl içerisindeki 1936 rakam toplamlarının 19 ve de 3,6,9 sayılarını da içermesi Mustafa Kemal'in bu yılı özellikle seçmiş olabileceğine dair soru işaretlerini de içeriyor. Ayrıca 9, 19 ve 999 sayılarının Kuran-ı Kerim ve Atatürk'ün hayatı için de büyük bir öneme ve sıklığa sahip olduğunu biliyoruz.

Tesla; Mustafa Kemal Atatürk ile konuşmasından sonra, annesine yazdığı son mektubunda: ‘’Şimdi, Türklerden uzak durduğum için üzgünüm çünkü onlar, şafaktan önceki duyduğum sesleri(satırları) söylüyorlardı. Şimdi fark etmeye başladığım şeyleri, onların daha iyi bildiğini hissediyorum.’’ sözlerini söylemiştir.

Tesla’nın bu mektubunda bahsettiği “şafaktan önce duyduğum sesler” ve “duyduğu bilgiler”, tüm dinlerde duaların özelikle sabaha karşı saatlerde yapılan bir ibadet olması ile insanların ilk işlerini bu tür ibadetlere ayırması ile insan zihninde tümüyle bir bağlantı yolu ile bu faaliyetlerin en etkili olduğu zamanlamayla ilgisi olduğunu veya o dönemdeki özel yeteneklerini, algısını ifade ediyor gibi görünüyor. Bu tür yeteneklere sahip kişiler, enerji hatları ve ley hatları gibi doğal enerji yollarını daha iyi kullanma eğilimindedirler. Tesla, bu enerji hatlarından gelen bilgileri ve ilhamı kullanarak bilimsel keşiflerde bulunmuş olabilir.

Nikola Tesla'nın bu özel bilgileri 70'lerinde Atatürk ile görüşmeleri için bazı kişilerce randevu ayarlattığı ve bu bilgileri sadece Atatürke açtığı, bir dönem rakip olduğu çağdaşı Thomas Edison'a bile anlatmadığı da hâlâ konuşulan iddialar arasında...




Kaynakça;

https://kasifiz.com/hatayin-sirlari-ataturk-ve-teslanin-gizemli-bulusmasi/

https://youtu.be/t0Wd-eT7v1A?si=H70vjzPmsLiRriDb

https://www.aydinlik.com.tr/haber/ataturk-neden-hatay-benim-sahsi-meselemdir-dedi-ataturk-hataya-ne-zaman-geldi-ataturk-hatay-sozleri-370175

https://www.milliyet.com.tr/pembenar/nur-demir/dunyanin-enerji-aglari-2912062