Slovenya'nın Başkenti Lübliyana ve Ejderhası
Ejderha görmeyen kaldı mı?
İsmi kadar ilgi çekici olan bu şehrin efsanesi de bir o kadar ilginç. Gezi rotası belirleyeceklere Lübliyana’yı da eklemelerini tavsiye ederim.
Şehrin ilgi çekici ismi ile başlayalım. İsmin kökeninin ne olduğu konusunda karara varılamamıştır. Bazı tarihçiler ismini, "Laburus" denilen antik Slav şehrinden aldığına inanırlar. Diğerleri ise kelimenin kasabadaki bir selden sonra Latince "aluvina"dan geldiğini düşünür. Kısacası anlamdaki kararsızlık, isme farklı bir tarz vermiş.
Lübliyana’nın Dragon yani Ejderha Köprüsü, şehrin bir sembolü olarak kabul edilen köprüdür. Ürkütücü ve etkileyici bir tasarıma sahip olan 4 ejderha heykeline sahip olan köprü, tam anlamı ile bir başyapıttır. Ejderhaların efsanevi görünümü ile birlikte köprü, olağanüstü bir teknik mirasın parçasıdır. Aynı zamanda 20. yüzyılın başında gelişen Art Nouveau mimarisinin de mükemmel bir örneğidir.
Efsaneye göre Lübliyana, Yunan mitolojisinin kahramanı Jason tarafından Kral Aeoktes'ten altın postu çalan ve daha sonra yoldaşlarıyla birlikte Argo'ya kaçan Jason tarafından kuruldu. Gemiyi Adriyatik kıyılarına taşımak için gemilerini söktüler, gemiyi yeniden inşa ettiler ve Yunanistan'a geri döndüler. Kıyıya doğru giderken, bir ejderhanın yaşadığı söylenen Lübliyana’nın kaynağına yakın bataklıklarda büyük bir gölde durdular, bunun üzerine Jason savaştı, canavarı yendi ve öldürdü.
Bu efsaneyle birlikte, ejderha sembolleri böylece Lübliyana’da eski zamanlardan beri var olmuştur. Ejderha başlangıçta bir dekorasyon olarak Orta Çağ arması üzerinde mevcuttu ancak daha sonra daha merkezi bir pozisyon aldı. İlk canavar olarak, tasvirinden itibaren, ejderha yavaş yavaş şehrin sembolik bir koruyucusuna dönüştü ve güç, cesaret ve bilgeliği somutlaştırdı.
Mimar Giorgio Zaninovich, 1900 yılında Franz Joseph I Jübile Köprüsü için planlarını çizdiğinde, orijinal tasarımı köprünün uçlarını süsleyen kanatlı aslan heykellerini öngörüyordu. Ancak son tasarımda, aslanların yerini bugün Lübliyana’nın en ünlü manzaralarından biri olan büyük ejderha heykelleri aldı.
Gücü, cesareti ve bilgeliği temsil eden ejderha, eski zamanlardan beri Lübliyana’nın sembolü ve koruyucusu olarak kabul edilmiştir. Lübliyana, bu nedenle “Ejderha Şehri” olarak da bilinmektedir.
Dragon Köprüsü, 1819 senesinden itibaren varlığını korumuş olan Kasap Köprüsü adlı eski ahşap köprünün yerine inşa edilmiştir. Köprüye ejderha görünümünü veren Dalmaçyalı mimar Jurij Zaninovic; betonarme yapıyı kaplayan beton plakaları, korkulukları ve levha-bakır ejderha heykellerini tasarlamıştır. Köprünün yapım planları ise Profesör Josef Melan tarafından hazırlanmıştır.
İhtişamlı Dragon Köprüsü, günümüzde hem yerel halkın hem de yabancı turistlerin ilgi odağı olmayı başarmaktadır. Kamuya açık olan köprü, yılın her günü ve saatinde ziyaret edilebilmektedir. Aynı zamanda girişler için ziyaretçilerden herhangi bir ücret talep edilmemektedir.
Lübliyana Kalesi'nin 500 yıllık şapelinde, ejderhaları öldürmekle ünlü St. George'a ithaf edilebilir, şehrin tarihini keşfedebilir ve hatta bir ejderhayı kurtarabilirsin.
Lübli, Lübliyana turizminin resmi maskotudur. Şehirden ayrılmadan bir hatıra olarak çeşitli ürünlerden birini satın alma şansını da yakalayabilirsin.