Ölümün, Aşka Kanlı Ve Karanlık Dokunuşu

The story of a man, a woman, and the corpses of a thousand evil men...

2001 New Jersey'de kurulan ve Amerikan rock grubu olan My Chemical Romance, vokalist Gerard Way’in 11 Eylül saldırılarına tanık olmasından sonra Way’in o günden sonraki hayatının öncekinden farklı ve sayılı olabileceği düşüncesiyle kurulmuş bir müzik grubudur. Özellikle ilk albümlerine yansıyan saldırının anıları ve parçaları, grubun kendilerini ifade etmek ve Way’in yaşadığı travmayı üzerinden atmak için oldukça başarılı bir girişimdi. 2013 yılında dağılıp 2019 sonlarına doğru yeniden birleşen grubun şu anki kadrosu vokalist Gerard Way, baş gitarist Ray Toro, ritim gitarist Frank Iero ve Gerard Way’in kardeşi basçı Mikey Way'den oluşmaktadır. My Chemical Romance, 2000'li yılların Myspace, MTV ve Hottopic dalgalarıyla beraber en etkili rock gruplarından biri ve pop-punk ve emo türlerinde can alıcı bir parça olarak anılmaktadır.

I Never Told You What I Do For a Living

İki aşık düşünün. Tüm dünya kendilerince onların ve birlikte her şeyi yapabiliyorlar. Bu iki sevgili bilinmeyen insanlardan (muhtemelen diğer suçlular ya da polis) kaçmaktadırlar. Albümün içerisinde ve genel olarak My Chemical Romance’in kanlı, intikam ve aşk dolu dünyasında olduğu gibi silahlıdırlar ve bu hiçliğin ortasında sonlarının geldiğini umutsuzca bilmektedirler. Ardından bu iki sevgili kaçtıkları kişiler tarafından bir çölün ortasında başlarına aldıkları 2 kurşundan sonra (They gave us two shots in the back of the head and we're all dead now) adam ölür fakat kadın komada yaşam savaşını sürdürmeye devam eder. Cehennemde sevgilisinden ayrı bir şekilde acı çekmeye başlayan ve kadının yokluğundan deyim yerindeyse derbeder olan adam, cehennemin dibinde ve çaresiz bir şekilde yapılacak belki de tek şeyi yapar: şeytanın teklifini kabul eder.


My Chemical Romance grubunun kurucusu ve vokali olan, ayrıca çizgi roman dünyasına da adımını atmış olan Gerard Way, şeytanın verdiği teklifi şöyle açıklar:


"Three Cheers For Sweet Revenge albümünün konsepti, bir silahlı çatışmada ölümle ayrılan bir adam ve bir kadının hikayesiydi. İki aşıktan biri olan adam cehenneme gider, ancak şeytan ona kadının hâlâ hayatta olduğunu söyler. Şeytan, “Bana bin kötü adamın ruhunu getirirsen onunla tekrar birlikte olabilirsin.” der ve adamın eline bir silah tutuşturur, o da gidip bunu yapacağım der."


Şeytan bu, elbette aşkın kör gözleriyle adam bunu sevdiğine ne pahasına olursa olsun kavuşmak adına düşünmeden kabul eder. Öldürdükçe öldürür fakat 999. kötü adamdan sonra kandırıldığını anlar. Aşık olduğu kadınla bir daha asla yeniden bir araya gelemeyeceğini anlayan adam, her şeye rağmen aşkına kavuşmak adına ellerini kana buladığı seri cinayetlerde başarısız olduğunu fark ederek kendini öldürür. Yıkım aşıklarının adamı, bu eylemiyle sonunda bin kötü ruh hedefine ulaşır ve ikisi de cehennemde yeniden bir araya gelir. (Another night and I’ll see you)

Şarkı boyunca, tüm o kötü insanları öldürdükten sonra adamın neredeyse kendinden tiksinme ve nefret etme duygusu da görülür. Adam, sevgilisinin kendisini temizlemesini ve ellerindeki kanı yıkayıp götürmesini ister ama lekelerin asla çıkmayacağını sezer.


“Another knife in my hands, a stain that never comes off the sheets / Clean me off, I’m so dirty, babe”


Genel hatlarıyla kayıp, ölüm, umut ve cinayet hakkında sözüm ona iç burkan bir şarkı olan "I Never Told You What I Do For a Living" şarkısı suçluluk, kendinden nefret etme ve pişmanlık mücadelesi temalarını işleyen oldukça karanlık, içe dönük ama bir o kadar da romantik bir parça. Şarkının aşık adamı, 1000 kötü ruhla, kendi içindeki şeytanlarla ve en önemlisi şeytanla boğuşup, peşini bırakmayan bir geçmişten arınmaya çalışır; ancak bazı lekelerin bıçakla temizlenemeyecek kadar derin olduğu da şarkının kendisi kadar acı bir gerçek -ki bu gerçek, adamın gerçekleştirdiği eylemleri tarafından kalıcı bir iz misali işaretlenmiş olma hissine işaret eder.- Bu, adamın fiziksel izlerinin ortadan kalkmasının ardından bile duygusal etkilerinin uzun süre devam edebileceğini anlatan bir metafor olarak değerlendirilebilir. "I tried" dizesinin tekrarı, çaresizlik duygusunun ve adamın geçmişinden kaçmaya çalışmasının beyhudeliğinin de altını çizer nitelikte.

Gerard Way’in yaratıcılığı, tanık olduğu şeyler (11 Eylül saldırısı) ve muazzam derecede olan çizgi roman sevdası aslında bu konseptin neden bu kadar derin ve karanlık olduğunu açıklar nitelikte. My Chemical Romance grubunun ilk albümleri olan I Brought You My Bullets, You Brought Me Your Love esasında I Never Told You What I do For a Living için bir başlangıç veyahut devam mahiyeti taşıyan bir şarkı barındırmakta: Demolition Lovers. Demolition Lovers çölün ortasında kurşun yağmuruna tutulan ve ölümün onları ayırdığı I Never Told You What I do For a Living şarkısındaki aşıkları temsil eden, isminden de anlaşılacağı üzere bir yıkımın şarkısı. Bu şarkıdan bahsetmek Three Cheers For Sweet Revenge albümü için her ne kadar gereksiz görünse de ve şarkı albümün bir parçası olmasa da I Never Told You What I do For a Living ve onun konseptinin anlaşılması için bir yapı taşı özelliği taşıyor aslına bakılırsa.


Three Cheers For Sweet Revenge albümü için bir konsept olarak yaratıldığından ve hikaye barındırdığından söz  etmek elbette yersiz olamayacaktır. Albümün her şarkısı, -özellikle sırayla dinlendiğinde- Demolition Lovers için tamamlayıcı nitelikte. Fakat -bu albümden benim de kişisel favorim olan- I Never Told You What I do For a Living, albümün son şarkısı olmasıyla beraber iki aşığın ölümde birleşen yollarını ve sonun başlangıcı olarak oldukça karanlık ama bir o kadar da aşkın ve ölümün kırmızısıyla bulanmış trajik bir şarkı. 


“And we'll all dance alone to the tune of your death

we'll love again, we'll laugh again

and it's better off this way

and never again, and never again 

they gave us two shots to the back of the head

and we're all dead now”