Zamanın İyileştirici Etkisi
Zamanla her şey geçer mi?
Büyükler hep zamanla her şeyin yoluna gireceğinden bahseder. Nice acıların, nice sıkıntıların, nice problemlerin zamanla bir şekilde çözüleceğine inanırlar ve bizi de inandırmaya çalışırlar. Problem anında hiçbir şey düzelmeyecek, her şey hep bu kadar kötü gidecekmiş gibi hissederken onların bu sözleri bizi rahatlatmaz. Çünkü, o anın düzelmesine olan ihtiyacımız; geleceği düşünme ve geleceği daha iyi yaşama olasılıklarına olan ihtiyacımızdan daha büyüktür.
Hayat, çalkantılı bir deniz gibidir. Bazı günler dalgaların arasında boğulma tehlikesi yaşar, bazı günler ise dümdüz suyun içinde her şeyin ne kadar basit ve şeffaf olduğunu deneyimleriz. Gariptir, o an aldığımız nefesin ağırlığı o kadar önceliklidir ki önceki nefeslerimiz ya da sonrakilerin hiçbir değeri olmaz. Mevcut duruma kadar neler yaşadık, neleri göğüsledik, hatta pes etmeye ne kadar yaklaştık önemsizdir. O an önemli olan tek şey anın kendisidir. Bazen, gelecek planları kurmaya elverişli oluruz, o anki ruh halimize göre geleceği planlamaya çalışırız. Yenilik arayışına girer bulunduğumuz anı iyileştirme çabasına gireriz. Ama, planlarımızın ne kadarı umduğumuz şekilde gerçekleşir? Kurduğumuz her hayal aslında tek bir boyutu yansıtır, o hayale nasıl ulaşacağımız, ne kadar zaman gerekeceği, o hayale ulaşırken nelerle karşılaşacağımız hiçbir şekilde aklımıza gelmez.
Belki o yüzdendir ki bu hayatta attığımız her adımın bir bedeli vardır. Bu bedellerin bir kısmı iyidir gelip geçer, bazıları ise uzun soluklu ders niteliğindedir. Bizi geliştirmek, doğruya yönlendirmek, büyütmek için yaşanır her biri.
Ders içeriği taşıyan bedeller o kadar zordur ki, vermesi yıllar sürer. O yıllar geçmek bilmez, sanki her şey üst üste geliyormuş gibi hissettirir. Mutsuzluğu, karamsarlığı, öfkeyi, hayal kırıklığını beraberinde getiren derslerdir bunlar. Başta güzel başlar her şey, anlayış limiti dolmadan olabildiğince tanıma üzerine kururludur. Duruma alışıldıkça işler değişmeye başlar, eksikler, yanlışlar, hatalar ortaya çıkar. Bir anda güzelliklerin yerini hayal kırıklıkları alır. Hayal kırıklıkları temel olarak soğuma barındırır. Çünkü başta tanışılan, umut yaşatılan her şey yerini kocaman bir olmaza bırakmıştır. Sanki hiçbir şey iyiye gitmeyecekmiş o durum sonsuza kadar devam edecekmiş gibi hissettirir. Kaçmak zordur, durumu düşünmemeye çalışmak anlamsızdır çünkü aklımızda yer edinen en temel problem o sorundan kaçma isteğidir. Sanki kaçmak her şeyi çözecekmiş gibi, ya da çözmese bile biraz olsun iyileştirecekmiş gibi gelir.
Nasihatlar almaya başlarız etrafımızdan. Nasıl daha az umursarım, nasıl bu durumun etkisini zayıflatırım diye etrafa danışmaya başlarız. Bizi belki kimse anlamayacaktır, belki hiç kimse umursamayacaktır ama en azından paylaşmış olmak, benzer şeyleri birilerinin yaşadığını ve üstesinden geldiğini görmek biraz olsun rahatlatacaktır.
Büyükler “zamanla” her şeyin düzeleceğini söyler, onların zamanında da benzer şeylerin yaşandığını ama bir şekilde öyle ya da böyle her şeyin geçtiğini söylerler. İyi durumlar da geçicidir kötü durumlar da. Geriye yalnızca anılar kalır, bizi büyüten; bizi olgunlaştıran anılardır bunlar.
Peki zaman gerçekten iyileştirir mi?
Zamanla her şey düzelir mi gerçekten?
Evet, düzelir… Kabul etmek zor da olsa geçmişte yaşanılan hiçbir duygu kalıcı olmamıştır. Hiçbir yaş, hiçbir huy, hiçbir söz, hiçbir evre. Yaşanılan her şey zamanla değişmiş ve evrilmiştir. İnsan, olumsuz bir olaya en büyük tepkiyi olayın yaşadığı an verir derler. Sonrasında öfke dinmeye, kan basıncı düşmeye ve olayın büyüklüğü azalmaya başlamaktadır çünkü. Vücudun hayatta kalabilesi için buna ihtiyaç vardır. Hiç kimse 5 saat aralıksız bir şekilde sinirli kalamaz, kalp o kadar hızlı kan pompalayamaz, ciğerler o kadar uzun süre hızlı hızlı nefes alıp veremez. Bir şekilde dinlenmek, bir şekilde bu anormalliği normalleştirmek gerekir. “Zamanla” olur bütün bunlar, hiçbir şey ilk andaki kadar kötü kalmaz. Fiziksel tepkiler belki daha hızlı iyileşir ama zihinsel olanlar ister 1 gün, ister 1 hafta, ister 1 yıl, isterse 10 yıl sonra bir şekilde iyileşir.
Neler neler unutulmuyor, neler neler affedilmiyor ki? Sürekli yeni korkular edinmiyor muyuz, ya da sürekli yeni olumsuzluklar gözlemlemiyor muyuz? Geçmişte yaşanılmış bir olay ne kadar uzun süre hayatımızda yer edinebilir ki?
Kendi hayatınıza dönüp bir bakın, görüşmediğiniz birileri varsa ve onlarla zamanında çok kırgın ayrıldıysanız şimdi hangisine karşı kalbiniz öfke ile çarpıyor? Eskiden 5 kişiyse şimdi 2, ya da eskiden 20 ise belki şimdi 17. Sayılar bir şekilde azalmıştır, zaman belirli duyguları iyileştirmiştir, her şey bir şekilde olacağına varmıştır.
Zaman bir şekilde her şeyi iyileştirmiştir.